Amasya İtimat

Yusuf Turan Günaydın Amasya Öğretmen Akademileri’nin Konuğuydu

Amasya Merkez’de MEB çatısı altında faaliyet gösteren Öğretmen Akademileri merkezinin faaliyet halkalarından biri olan Edebiyat Akademisi’nde Amasyalı olan veya Amasya ve civarında bulunan yazar ve şairlerle her hafta farklı bir konu üzerinden kültür programları düzenleniyor. Mart ayı içinde Eğitimci-Yazar Ömer İdris Akdin, Taşovalı şair Kadir Ünal ve yine Taşovalı Eğitimci yazar Yusuf Turan Günaydın Edebiyat Akademisi’nin konuğu oldu. 27 Mart 2024 tarihinde ise akademisyen İsa Çolaker konuk olacak.

20 Mart 2024 Çarşamba günü Edebiyat Akademisi’ne konuk olan Yusuf Turan Günaydın, “Yeni Türk Edebiyatında Tasavvuf” konulu bir sohbet yaptı. Sohbetine Tanzimat sonrası Yenileşme Devri Türk Edebiyatının şair ve yazarlarından Tevfik Fikret’in “Ramazan” başlıklı şiirini konu ederek başlayan Günaydın, bu şiirde tasavvufî bir duyuş tarzı bulunduğunu söyledi. Mehmet Âkif’in genellikle tasavvuf karşıtı olarak tanıtıldığını fakat başta Ahmed Naim Babanzade ve Ferid Kam olmak üzere sufi yönü bulunan birçok dostu bulunduğunu, Sebilürreşad’daki yazılarında tasavvuf savunusuna yer verdiğini, iyi bir “Mesnevî” okuyucusu olduğunu ve nihayet “Safahat”ın son yayımlanan cildi olan Gölgeler kitabında tamamen tasavvufî bir havanın hâkim olduğunu belirtti. Yahya Kemal’in Nev-Yunanilik akımına dahil olduğu dönemden sonraki dönemlerde yazdığı şiirlerinin ise tasavvufi bir arka plana sahip olduğunu şiirlerinden örnekler sunarak anlattı. Yine Nâzım Hikmet’in çocukluğunun Konya Mevlânâ Dergâhı Postnişini olan dedesinin yanında ve Dergâhın bahçesinde geçtiğini hatırlatan Günaydın, Mevlânâ hakkında 13 yaşlarındayken yazdığı şiirin dedesine ait zannedildiğini fakat zaten “İlk Şiirler” başlığı altında toplanan şiir kitabında tasavvufi muhtevaya sahip başka şiirlerinin de bulunduğunu açıkladı. Yine Refik Halid Karay’ın “Kadınlar Tekkesi” ve Yakup Kadri’nin “Miskinler Tekkesi” adlı romanlarındaki tasavvuf anlatısına da değinen Günaydın, Sabahattin Ali’nin de hem edebî hem de fikrî yapısında çocukluk yıllarına uzanan tasavvufî bir arka plan bulunduğundan söz ederek tasavvuf tarihinin ünlü simalarından Abdülkadir Geylânî hakkında yazdığı şiirini örnek verdi. Osmanlı Dönemi’nde doğup yetişmiş fakat Cumhuriyet Dönemi’nde vefat etmiş nesilden olan bu şair ve yazarlarımızdan bir diğeri olan Necip Fazıl’ın ise Cumhuriyet Dönemi edebiyatında tasavvufî damarı hem şiirleriyle hem de nesirleriyle tam anlamıyla temsil eden bir edebiyatçı olduğunu belirtti.

Günaydın, Cumhuriyet Dönemi’nde doğup yetişmiş yazarlarımızdan Emine Işınsu’nun Yetmişli yıllarda yayımlanan romanlarında dönemin siyasi havasını yansıtmasına rağmen son romanlarında tamamen tasavvuf tarihine yöneldiğini söyleyerek Yunus Emre’nin hayatını işlediği Benden İçeri, Niyazi-i Mısrî’nin hayatını anlatan Bukağı ve Hacı Bayram-ı Velî’nin hayatını romanlaştırdığı Bayram adlı eserleri üzerinde durdu.

Yine aynı dönemde Erol Toy’un Şeyh Bedreddin konulu romanında, Elif Şafak’ın Pinhan vb. bazı romanlarında da muhteva olarak tasavvufun hakim olduğunu fakat Cumhuriyet Dönemi yazarlarından Metin Kaçan’ın Fındık Sekiz adlı romanının tasavvuf jargonunu hiç kullanmadan tasavvufî duyuşu yirminci yüzyıl ölçeğinde anlatmayı başardığını belirtti.

Sohbet’e Taşova’dan da misafirler katıldı. Programın bitişinde Öğretmen Akademileri Müdürü Cemalettin Kapusuz Yusuf Turan Günaydın’a katılım belgesini takdim ederken Taşova Belediyesi Kültür Müdürü Ömer Sayar ve emekli öğretmen Ömer Celep de ağaç oyma bir hat levhası hediye etti.

Günaydın, gazetemize verdiği demeçte “Zengin bir kültürel geçmişe sahip Amasya’da kültür programlarının düzenlenmesinin çok önemlidir ve bu programlar daha da artmalıdır. Programa katılanlara, Akademi Müdürü Cemalettin Kapusuz’a ve  misafirlerin mihmandarlığını yapan Ömer Ekinci’ye çok teşekkür ederim.” dedi. Program sonrası Taşova’ya gelen Günaydın, geceyi ilçemizde geçirdikten sonra ertesi gün Ankara’ya döndü.

Yorum Ekle