Amasya İtimat

Türban ve Laiklik

TBMM’inde bu günlerde Anayasamızın bazı maddelerinin değişikliğinin hararetli tartışmaları gösteriliyor görsel medyada. Toplumun bazı kesimleri sokak eylemlerinde. Bu tür tartışma ortamları genelde de devletle sorunu olan bazı kesimler için fırsat olarak görünüyor olmalı ki hemen işe başlıyorlar. Ne işi peki? Onların işleri eylem… Haksırana eylem, tıksırana eylem, eylem de eylem…
Bu kadrolu eylemciler bu kez türbanı bahane ettiler. Neymiş efendim “LAİKLİK elden gidiyor.” Yok efendiler yok. Laikliğin elden gideceği falan yok. Siz bunu bahane ederek, devletle ve siyasi iradeyle olan hesabınızı görüyorsunuz. Ama ne hikmetse her hesap görmenizde hesaba çektiğiniz siyasi irade güç kazanıyor. 22 Temmuz seçimlerinden önce, Tandoğan’da, İstanbul’da, İzmir ve Manisa gibi bir çok illerde laiklik yürüyüşleri yaptınız, güya her yerde milyonları topladınız, yürüdünüz ama sonuç malum… Millet size “yürüüü” dedi.
Ders almadınız yine bir kaşık suda fırtına koparıyorsunuz. Laiklik elden gidiyor… Siz kimi kandırıyorsunuz Allah aşkına, kimi?
Biz 12 Eylül öncesi fırtınalı günlerin kuşağıyız. O kuşaktan olanlar çok iyi hatırlarlar. Bu memlekette 141,142. maddeler vardı. Bu maddeler fikir suçlularının cezalandırılmasını emrediyordu. Ülkedeki sol görüşlü insanlar da genelde kendilerini bu guruptan kabul ediyorlardı. Bir de 163. madde vardı ve bu da dini siyasete alet edenlerin cezalandırılmasını amirdi.
Bu ülkede bir gurup, 141. ve 142. maddeler kalkarsa millet komünist olur, bir gurup da, 163. madde kalkarsa Şeriat gelir dedi.
Dikkat edelim ceza kanunumuzdaki bu hükümler kaldırıldı ama ülkeye ne Komünizm ne de şeriat geldi.
Korkmaya gerek yok. Öyle korkuyla da yaşanmaz zaten. Şimdi tutalım biz, ben yarın sokağa çıkarsam, araba çarpar, su içersem burnum tıkanır, elma yersem nefes boruma kaçar diyelim ve bunları yapmayalım, olur mu böyle bir şey. Bu şekilde yaşayabilir miyiz? Üniversitelerde başörtüsü serbest olursa Laiklik elden gider, İlköğretim öğrencileri de türban takar vb. sığ mazeretlerin arkasına sığınıp korku üretmekle ülkeye ve millete hizmet etmiş olmayız efendim, böyle bir anlayışın siyasi kazanımı olacağını düşünmüyoruz. Tam tersine türban artık kullananların elinde siyasi malzeme olmaktan da çıkmalıdır bu vesile ile.
Aslına bakarsanız Türban savunanlar için de, karşısında olanlar için de bir siyasi malzemedir. İkisinin elinden de alınmalıdır. Artık bu sorun çözülmeli ve bundan da hiç kimse rahatsız da olmamalı, varsayılan bir korku arkasına sığınarak kaosa umut bağlama cingözlüğüne girilmemelidir. Millet her şeyi görüyor ve değerlendiriyor.

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.