Amasya İtimat

ÇAĞPAR CADDESİ VE ANILARA YOLCULUK -2-

0
1931

İdris Sayar
Yazıda bahse konu olan mekanlar ve insanlar için bir tarih vermemiz gerekirse 1968-69’lardan 80’lere kadar demek gerekir. Ben de 9-10 yaşlarındayım.
Çocukluğumun ve gençliğimin Çağpar Caddesi, Belediyeden sonra başlayan kısım. Aşağıya doğru inerken sağda köşede birkaç metrekare yer kaplayan , hatırladığım ve bilgiğim kadarıyla Taşova’nın ilk gazete bayii olan Hüseyin Canik ve büfesi, Sonraları gazete bayii yer değiştirip fotografçı Ali emminin dükkanının yanına taşınınca çekirdekçi Mehmet (Gürel) işletmesi olarak devam etti.Gazete okuyucuları, o yıllarda daha mı fazlaydı sanki ? Esnafiarımız, genellikle çocuklarını gönderip günlük gazetelerini aldırırlardı.Sokak aralarında bile gazete satıldığı günleri hatırladım.
Binanın bütününde ise hem ev hem de dükkân komşumuz olan Mustafa İhtiyar amcanın fırını yer alıyordu.Oğulları,Abdullah,Hamdullah,Seyfullah bir süre bu işe devam ettikten sonra Taşova dışına göç ettiler.
Karşı köşede, önünde üzüm asmaları olan, İsmail Sümer amca tarafından işletilen ahşap tek katlı bir kıraathane ,yanında berber ,terzi gibi küçük dükkânlar vardı.Öndeki kaldırımın kenarında yaz günlerinin vazgeçilmezi seyyar(mobil) dondurma arabaları yer alırdı.Tabii ki o yıllarda orijinal süt ve diğer maddelerle gerçek dondurma yiyerek büyüdük . Hanefi , Muharrem , Mustafa kardeşlerden ,dondurmacı Salih abiden 25 kuruşa 10’luk ve 15’lik olmak üzere iki adet dondurma alıp doya doya yerdik.25 kuruş ne kadar değerliymiş . Hatta sarı 25 kuruş da aynı değerde olduğu halde biz çocuklar sarı 25 kuruşu pek sevmezdik .
Yan tarafında arzuhalci Mehmet Yazgan bürosu,bitişiğinde lastikçi Mehmet Şenel dükkanı sonraları radyocu Seyfettin ‘in tamirhanesi.Sıradaki ,doktor ve benim de doktorum Talat Özdemir muayenehanesi.Benim doktorum dememin nedeni küçükken geçirdiğim büyük bir kaza-dan onun güvenli tababeti ve iyi insan olmasıyla iyileşerek hayata dönmüş olmamdır.Doktor Talat bey aynı zamanda da işyeri komşumuzdur.
Bendeniz berber Ahmet Sayar’ın üçüncü oğlu olarak önce berber çıraklığı ve deva-mında ayakkabı boyacılığı ile dünyayı, hayatı tanımaya o yıllarda bu mekanda başladım . Oto-riter bir babanın çocuğu olarak ,dışarıda serbestçe gezen arkadaşlarıma imrenir hatta onları çocukça kıskanırdım. Günboyu dükkanda durmaktan sıkılırdım ama çare yok.Yanımızda amcam Mehmet Sayar’ın berberhanesi, karşıda önceleri Horusulu Mustafa Denizli’nin bakkalı , sonraları Belevili Mustafa Aydın’ın manifatura – tuhafiye dükkanı. Yanında peşpeşe üç manifaturacı daha yer alırdı. Mustafa Kılıç, önceleri Abbas Erdal sonra Osman Gözaydın, Tokatlı Mustafa işyerleri.
Yaz günleri akşama doğru hava serinlediğinde kaldırımlarda , seyircisi bol , heye-canı yüksek dama müsabakaları yapılırdı ve ben dama oynamayı Mustafa Kılıç amcadan öğrenmiştim Adalet Partili olduğundan devamlı Son Havadis gazetesi okur, biz de gazetenin spor sayfasını okumak için ikindi vakitlerini beklerdik. Hilmi amcamın kolonya dükkanı ve terzi Rasim ustanın terzihanesi. İlk takım elbisemi taksitle ona diktirmiştim. Kendisi de koyu bir Demirel taraftarı ve Adalet Partili olduğu için boş kaldığımda o elindeki işini yaparken kendisine Orhan Seyfi Orhon gibi Son Havadis gazetesinin köşe yazarlarını büyük bir zevkle okurdum. Ali Rıza Günaydın ve oğulları Alaattin, Selahattin, Sebahattin ve Aydın tarafından işletilen kıraathane ve meşrubat bayiliği alanında ilklerdendi. (Kıraathanenin ilk kurucu sahipleri de yakın kişilerdi ama tam hatırlayamadım). Kıraathanenin önünde zaman zaman Adalet Partisi ilçe kurultayları yapılırdı.

(Devam edecek)

Yorum Ekle