Amasya İtimat

MASALLAR MASALLARDAMI KALDI

Yıllar geçtikce ve zaman değiştikce hele hele eski toprak diye bahsettiğimiz o büyüklerimiz bir bir önlerimizden kayboldukca, yani  gerçek dünyalarına göç ettikçe maalesef masallarda fıkralarda yok olmaya başladı.


Geçmiş yıllarda masallar  anlatılırdı çocuklara bilhassa keloğlan masalları, tabiki bu masalları anlatan insanlar ya baba anneler ya anne anneler ve ya dedeler olurdu.


“Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellâl iken, pire berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, babam düştü beşikten, ben fırladım eşikten, babam kaptı küreği, annem aldı maşayı, gösterdiler kapının ardındaki köşeyi, diye devam eden masallar, Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine” diye sona ererdi.


Çoğunun kişileri insan ve hayvanlardır. Küçük çocukların severek dinledikleri ve kendi aralarında en çok anlattıklarıdır (Keloğlan, Sırça Köşk masalları vesaire ..
Türk geleneği en masalımsı anlatıları bile gerçeğe yaklaştırma eğilimindedir. Masal’da olağanüstü unsurlar, akıl dışı nitelikte değildir.


Masalların başında yer alan tekerlemeler, masalın konusunun gerçekten ayrılan yanlarına dikkati çekecek niteliktedir.


Masallar sözlü halk edebiyatı türleri içinde ülkeden ülkeye, çağdan çağa en çok yayılan yaratmalardır.


Ülkemizde, masallar hem Anadolu’nun eski kültürel geleneklerini, hem de eski Türk masal geleneğini devam ettirmeye  çalışsada günden güne unutulmaya başlandığını üzülerek görmekteyiz.


Nesil değiştikce unutulmaya yüz tutan bu masal anlatımları çocuklarımızın yaşantılarına  güzellikler katardı..


Eskiden gecelerin tadı bir başka olurdu , ay ışığıyla gidilirdi gelinirdi komşuya,  öyle elektrik filanda yoktu.


Karanlık gecelerde yolda yürürken, çıra veya idare denen fitilli gaz lambaları veya el fenerleri kullanılıyordu.


Evlerimizde gaz lambalar yanıyordu, onlar aydınlatıyordu evlerimizin  odalarını.


Şimdi adı şömüne olan, ocaklar ısıtırdı kerpiçten yapılmış evlerimizin  odalarını..iri, iri odunlar  atılırdı ocağa,ateş  çabuk sönmesinde,  dayanıklı olsun diye..


Komşu komşuya  pişirdiği yemeklerden vermez ise o yemekten yiyemezdi, gönlü razı olmazdı çünkü.. Komşda pişen bize..Bizde pişen komşuya düşerdi.


Eskiden kız çocukları, kendileri yapardı oyuncaklarını, bezlerden bebekler yaparlardı, o bebeklerle oynarlardı.


Erkek çocuklarda öyle idi,  tahtadan oyuncaklar yaparlardı, tahtadan tabancalar yapar bellerine takarlardı..


Kömür karasından resimler yaparlardı, sönmüş kömür ile yazılar yazarlardı..


Ailede doğan çocukların adı, erkek ise dedesinin adı, kız  ise ninesinin adları konurdu.


Eskiden televizyon filanda yoktu..ajanslar radyolardan dinlenirdi, radyoda her evde yoktu,.


Ajans dinlemek için radyosu olan komşuya gidilirdi


Sohbetlerin tadı bir başkaydı, dostluklar riyasız ve kalıcı idi.


Şimdi maalesef bütün bunlara hasret kaldık.


Saygılarımla..


 


Sami ASLAN


 


.

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.