Amasya İtimat

BU BİR REKOR 43 YIL ANTRENÖRLÜK, 30 YIL KULÜP BAŞKANLIĞI YAPTI..

Taşova’da, spor denilince; ülkemizde olduğu gibi futbol hep ön planda olmuştur. 1944 yılında kuruluşundan bugüne futbolla iç içe olan ilçemizde Guines Dünya Rekorlar kitabına girebilecek belki de bir dünya rekoruna imza atılıyor.
43 yıl boyunca Taşovaspor’un hem antrenörlüğünü, ve yaklaşık 30 yıldır da kulüp başkanlığını yapan Osman Keleş’i tanıtacağız bu dosyamızda.

Keleş’in kendi anlatımıyla Taşovaspor’un 43 yıllık futbol hayatıyla sizleri başbaşa bırakıyoruz:

”01.01.1953 yılında Esençay (Bidevi) köyünde dünyaya gelmişim. Bir yaşındayken Taşova’ya yerleşmişiz. Evimizin hemen yanında yemyeşil bir futbol sahası vardı. Onda da futbol oynayan abilerimizi seyrederdik. Futbola karşı aşkım çoğaldı. 7-8 yaşlarındayken sahadan çıkmazdık. İlkokula Taşova Yeşilırmak ilkokulunda başladım. İlkokul dördüncü sınıfı Amasya Plevne okulunda okudum. Beşinci sınıfı tekrar çok sevdiğim
Yeşilırmak ilkokulunda okudum. Sınıflar arası maçlarda bizim sınıfı kimse yenemezdi. Orta okulu Taşova orta okulunda bitirdim. Okulun en başarılı öğrencilerindendim. 15-16 yaşlarına geldiğimde ilk defa Taşovaspor Kulübü formasını Uluköy’de Uluköyspor’a karşı giydim. Büyük abilerin içinde futbol oynamak çok zevkliydi. Ailevi durumumuz çok iyiydi. Orta Okulu bitirdiğim yıl 1968-1969 senesinde Tokat Liginde Erbaaspor Kulübünde Lisanslı sporcu oldum. 1. sezon Tokat Liginde top oynadım. Sezon bitti. İlçemizde 1970 yılında Taşovaspor kuruldu.

Beraber Taşovaspor’da top oynadığım çocukluk arkadaşlarım Rahmetli Adnan Baykal, rahmetli Hüseyin Aloğlu, Rahmetli Yılmaz Senses, Rahmetli Hidayet Aydın’ın Allah’ım mekanlarını cennet etsin. Taşovaspor’da diğer arkadaşlarım İsmet Darıcı, merhum Uğur Pelitli, Metin Hallemoğlu, Ahmet Çavuşoğlu, Mahir Doğru, Yüksel Albayrak, Şükrü Soyal, ağabeyim merhum Kamil Keleş, rahmetli Ahmet Taş arkadaşlarım ve ağabeylerim vardı. Biz lige çok iyi hazırlanırdık. İşte tam o sırada Amasya’da Amasyaspor’un seçmelerine girdim ve kazandım. O tarihten sonra deli gibi sevdiğim Taşovaspor’dan ve arkadaşlarımdan ayrılıp Amasyaspor serüvenimiz başladı. Taşovaspor iki sezon lige girdi. Sonra kapandı. Amasyaspor’daki hayat hikayem 1976 yılında idmana giderken Ladik Suluova yolunda yaptığım daha doğrusu arabayla takla attıktan sonra futbolu bıraktım. 1976 yılında evlendim. 1977 yılında da askere gittim. 1979 yılında askerliğim bitince Taşova’ya döndüm ama ne yazık ki Taşovamız sağ -sol diye ikiye bölünmüş, kimse kimseyle konuşmuyor. İşte bu siyasi ortamda 1979 yılında Yeni Taşovaspor kurulmuş. Kurucularımız: Şükrü Soyal, Naci Konyar ve daha bir çok değerli ağabeyimiz. Allah’ım Yeni Taşovaspor’u kurup Taşovamızın gençlerine sahip çıkan başta Şükrü Soyal tüm idarecilerden razı olsun. 1979 yılında Yeni Taşovaspor, Amasya 1. Amatör Küme Lige girmiştir. Taşova’nın gençleri sağ ve sol olmak üzere ikiye bölünmüş. İdmanlar sol tarafın hakim olduğu Taşova Lisesi önünde yapıldığı için sağcılar gitmemiş. Tek taraflı görüşlü insanlar oynamış.
Sezon bitti. Benim de askerliğim bitti. Taşova’ya gelip kendimize ait olan binanın üst katına Bilardo Salonu açtım. Taşovaspor’un eski yöneticilerinden rahmetli Kemal Genç ağabeyimiz, işyerime gelerek beni Taşova Postanesine götürdü. Taşova Postanesi Müdürü ve Kemal Genç ağabeyimizin teşvikleriyle Yeni Taşovaspor Kulübünü bana teklif ettiler. Ben 8-10 yıldır Taşova’nın dışındaydım, yetişen gençleri tanımıyorum dediysem de kulübü bana devrettiler. Yeni Taşovaspor Kulübü 1980 yılında benim Bilardo Salonunda bir odaya yerleşti. Yeni Taşovaspor Kulübü olarak göreve başlamış oldum. Yeni Taşovaspor kulübünün hiçbir sporcusunu tanımıyordum. Kulübün dosyalarını ve malzamelerini getiren arkadaş (Mesut Yıldırım)’a sordum. Mesut’u da yeni tanımıştım. “Arkadaş bana Yeni Tasovaspor’un sporcuların isimlerini yazın” dedim. Bana hemen orada liste yazıldı. On üç tane sporcu ismi yazdı. Taşova’nın 5-6 bin nüfusu vardı.
“Sporcu sayısı bu kadar mı?” diye sordum. Bana bunların sağ görüşlü olduklarını söyleyince ben de kendisine tepki gösterdim:” Ben sizden sağcı veya solcu listesi istemedim. Sporcu listesi istedim” dedim. O da bana geçen sene idmanlara sağcıların gitmediğini çünkü idmanların sol kesimde yapıldığını ve onların da bu sene idmanlara gelmeyeceklerini söyledi. Ben de “Arkadaşım bu kulübü bana devrettiniz. Kim gelecek, kim gidecek artık ben karar veririm. Sen yaz bakalım gelmeyecek olan sol görüşlü sporcularımızı, babalarının isimleriyle birlikte” dedim. Dokuz sol görüşlü sporcu daha yazılınca toplam yirmi iki sporcumuz oldu. Gelmez dedikleri bu dokuz arkadaşın aileleriyle tek tek görüştüm. Sekiz tanesi göndermeyi kabul etti. Gelmeyen o bir kişi ise bir yıl sonra geldi. 2. yıl sonra Fenerbahçe’ye kaleci olarak verdim.
Futbol sahamız yoktu. Bütün maçları Amasya’da oynuyorduk. Hatta idman yapacak yerimiz de yoktu. Boğatamı mevkiinde Uluköy yolu kenarında hayıtları kestik. Sporcularımıza idman ve top oynanacak hale getirdik. İlk idman günü yirmi bir arkadaşla beraber idman sahamıza gittik. Bir saat çalışma yaptık. Sonra çift kale maç başladı. Daha bir dakika olmamıştı ki sağ görüşlü bir arkadaş, sol görüşlü arkadaşa kasıtlı olarak girip faul yapmıştı. Çevremizde de iki veya üç kişi bu solcular buraya nasıl gelir diye dolaşıyorlarmış. Hiç kimsenin sesi çıkmıyordu. Bir düdük çaldım tren düdüğü gibi. Arkasından yüksek sesle bağırarak “Ona mı vurdun bana mı?! Hadi bir daha vurun! Buradan kovduğumu buraya bir daha kimse getiremez!” dedim. Bir saate yakın top oynadık, çıt çıkmadı.
Bir hafta hiç kimse birbiriyle konuşmadı. Baktım ki ikinci haftanın başı ufak ufak pas istemeler başladı. Kendi kendime “Osman Keleş sen bu işi başaracaksın” dedim. Aradan on beş gün geçmişti. Sohbetler başlamıştı. Birbirlerine kurşun sıkanlar, kin besleyenler sohbet etmeye başlamıştı. Sağcıyla solcuyu yan yana oynatıyordum. Harika top oynuyorlardı. Maçların başlamasına bir hafta kalmıştı. Sol görüşlü sekiz arkadaş yanıma geldiler: “Hocam biz senin Bilardoya gelebilir miyiz?” diye sordular. Ben de: “Arkadaşlar ben de sizden bunu bekliyordum. Oturun, biraz sohbet edelim” dedim.
Onlara komşu ilçemiz Erbaa’da hiç olayın olmadığını, Erbaa’nın Taşova’dan dört kat büyük ve Taşova’nın küçük bir kasaba olduğunu fakat burada daha çok olayın yaşandığını, bunun sebebinin Taşova gençlerine sahip çıkılmadığını anlattım. Onlar da hak verdiler. “Siz hepiniz benim bilardo salonuma gelebilirsiniz” dedim. Bir hafta geldiler. Bir hafta sonra bir arkadaş getirdiler. Benim iş yerinde siyaset kalkmıştı. Bunu başarmıştım çünkü ben öyle bir ortamda yetiştim. Tüm arkadaşlarım sol görüşlü, bir tane de sağ görüşlü arkadaşım vardı. Aramızda siyaset hiç konuşulmazdı. Her görüşe saygımız var. Ben değil siyaset, Beşiktaşlıydım. 40 yıl Taşova’nın gençlerine hizmet ettim. Değil siyasi görüş sormayı, tuttukları takımı bile sormadım. İsteseydim Taşova’nın yarısını Beşiktaşlı yapardım. 1980 yılında lige başladık. 1 yıl öncesi takımın galibiyeti yoktu. Biz o sene sezonu lig ikincisi olarak bitirdik ve o tarihten sonra Taşovaspor’da siyaset bitmişti. Bunu da başardığım için çok mutluyum.
1986-87 sezonuna kadar tüm maçlarımızı dışarıda oynuyorduk. 1985 yılında ilçemiz Boğatamı mevkiinde futbol sahası ve kapalı salon yapıldı. Futbol sahasını yapan müteahhit sahanın zeminini kum havuzu yapmış, o vaziyet nasıl teslim etmiş ise etmişti. 1986-87 sezonunda ilçemize Ali Bakoğlu isimli bir kaymakam geldi.
Kaymakam Bey’in daveti üzerine kaymakamlığa gittim. Kaymakam bey “Yeni Taşovasporla beraber kaymakamlık turnuvası düzenleyelim” dedi. Ben de Sayın Kaymakamımıza futbol sahasının olmadığını söyledim. O da salonun hazır olduğunu söyledi. Kaymakam beyle sahaya gittik. Sahanın kum havuzu olduğunu bu yüzden maç yapılamayacağını söyledim ve sahayı maç oynanacak hale getirmek için toprakla karıştırmamız gerektiğini anlattım. Futbol sahasına 105 motor höpük höpük toprak yığdık. Bunun arkasından Amasya Özel İdaresinden küçük Greyder üstü bıçaklı istedik. Onlar da “Herizdağ köyünde, şu an orada ve onu alın ” dedi. Arkadaşı getirdik. Kumla toprağı karıştırdı. Tam futbol oynanacak şekilde balık sırtı zemin düzeltildi. Altı yıl kaymakamlık turnuvası düzenledik. Sayın Kaymakamımız altı yıl turnuvanın gelirini Yeni Taşovaspor’a verdi. Kaymakamımız Ali Bakoğlu sayesinde altı yıl maddi sıkıntı çekmedik. Yeni Taşovaspor olarak ilk Kaymakamlık Kupasından sonra Kaymakam Bey’e Yeni Taşovaspor’un maçlarını kendi evinde oynaması gerektiğini anlattık. Kaymakam Ali bey Sayın Amasya valisini aradıktan sonra Yeni Taşovaspor kendi sahasında maçlarını oynadı. 1986-87 sezonunda yirmi dört takımın içinde ilk Amasya 1. Amatör Küme şampiyonu olduk. O sezonun gol kralı Feridun Taşova’dır. (14 gol)
Sayın Kaymakamımız gittikten sonra yeni bir genç yönetim kurulu üyesi ve yönetici 10 kişilik bir grup Yeni Taşovaspor Kulübü yönetimine geldi. Bu arkadaşlarımız “Biz Taşova insanının sırtından para kazanıyoruz. Osman abi yönetime getirilsin. Biz yönetici – hoca el birliğiyle götürelim” dediler. 10-11 yıl Yeni Taşovaspor önce güzel bir kupa kazandılar ve Taşova’mızın gençlerine çok iyi baktılar.
Yeni Taşovaspor yöneticileri şunlardır:
İsmail Altun, Zeki Kop, Ercüment Koyuncu, Hayrullah Ağış, merhum Engin Kara, Celal Keleş, Aydın Yener, Doktor Osman Gürer, Yalçın Şenel.
Yeni Taşovaspor Kulübü yirmi yıl Amasya 1. Amatör Kümede 3. olmadı. Yedi yıl İl şampiyonluğu, 13 yıl İl ikinciliğimiz var. İki şampiyonluğumuzu namağlup olarak elde ettik. İşte bu süre zarfında kardeşim Celal Keleş Amasya İl Encümeni iken Taşova Şehir Stadının çimlenmesi için Amasya Valiliğinden destek alarak ve Taşova Belediye Başkanımız Özgür Özdemir’de tüm resmi dairelerdeki çalışanların desteğiyle Taşova Şehir Stadı çimlendirildi ve sulama tesisi kuruldu. Öğrenci ve çalışan gençler gündüz idmanlarını yapamadıkları için Tedaş  Şefi Mustafa Demir’in destekleriyle Taşova Şehir Stadı ışıklandırıldı. Bu süre zarfında Taşova belediye başkanlarımız bizden desteklerini esirgemediler. Yeni Taşovaspor kulübümüzü ve Taşova’mızı destekleyen Bursa’daki iş adamı Fuat Bursalı ve Mesut Yıldırım’a, yine Bursa’daki iş adamı Mehmet Genç ‘e, Bozüyük Eczacıbaşı eski genel müdürü Hayati Ulukaya’ya, İstanbul’daki Taşovalılar Dernek federasyonu üyelerine, buradaki iş adamı Turan Canik’e ve İzmir’de ikamet eden Yavuz Denizli ve Salih Şenel’e desteklerinden dolayı teşekkür ederim.
Yeni Taşovaspor olarak yedi yıl 3. Lige çıkmak için gruplara gittim. Amasya Valilik ve Spor İl Müdürlüğü’nün düzenlemiş olduğu yirmi yıl başarı ödül törenine en başarılı antrenör ödülünü Amasya Dünya Sineması’nda aldım. 1980 yılında almış olduğum ödülü yeni Taşovaspor kulübüne daha doğrusu Taşovamızın gençlerine hediye ettim.
Yeni Taşovaspor’u aldığım günden itibaren. Celal Keleş – Amasyaspor, Recep Önder – Amasyaspor, Şenol Önder – Amasyaspor, Şeref Konyar – Kocaelispor, Kadir Sinan Soyal – Suluova ve Turhalspor, Fatih Eryurt – Erbaaspor, Zafer Uysal – Kırklarelispor, Erdem Okandan – Beşiktaş, Bülent Yılmaz (Balıkçının oğlu) Fenerbahçe (kaleci), Alparslan Keleş – Amasyaspor, Tayfun Özdemir – Amasyaspor, Ali Kemal Genç – Amasyaspor, Ömer Keleş – Amasyaspor,Mustafa Önder – Adıyamanspor Mehmet Uslu – Amasyaspor, Burak Gündüz – Amasyaspor, Serdar Özkavaklı – Erbaaspor, Harun Öztürk – Samsunspor.

Bu gençlerimiz Türkiye 1. lig, 2. lig, 3. lig ve Bal Ligi kulüplerinde oynamış olup içlerinden bazıları büyük paralar kazanmışlardır. Taşova’mızın gençlerine eğitim ve iş konularında da desteklerimizi esirgemedik. Taşova’mıza hizmet eden gençlerimize biz de hizmet ettik.
A Sporla yapmış olduğum bir röportajda bir spor adamımızın söylediği kelimeler beni çok duygulandırdı: “Avrupa’da kırk yıl paralı aynı takıma hizmet eden yok, sen kırk yıl parasız hizmet etmişsin Her insanın yapabileceği iş değil” demişti.
Kırk yıl severek yaptım bu işin arkasında Rahmetli babamın büyük etkisi olmuştu. 12 Eylül öncesiydi. Silahlar patlamış, sokağa çıkma yasağı vardı. Bir de otururken babamla sohbet ediyorduk. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, kelime-i şehadet getirmek, hacca gitmek. Bazıları varsa gideceksin yoksa gerisi borcun. ”Komşusu açken tok yatan Müslüman değildir.” Allah sorar bu insanlık için ne yaptın diye sohbet ederdik.
Ben de düşünürdüm insanlar için ne yapabilirim. Bildiğim tek şey futboldu. Kendi kendime Taşova’mızın gençlerine spor dalında hizmet etmeye karar verdim. Yaptığım işi seviyordum. Başarılı olduğuma, gençlerimizin çoğunu kötü alışkanlıklardan kurtardığıma, çoğunu iş güç sahibi yaptığıma inanıyorum.

Kırk üç yıl bir ömür

2 yıl futbol kursu açtım. 65 yaş üstü yok diye kapandı. Ben hâlâ o gençlere sahip çıkmak için idmanlara gidiyorum.
Ne mutlu memleketin gencine sahip çıkan insana ve insanlara…
Son iki veya üç yıldır Taşovamızın gençleri çalışmayı sevmiyor. İdmansız çıkıp maçları kaybediyoruz. Okulla futbolun bir farkı yok. Ders çalışırsan iyi not alırsın. İyi idman yaparken maçları alırsın. En az otuz yıldır kulüp başkanlığı ve kırk üç yıldır futbol antrenörlüğü yapıyorum. Yaşım yetmiş. Allah’ım sağlık verdiği müddetçe Taşova’mızın gençlerine hizmet edeceğim. Gençlerimizi seviyorum.”

Osman Keleş, yıllarca büyük bir fedakarlık göstererek Taşova’da futbolun hamallığını yapmış ve kendini Taşovaspor’a adamıştır. Taşovaspor’u, Amasya Amatör  kümede yıllarca şampiyon yapmış bir teknik direktör olarak  Taşova’da spor tarihinde yerini almıştır.

İlçemize yeni yaptırılacak olan Spor Kompleksine adının verilmesinin kendisine bir vefa borcu olduğunu düşünüyoruz.

Taşova futboluna emek veren Keleş kardeşler: merhum Kamil Keleş, Burhan Keleş ve Celal Keleş ile kendisini kutluyor, hayırlı, sağlıklı uzun ömürler diliyoruz.

 

Yorum Ekle