Amasya İtimat

KAYBETTİĞİMİZ KURUM ve KAYBOLMAK ÜZERE OLAN BİR MESLEK…

Ahmet Günaydın

Araştırmacı Umut Pelitli’nin  “İbret alınacak bir  Dernek” başlığı adı altında yazdığı yazıda; 19 Aralık 1945 günü kurulan “Taşova’yı Güzelleştirmeğe Yardım  Derneği”nin amacı aynen şöyle: “Taşova’nın güzelleştirilmesine ; kasabanın ağaçlandırılmasına. Belediyenin imar işlerine, su işlerine, köy okullarının yapılmasına, bataklıkların kurutulmasına, tarihi abidelerin korunmasına yardımdır.” maddesindeki Tarihi abidelerin korunması bölümü ilçe merkezinde tek tarihi eserimiz olabilecek yıkılan kapalı cezaevimizi akıllara getirdi.

Mükemmel taş işçiliğinin bulunduğu ve 1940’lı yılların sonlarına doğru Doğu mahallesinde hizmete giren cezaevi yıllara meydan okuyabilecek bir şaheser iken nedendir bilinmez  yıkıldı. Ağaçlandırılmış güzel ve geniş bir bahçesi bulunan çezaevi  2 küçük, 2 büyük koğuşa sahipti. Küçük bir idare odası ve maltası ile birlikte elli yıla yakın bir süre ile binlerce insanı zorunlu konuk etmişti. 5 Nisan 1994 kararlarından sonra çöküşe geçen ilçemizde 1996-1999 arasında Kapalı cezaevi, Sümerbank,  Zirai Donatım Kurumu, Karayolları bakımevi, Şekerbank kapandı. Tüm bu kurum binaları yerli yerinde dururken Kent müzesi veya başka amaçlarla kullanılabilecek cezaevi binası neden yıkıldı. Bu yıkım, 2007’de sivil toplum kuruluşlarının nasıl gözünden kaçtı. Yerel basın olarak bunda bizim de kabahatimiz büyük. Demek ki o günlerde uzun süre nutkumuz tutulmuş!.. 1945 yılında kurulan ilk derneğimizin gösterdiği duyarlılığı gösteremedik. Yine söylüyorum Basın olarak biz de dahil hepimize yazıklar olsun.

2018 yılında bu dosyayı hazırlarken Cezaevinin dış görünüşü ile ilgili bir fotoğrafı tüm çabalarımıza rağmen elde edememiştik. Onun için 11 Temmuz 1979 günü Gönül Hayati Özkan ağabey ile çektirdiğimiz bir fotoğrafı sizlerle paylaşmıştık.

Yine bu vesile ile  2013 yılında basiretsiz idarecilerin yüzünden Gümüşhacıköy’e kaptırdığımız 600 kişilik yarı açık cezaevinin yeni cezaevleri açılması gündemde iken ilçemize de açılabilmesi için yeni bir teşebbüs bekliyoruz.

KAYBOLMAK ÜZERE OLAN BİR MESLEK

Cezaevinin dış görünüşü ile ilgili bir fotoğrafı ise Gazetemizde bulduk. 1991 yılında Taşova Kapalı cezaevinde düzenlenen o zaman revaçta olan ciltçilik öğretimi için cezaevindeki tutuklulara yönelik dönemin Halk Eğitim Merkezi Müdürü Hüseyin Aytaç tarafından Osman Gürbüz’e  ciltçilik kursu açtırılmış. Sosyal medya ve internetin en büyük etkileşimine giren kitap, dergi ve gazete neredeyse son demlerini yaşıyor. Kitaplar ev ve işyerlerinde lüzumsuz bir yük görülüp hurdaya verilirken, gazeteler kahvaltı veya yemek yenirken masaya seriliyor.

Dönemin Başsavcısı Alaattin Demir’in ciltçilik kursu sonunda tutuklularla çekindiği fotoğrafta gardiyanlar: merhum Abdullah Şahin, Kemal Ünlüsoy ve Mehmet Kayıkçı’yı görüyoruz. Yine diğer bir fotoğrafta o dönem Adliyede Hakim Mehmet Muti Yersel’ın bir mahkuma sertifikasını verirken bir enstantane.

Bir diğer fotoğrafta ise dönemin Kaymakamlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (Fak-Fuk-Fon) Müdürü Niyazi Ceylan büyüğümüz.

Aramızdan ayrılanlara Cenab-ı Allah’tan rahmet, kalanlara sağlıklı, huzurlu uzun ömürler diliyoruz.

Son bir not olarak İlçemiz Kaymakamlığı resmi internet sitesinin Tarihçe bölümünün son paragrafı ile sizleri başbaşa bırakıyoruz: “Taşova’nın kültürel mirasları turizmi alevlendirebilecek düzeydedir. Taşova çevresinde yapılan kazılarda, Romalılarda, Hititler den, Osmanlılardan kalma, tarihi buluntular, Alpaslan ve Amasya müzelerinde sergilenmektedir. İlçemizde müzenin olmayışı, bu tarihi mirasların, ilçemiz dışında sergilenmesini zorunlu kılmaktadır. Ancak ilçemizde bulunan taştan yapılmış ve kullanılmayan bir bina var ki, müze amaçlı kullanım için birebirdir. Bina daha önce, Adalet bakanlığına bağlı olarak Taşova cezaevi olarak hizmet verirken, cezaevinin kaldırılmasıyla boş kalmış ve tüm güzelliğiyle, tarihi eserlerin sergilenmesini beklemektedir.”

 

 

Yorum Ekle