Amasya İtimat

İÇİMİZDEKİ TEHLİKE

Mailleri gezerken dikkatimi çeken bir mail oldu. Halil İbrahim Öztürk Bey’in atmış olduğu mail bana hemen Umutlu köyü ve Mülkbükü köyünü hatırlattı. Halil İbrahim Öztürk Bey’i mailini olduğu gibi buraya alıyorum, noktasına virgülüne dokunmadan:

İÇİMİZDEKİ TEHLİKE
Prens Charles’in Türkiye ziyaretini herkes  başka bir açıdan değerlendirdi. Kimi için cami ziyaretleri, kimi için  Mevlana hayranlığı, benim için ise ayrılırken uçağına doldurduğu kasalar  dolusu sebze önemliydi.Koca Prens Türkiye’nin domatesine muhtaç değildi  herhalde. Öyleyse bir anlamı olmalıydı bu kasaların. Evet, Prens yanılmıyorsam Kaz Dağı’nda kendisi için yetiştirilen organik sebzeleri
ülkesine götürüyordu. Meğer o civarda yaşayan birkaç aile sürekli kraliyet ailesinin sebzesini yetiştiriyormuş ve kraliyet ailesi sadece bu sebzeleri  kullanıyormuş.
   Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın Kuzey Kıbrıs ziyaretinde  Cumhurbaşkanı Talat ile aralarında şöyle bir konuşma geçtiğini hatırlıyorum; Cumhurbaşkanı Talat, Toptan’a bir yemek sırasında ‘Türkiye’de  en son yediğim domateslerin tadı hala damağımda’ demişti. Bu konuşma  üzerine Toptan, Talat’a ‘En kısa zamanda size hormonsuz Anavatan domatesleri göndereceğim’ sözü vermişti.Meclis Başkanı Toptan kendisinden sonra Kıbrıs’a giden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e hormonsuz domatesleri emanet ediyor, Cumhurbaşkanı Gül de Toptan’ın bu masum ricasını yerine getiriyordu. Meclis Başkanı Toptan’ın Ankara’da ancak bir hafta araştırma sonucunda hormonsuz domates bulabildiğini de okumuştum o dönemde.
     Nasıl bir  tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzun farkında mısınız?    
      Gelelim işin teknik  meselesine. Tarım ve Köy işleri Bakanlığı’nda 115 bin kişi çalışıyor. 70  tane üniversitemiz, 30 tane ziraat fakültemiz, 50 tane tarım araştırma  enstitümüz, 10 bin işsiz ziraat mühendisimiz var. Buna rağmen Türkiye  tohumda tamamen dışa bağımlı. Tek kelimeyle tohumun patronu ise İsrail. Domuz  geni yerleştirilmiş domates, AIDS mikrobu bulaştırılmış kavun haberleri  biraz spekülatör olabilir ama İsrail tohumu olayının  kesinlikle öbür  madalyon tarafı da var.İsrailli araştırmacıların, genleriyle oynayarak, gül  ile limon kokulu domates yetiştirdiğini Şalom Gazetesi’nin internet  sayfasından okumuştum.İstediğiniz şekle sahip domatesleri bile bulabilirsiniz; çekirdeksiz, kalp şeklinde, salatalık şeklinde, dilimli…  Yani genlerle oynama meselesi yüzde yüz doğru. Gelelim başka doğrulara. Bu  tohumların bir ekimlik olduğunu bilmeyen yok. Yani İsrail’den bir defa  tohum almakla kurtulamıyorsunuz. Bir gram tohumun fiyatı her dönemde bir  gram altına denk oldu.Üstelik İsrail tohumunu toprağa bir ektin mi artık  isteseniz de yerli tohuma dönemiyorsunuz. Genetik tohum o toprağ a da zarar  veriyor. Artık hep bu genetik tohumu kullanmak zorundasınız.50-70 yıl sonra  ise toprak kanserojen maddelerle dolduğu için artık tamamen kullanılmaz  hale geliyor. Buna en güzel örnek Türkiye’nin patates deposu olan Niğde ve Nevşehir bölgelerinde yetiştirilen patateslerde kanserojen maddeye rastlandığı için artık patates ekimine izin verilmemesidir. Yani İsrail tohumu tek başına satmıyor. Tohum alana hastalığı bedava… Tohumların içine hastalık yerleştiren İsrail bu sayede zirai ilaç satımını da garanti  altına almış oluyor. Bütün bu acı tabloya rağmen Türkiye’de yabancıların menfaatine çalışan bir patent sistemi işletiliyor. Ne korkunç. Köylü kendi  bahçesinde tohum bırakamayacak. Yoksa uluslararası mahkemede yargılanacak! Şu anda dünyada İsrail tohumu kullanma yasası çıkartan ilk  ülke işgal altındaki Irak’tır. İkincisi de biz olacağız.
EY VATANDAŞ
AKLINI  BAŞINA DEVŞİR !!! SOR SORUŞTUR, BOŞ DURMA  BU E-POSTAYI KONU HAKKINDA BİLGİ  SAHİBİ OLMASINI İSTEDİĞİN HERKESE YOLLAYIN.
     Neden çiftçimizin o kadar üretim yapmasına rağmen para kazanamadığı ortada değil mi? (Kimsenin parasında pulunda gözümüz yok. Allah daha da çok versin) Ve ilçemizden Amasya genelinde vergi roketmenliğinde Taşova’dan bir Zirai ilaç bayiinin 3. gelmesinin açıklanır tarafı bu olsa gerek.
      Saygılarımla…

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.