Amasya İtimat

DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ….


    Yalancı güneşin beni ısıtmak için var gücüyle uğraşmasına rağmen buz gibi soğuk dağ havasında rüzgârın suratıma tokat gibi çarpmasına bile aldırış etmeden  yaşama gayreti içerisindeyim..

     Yüzüm buz kesmişti. Ormanlar içinde soğuk bir dereydim sanki….Olsun gene de mutluyum buralarda…


    Geçen hafta 24 Kasım Öğretmenler Günü için bir davetiye göndermiş Taşova Milli Eğitim Yetkilileri.. Fakat ne yazık ki gitmek nasip  olmadı.


    Zaten çiçeklerimi yüz üstü bırakıp gitmeyi  hiç düşünmedim bile…


    O gün Ceyhun Atıf Kansu’nun “DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİNİ İSTİYORUM” adlı şiirini okuduk. Emine, Ercan, Samiye, Saliha, ve Yusuf gibi gözyaşlarıma eşlik eden çocuklarımı görünce çok etkilenmiştim..


    Böyle bir duygu birliği aslında çok hoşuma gitmişti.. Çocukları da kendime benzeteceğim diye içimde  bir korku  oluşmuştu.


    Onların sulugözlü ve çok duygusal yetişmelerini pek istemiyordum. Hayata karşı daha  güçlü ve mücadeleci bir şekilde yetişmelerini hedefliyordum…


    Buralarda öğretmenlik yapmak garip bir duygudur zaten….


    Hele de 5 sınıf bir arada öğrenci okutmak çok zevkli bir uğraş..


    Bütün sınıflara aynı anda yetişmediğim için sırasıyla tüm sınıfların dersini verip, onlara bir şeyler öğretmenin hazzını yaşamak ise bambaşka bir duygu…


    Bu seneki 5 sınıflarım harika..    Konuları bitirip 6 sınıf konularına bile değinmek istiyorum. Çünkü onlar bunu hakediyor..


    YİBO’ya gittiklerinde mahçup olmalarını istemiyordum..


    Onlarda bu çalışma azmi olduğu müddetçe buralarda boş durmak olmazdı..


    Sabah okula geldiğimizde sıcacık bir sınıf ve pırıl pırıl öğrencilerle birlikte güne başlamanın verdiği sevinçle derse başlamanın hazzını kaç kişi tatmıştır?


    Bir tane öğretmeni vardır bu çocukların.. Tek umutları sizsinizdir. Bu güveni boşa çıkarmak onlara karşı haksızlık olurdu.


    Teneffüs sonrası aniden sobamız söndüğünde hemence Mustafa ile birlikte baltayı alıp    kolları sıvayıp  bahçedeki odunları  Altar’ın oğlu Baltazar edasıyla parçalayıp sınıfa getirdiğimizde, çocukların sinsi gülüşlerine bile  sinirlenmeden   bu işi zevk alarak yapıyordum…..Alışmıştım artık bu türlü yaşam tarzına…  Süslenmek püslenmek bize göre değil..   İnsan göründüğü gibi olmalı. Çünkü burada herşey doğal.  Yapmacıklık bize göre değil..


    Yoklukla boğuşmalarına rağmen mutlu olmayı beceren çocuklarla birlikte bazan Pollyannacılık bile oynuyorduk..


    Sorun çıkarmaktan ziyade köyün şartlarına uygun olarak sorunlarımıza  çözüm yollarını bulmada bile   artık iyice işinin ehli olmuştuk..


    Boyumuzu aşan konularda ise;  Kaymakamımız İbrahim Halil Şıvgan, Belediye Başkanımız Özgür Özdemir, Milli Eğitim Müdürümüz Ali Rıza Atasoy, Özel İdare Müdürü Muzaffer Saykal ve  YİBO müdürü Ahmet Akçe  gibi yetkililerimiz dışında,    benim özel dostlarım ve arkadaşlarım  hızır gibi imdadımıza yetişiyorlardı..


    Naci Konyar ağabeyin, Kadir Torun’un, Türk Hava Kurumu sorumlusu Süleyman Güngör’ün, Kitap Kafe sorumlusu Mustafa Uykun’un ve hele de uzaklardan çok uzaklardan Körfezden  Erdem Torun ve Mehmet Kaçar gibi iki dostumun bu dönem için okulumuza gönderdiği eğitim materyallari için nasıl  teşekkür edeceğimi inanın ki  bilemiyorum…


    Güzeldir hayat aslında güzel bakmayı becerebilirsen  ……


     Önemli olan ufacık şeylerle de olsa mutlu olmayı becerebilmektir. Bu karmaşık duyguların beni sarıp sarmaladığı bir anda,  her zamanki gibi   yine akşam karanlığı çöktü mor renkli dağlara……


    Karanlıkla birlikte birde hüzün çöker ya insanın yüreğine… Bu günün en duygusal anıdır işte…..


    Dışarıda beni bekleyen köpeğime yemeğini verdikten sonra  dalıyorum içeriye…


    Şimdi sobayı yakma vakti.. Üstünde tek dostum demlik çızırdamak için sabırsızlık içinde beni bekliyor.


    Konuşmayan soğuk duvarları bile ısıtan  sadık dostum sobamla birlikte geceye merhaba demeye hazırdım artık..


    Nihayet cıgaramın dumanına eşlik eden  ince belli çay bardağını  elime alıp,   sessizliği protesto edercesine bağıra bağıra bir türkü patlatıyorum….


    -Ölüm varsa bu dünya da zulüm var….


    -Atma garip anam beni dağlar ardına….


    -Kimseler yanmasın anam yansın derdime…

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.