Amasya İtimat

FE EYNE TEZHEBUN (GİDİŞ NEREYE) Tekvir-26

HASAN APAYDIN-İLAHİYATCI-PALEOĞRAFYA BİLİM UZMANI
“Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden
Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden…”
Necip Fazıl KISAKÜREK

Evet biz de soruyoruz içinde bulunduğumuz hal ve gidişattan, toplumsal ahlak ve ilişkilerden çokta memnun olan var mı? Eskiye nazaran çoğumuz maddi anlamda sınıf atladı ama aynı oranda daha huzurlu ve mutlu oldukları söylenemez. Orta yaş ve üzeri kiminle konuşsanız eski bayramları, eski komşulukları, eski arkadaşlıkları özlemle anarlar. Eski ilişkilerin çıkar üzerine değil, samimiyet üzerine kurulduğunu anlatırlar. Cevaplanması gereken soru şudur: Bize ne oldu, nereye doğru gidiyoruz? Bana sorarsanız toplumsal ahlak ve ilişkiler olarak freni patlamış yokuş aşağıya inen bir kamyon gibiyiz. Olaylara ve gerçeklere karşı gözümüzü kapatmanın, yok saymanın bir anlamı yok. Problemleri çözebilmek için gerçeklerle yüzleşmek ve çözüm aramak zorundayız.

 

Bilindiği gibi son asırda insanoğlu bilimde ve teknikte ciddi gelişmeler sağladı. Buna paralel olarak da hayat standardı yükseldi. Dünyevi nimetler çoğaldıkça daha çok şükretmek yerine daha çok maneviyattan uzaklaştı ve kendine yeter halde olduğunu zannedip kutsalla ilişkisini zayıflattı. Kendi kalbine bile söz geçiremezken kendini vazgeçilmez biri zannetmeye başladı. Tekasür suresinde anlatıldığı gibi mal yığmaya, mal saymaya, malla övünüp üstünlük taslamaya başladı. Hepimiz “Ademoğlu” olduğumuz halde birileri kendini ayrıcalıklı ve vazgeçilmez görmeye başladı. Toplumda “değerler” in yerini fiyatlar almaya başladı. Özellikle sonradan görme türedi. Zenginler çoğalınca her şeyi parayla ölçüp alınıp satılabileceğini zannetti. Hızlı bir şekilde köyden kente göç olunca buna hazır olmayan insanımız iki arada bir derede kaldı. Şehrin varoşlarına yerleşen insanımız şehirli olamadı ama köylü olmayı da kabul etmeyince yozlaşma başladı. Ayrıca teknolojinin getirdiği imkanları iyi yönde kullanmayan insanımızın pek çoğu popüler kültüre kendi eliyle teslim oldu. Daha sayamadığımız bir sürü sebepten dolayı dünyevileştik ve bencilleştik. Sonuç olarak bir çıkmaz sokaktayız ve halimizden çokta memnun değiliz.

 

Çeşitli sohbetlerde bu konular şikayet edilir ama kimse üzerine bir şey almak istemez ve başkasını suçlar. Doğrusu bunda hepimiz belli oranda suçluyuz. Başta siyaset olmak üzere, sivil toplum kuruluşları, kendini olmazsa olmaz gören bürokratlarımız, üniversiteler, kanaat önderleri, anne-babalar olmak üzere hepimiz sorumluyuz. Özellikle üniversite hocaları, kendini “aydın” görenlerimiz bu konuları derinlemesine araştırıp siyasi yetkililere çözüm önerileri sunmalıdırlar. Bu konu önemli ve hepimizi yakından ilgilendirmektedir. Zaman hızla akıyor. Bir şeyler yapılmalıdır. Herkes sorumluluk almalıdır. Eğer bana ne dersek hep beraber bilinmeze gidiyoruz. Haberiniz olsun.

 

Yorum Ekle