“Nerede o eski bayramlar” diyerek geçmişimizin silik, renksiz fotoğraflarında
takılı kalan, köyümüzde mahallece aile gibi kutladığımız, evlerimizde yöresel
bayram yemeklerinin pişirilip gelenlere ikram edildiği, yaşlıların, komşuların
karşılıklı kapılarının çalınıp ziyaretler edildiği özlenesi bayramların tadını unutamadık.
Huzurun, mutluluğun, kardeşliğin ortak sofralarda buluştuğu bayramlardı o
bayramlar. Ayrımız gayrımız yoktu, koskocaman bir aile olmuştu mahallemiz.
Nerede şimdi!
Tarumar ettiğimiz doğanın yağan yağmurlarda toprağı sürükleyip alıp götürdüğü gibi, her gelen yeni bayramda bizden İyi olan, güzel olan ne varsa
alıp götürdü.
Ağaçsız, çiçeksiz, sevgisiz; muhabbete muhtaç, çorak kalmış gönlümüzde ne
varsa selin önünde kapılıp gitti.
Eskiler yaşandı bitti, biz güzellikleri, iyilikleri ekemedik, çölleştik.
Yüreğimize güzellikleri ekemediğimiz için güzellikleri taşıyamaz ve tanınmaz
olduk. Yabancılaştık.
Yakınlarımıza, komşumuza bigâne kaldık.
Muhabbetin yerini, yapay süslenmiş GDO naylon sevgiler aldı.
Yine bir bayram sabahında, eski bayramlarda olduğu gibi; kapıları çalıp doyasıya samimiyetli kucaklaşmayı, hemdert olmayı unuttuğumuz için,
“Bayramlarımız bayram olamadı”.
Kader bize bırakın rol yapmayı, yalandan bayramlaşmayı bile çok gördü hepsini elimizden çekip aldı.
Daha nice bayram sofralarında; paylaşmanın, kucaklaşmanın, kardeşliğin
zirveleştiği bir bayram dileğiyle…
Bayramınız kutlu, bayramınız bayram ola.