NURETTİN YENİCE VURULDU
Amasya ve çevresinin şakilerinden (Dondurmacının oğlu) adıyla meşhur olan Nurettin Yenice 12 Mayıs 1971 çarşamba günü sabaha karşı saat 0.3 suların-da Amasya yakınlarındaki Atabey çiftliğinde jandarma ile yaptığı müsademe neticesi ağır yaralı olarak ele geçirilmiştir.
Hadise 11 Mayıs salı günü akşamı saat 23.30 sularında yazıhanesinde tek kurşunla öldürülen Dr. Mazhar Çetiner’in katilinin, vilâyet haricine çıktığı kanaatiyle jandarmanın yaptığı arama, takip neticesi meydana gelmiş, tesadüfen, Nurettin Yenice’nin izine raslanmıştır.
Nurettin Yenice sıkıştırıldığı kapandan kurtulmak için çok uğraşmış fakat çemberi daraltan jandarmanın gayreti bu uğraşını boşa çıkarmıştır.
Karşılıklı ateş esnasında sten makinalı tabanca ile bacakları taranarak kesilen firari katil, vücudunun muhtelif yerlerinden 38 mermi yarası almıştır. Jandarmanın üzerine savunma el bombası atan azılı katilin bombası bir tesadüf eseri patlamamıştır.
Aldığı ağır yaraların tesiriyle mücadeleyi bırakan Yenice, yaralı olarak ele geçirilmiş ve hastahaneye kaldırılırken yolda ölmüştür. İlgililerin bildirdiğine göre ifadesini almak mümkün olmamıştır.
Firari katilin üzerinde bir sten makinalı tabanca, bir 14’lü MAB tabanca, bir savunma el bombası ve külliyetli miktarda mermi bulunmuştur.
Polis aynı gün öldürülen Dr. Çetiner’le Nurettin Yenice’nin ilgili olup olmadığını araştırmaktadır.
Nurettin Yenice ilk hadisesini 12 sene önce cinayet şeklinde işlemiş ve yakalanarak cezaevine konmuştu. Müteaddit defa cezaevinden firar eden katil, son olarak 1968 ramazanında Amasya Cezaevinde 4 mahkûmla birlikte tabanca tehdidiyle firar etmiş ve aynı gün yakalanıp Samsun Cezaevine sevkedilmişti. Üç ay sonra Amasya’ ya mahkemeye getirildiğinde muhafızlarını atlatıp bir taksiyle firar eden katil bir daha yakalanamamış, Amasya ve civarında birçok cinayet işlemişti.
CİNAYET
Amasya’nın tanınmış doktorlarından Mazhar Çetiner 11-5-1971 günü saat 23.30 da henüz kimliği tespit edilemeyen bir şahıs veya şahıslar tarafından tabanca ile tek kurşunla öldürülmüştür.
Cinayetin nasıl ve ne sebepten ötürü işlendiği ve faili halen tesbit edilememiştir.
Tahkikata başlanmıştır.
Başsağlığı
Taşova’nın değerli evlâtlarından Öğretmen Musa Ünal 7 Mayıs 1971 günü hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Kederli ailesine, geride bıraktığı, kendisini gerçekten sevenlere başsağlığı, aziz ruhuna tanrıdan mağfiret dileriz.
Taşova Gazetesi
Teşekkür
Sevgili ağabeyim Öğ. Merhum Musa ÜNAL’ın cenaze törenine iştirak ederek acılı günümüzde bizleri yalnız bırakmayan İlimiz Milli Eğitim Müdürü Sayın Ali GÜLEÇ’e, İlçemiz Kaymakamı Sayın O. Turan ERÇİN’e, İlköğretim Müdürü Sayın Nadir TURAL’a, T.Ö.S. Başkanı Sayın İbrahim TURAN ‘a yakın İl ve İlçelerden gelen sayın Millî Eğitim mensuplarına, yakın mesai arkadaşları, İlçemiz tüm öğretmenlerine, İlçemiz devlet memurlarına, esnaflarına, halkımıza, kıymetli öğrencilerine candan teşekkür eder, şükranlarımı arzederim.
Kardeşi Hüsamettin ÜNAL – BABASI AHMET ÜNAL
Görüşümüz
A Rıza GÜNAYDIN
Elinizde tuttuğunuz şu mütevazi gazete, yayın hayatının kısalığına rağmen sizlerden gördüğü yakın ilgiye minnettardır. Gazetemizin gayet temiz bir maksatla çıktığını, kâr maksadıyla değil, hizmet için, size gerek kentimizde, gerekse kentimiz dışındaki hemşehrilerimize gurur verebilmesi için itina ile ve en son imkânlarımız kullanılarak hazırlanmaktadır.
Şimdiye kadar yapı olarak her yerden, herkesten takdir gördük. Takdirlerinizin hakkını verebilmek için en müşkül çalışmaların içine girmekten çekinmeyeceğimizi bir daha belirtmek isterim.
Fikir yönüne gelince…
Biz her şeyden önce çevremize faydalı olma durumundayız. Hizmet ederken, şahsi menfaatleri değil milli menfaatleri ön plânda tutacağız.
Bu da “toplumculuk”tur: Toplumcuyuz derken fikirlerimiz şahsî değil ilmidir. Aklımızın erdiğince ilmin dışına çıkıp ukalalık yapacak değiliz.
Şunu belirtmek lâzımdır ki; Müslüman ve Türk olduğumuzu unutmadan, kökümüzden kopmadan milli gerçeklerimizin dışına sapmadan hak bildiğimiz yolda yürüyeceğiz. Dünya tarihi şimdiye kadar bir milletler mücadelesi halinde geçmiştir. Ve bundan sonra da böyle olacaktır. Bu bir ilmi gerçek olduğuna göre biz de bu gerçeğin açısından hareket ederek mensubu bulunmakla iftihar ettiğimiz Büyük Milletimizin bu mücadelede yenilip tarih sahnesinden silinmemesi için gerekeni yapmaktan geri durmayacağız.
Bu mevzuda şimdilik bu kadarla kalalım da unutanlara ve içindeki gerçeklere aykırı davranışlarda bulunanlara, ilkokulda hersabah büyük bir heyecanla tekrarladığımız ve halâ da tekrarlanan Atatürk’ün Türk çocuğuna andını harlatalım.
Türküm
Doğruyum
Çalışkanım.
Yasam;
Küçüklerimi korumak
Büyüklerimi Saymak Ülküm; yükselmek. ileri gitmektir.
Varlığım. Türk varlığına.
ARMAĞAN OLSUN.
Hükümet Bahçesinin Işıkları
Bizim bir Taşova’yı güzelleştirme ve onarma Derneğimiz olduğunu biliyorum. Bu derneğin vazifeleri adından çok güzel anlaşılıyor. Bu derneğin en güzel faaliyetlerinden biri kentimize kazandırdığı hükümet bahçesidir. Hakikaten görenleri imrendiren ve hayran bırakan bu nadide bahçe şehircilik anlayışının en güzel örneklerinden biridir.
Gel gelelim bu bahçenin şanına lâyık bir şekilde değerlendirilemediğini görmek insana üzüntü veriyor. Binlerce lira harcanarak yer altından geçirilen elektrik tesisatı 60’ın üstündeki ampullere ancak direğini aydınlatabilecek kuvvette cereyan vermektedir. Yani ampuller 15 mumluktur. O güzelim bahçenin ışıklandırılması böyle mi olmalı! Ölü gözü gibi fersiz ışıklar bize eskiden köşe başlarına konan gaz kandillerini hatırlatıyor ve hakikaten de bakanlara kasvet veriyor.
Bahçenin müsteciri ile yaptığımız görüşmede bu bahçenin ışıklandırılması şimdiye kadar belediyenin işi idi. Şimdi ise anlamadığım bir sebeple ceryan parasını bana yüklediler. Bu da bu haliyle en az ayda 250 lira tutuyor ki zaten sadece yaz aylarında işlettiğimiz bu bahçenin kazancından ödenmesi mümkün olmayan bir rakamdır Onun için ampulleri 15 mumluk olarak takmak mecburiyetinde kaldım dedi.
İlgililerin himmetlerine arz olunur.
Lise’nin Piyesi
Taşova Lisesinin hazırlamış olduğu ve 8 Mayısta sahneye çıkacakken, Öğretmen Musa ÜNAL’ın ölümü nedeniyle ertelediği “Duvarların Ötesi” isimli piyes 15 Mayıs 1971 cumartesi akşamı sahneye çıkarılacaktır.
…
..
..