Çevremize veya geçmiş yıllara dönüp bir bakalım. Hiçbir kimse ne iyiliği nede kötülüğü ana karnında öğrenmedi. Aile ve çevre(arkadaşları. Vs.)bir çocuğun ahlak yapılandırılmasında en büyük önemi en büyük yükü çeker. Aslında buna en büyük faktörlerden biride okuldur.
Evden dışarı çıkmamış çıkarsa ya bahçelerine yada sokakta top oynamaya…
Derler ya ağaçtan düşmüş diye. Ağaçtan aslında sokaklarda gezen çocuklar düşer. Evinin önünden dışarıya hiç çıkmayan çocuk ağaçtan kolay kolay düşmez. Ama çocuklar birlik içinde olsa bahçeleri olan çocuk ağaca çıkar dalı sallar aşağıdaki çocuklarda düşenleri toplarlar ve sonra gülerek eğlenerek hep beraber yerler. Bu durumda meyveyi çalmaktan ve düşmekten kurtulurlar. Diğer çocuk ise tek başına yaşamaktan ve arkadaşsızlıktan kurtulur.
Biz yetişkinlere bakınca neredeyse birçoğumuz kalp damar hastalıkları, psikolojik rahatsızlıklar. Sigara Alkol vb maddeler her evde bulunur oldu. Eve kapanma uyuşturucu maddeler kullanmaya doğru ivme artmaya başladı. Çünkü ben kendimden de biliyorum.
Bende bir aralar uçucu madde koklamıştım. Ne zaman okulum bitti o zaman kurtuldum. Çünkü fakülte ortamlarında bir baktım ki neler neler var. Fakat o kişileri memleketlerin de ve okul ortamlarında kimse sahip çıkmamış. Hep toplumdan dışlanmış ve millet nasihatten başka hiçbir şey yapmamış. Peki bir insan bağırsa ağıt yaksa ağlasa stres yapsa geçmişe gidebilir mi?
Bilim insanlarının araştırması sonucu toplumda ne yasaklansa o maddeye yönelme daha da artış göstermesi ispatlanmıştır. Yani nasihatlerin ve yasaklamaların sonucu %90 dan fazla, maddeye dönüşü görülmektedir.
Birde yasalar yüzünden insanlar kavgaları ayıracağı halde, kaza yapanlara ilk yardım etmekten korkar haline geldi. Bir kazazedeye ilk yarım etmeye kalkarsın başka bir sebepten insan ölürse yardım eden kişiyi göz altına alınmakta.
Bankada güvenlikçi, soyguncuları etkisiz hale getirince güvenlik görevlisini
içeri alıyorlar. İşte bu tip durumlar hep insanları topluma kazandırmak sosyalleştirmekten uzak tutulmaktan dolayı olmaktadır. Bunları yapmak yerine kişinin geçmişte yaptığı hataları yüzüne vurmak ve hatırlatmaktır.
Kendimden bir örnek vererek bu haftalık yazıma son veriyorum…
Ben bundan 7 yıl önce bıraktığım uçucu maddeyi kullandığım zamanlarda maddenin toplum dışı hareketlere sebep olması yüzünden.Bile bile bu çocuk kafayı sıyırmış demeleri yüzünden toplumdan kaçar oldum..
Alkol alan birileri sokakta nara atmasının sebebi sarhoş olduğundan.. Hiç o insan alkolsüz iken nara atar mı? İşte benim başıma da gelen bu durumun bir benzeri.
Unutmayalım. El uzatan taraf toplum eli tutanda şahıs olsun. Tam tersi olmasın…
Eğitmen Biyolog-Yazar
Turgay BULUT