Amasya İtimat

TOPRAK KIRSAL EKONOMİLERDE SERVETİ OLUŞTURAN EN ÖNEMLİ UNSURDUR

Enver Seyhan
Sonusa’da 88 haneden 5 hane, Zuday’da 137 haneden 5 hane, Yemişenbükü’nde 17 haneden 15 hane, Dereköy’de 8 haneden 5 hane, Tolan’da 5 haneden 1 hane, Melikbükü’nde 13 haneden 6 hane, Balaklı’da 20 haneden 3 hane, Seyidlü=Sepetlü’de 46 haneden 37 hane, Haddadi’de 63 haneden 39 hane, Andıran’da 15 haneden 7 hane, Halamaz’da 20 haneden 4 hane, Destek’te 36 haneden 3 hane, Kozluca’da 16 haneden 1 hane, Karabük’te 11 haneden 10 hane, Durucasu’da 16 haneden 1 hane, Boraboy’da 41 haneden 3 hane, Şeyhlü’de 88 haneden 7 hane, Türkmendamı=Tavşanlu’da 24 haneden 13 hane topraksızdır. Tekelöze’de 34 hanede ve Karlık’ta 27 hanede topraksız aile tespit edilememiştir.
Topraksız hanelerin geçim düzeylerinin zayıf olduğunu söylemek yerinde olur. Bir kısmı hayvancılık, yaylacılık işiyle meşgul olsa dahi ekserisinin çobanlık, ırgatlık, işçilik, amelelik yapmak suretiyle geçimlerini temin etmeye çalıştıklarını belirtmekte sakınca olmaz.
Bu gibi topraksız kimsesiz işsiz güçsüz yetim öksüz ihtiyar ve engelli kişiler veya haneler için tahrirlerde “onun bunun ianesi ile geçimini temin ediyor” cümlesi yer alıyor. Fikrime göre, demek oluyor ki mezkûr kişilerden ve hanelerden vergi alınmıyor.
“Adı geçen Tekelöze’ye bağlı Balaklı Köyü’nün yer tespiti yapılamadı.”
Bu cümle o günkü bilgilerim tahtında kafi idi ancak devamındaki cümleler yolunu şaşırmıştı. Düzeltme babında olsun:
“Balaklı köyü 20 haneden müteşekkil olup bugünkü Arpaderesi köyünü ifade eder.” Şaşkın cümlelerden meseleyi sıyırmak için mesnet var mı yok mu düşünmedim bu cümleyi kurarken!…
Sonusa Nahiyesi’nin 1840 yılında 20 köyünde toplam 646 hane, iki çiftliğinde ise 20 topraksız hane iskan olmaktadır. Bahse konu senede Sonusa Nahiyesi’nde merkez ve köylerinde toplam 754 müslüman hanede 3.800 kişi ikamet etmektedir.
Not olarak:
Bir:
Tolan köyü 5 hane olup daha sonraki yıllarda yerleşim yerinin nakil olduğu kanaati hasıl oldu bende!
İki:
Sonusa hakkında Evliya Çelebi 300 hanelik bir şehir şeklinde fikir beyan ediyor. Bu sayıyı daima dikkate alıyorum.
Tahrirde görülen 88 hane vergi veren sınıfa ait olmalıdır diyorum; Evliya Çelebi’nin fikrine görüşüne beyanına binaen. En azından fikrim ve düşüncem bu yönde; değişmez.
Zira Sonusa’da emekli askerler, asilzadeler, taallukatlar talebeler görevliler ve cemaatler de
ikamet ediyordu.
Menzilhane vardı. Kadılık ve Subaşılıktı.
Kal’a neferleri ve dizdarlar da görevli bulunuyordular.
Üç:
Yemişenbükü ve Durucasu (Kurucasu) köyleri 1800 yılından hemen evvelce yerleşmiş ve kurulmuş olabilecekleri gibi 1800 yılını takip eden yıllar boyunca da kurulmuş olabilirler.
Zira Yemişenbükü köyüne 1800 yılından sonra Zuday köyünden göçler oldu.
Kuraklık güvenlik hastalık ve felaketler insanların yurt değiştirmelerine en büyük neden olarak ifade edilebilir o devirlerde. Hiçbir şey güllük gülistanlık değildir tarih içinde. Ayrıca Süleyman Paşa’nın bölgede oluşturduğu âyanlık düzeni 2. Mahmut tarafından ortadan kaldırılınca derebeylik baskısından kurtulan halk feraha kavuşmuş dahi olabilir. Ahali içün özgür ve hür bir ortam oluşmuş olabilir.
Dört:
Karsavul ve Huvelen Kale köyleri defterde kayıtlı olmamalıdır.
Beş:
İki çiftlik cümlesine binaen:

Tonbakbükü Çiftliği (Bugünkü Gemibükü köyü)

Çalkadirbükü Çiftliği (Bugünkü Çılkıdır köyü)
Altı:
“754 hanede 3.800 kişi ikamet ediyor.”
Türkiye’nin ilk İktisat tarihçisi Ö. Lütfü Barkan’ın işaret ettiği hane nüfus katsayısı 5 rakamıdır.
Yani 754 x 5 = 3.800 kişiye aşağı yukarı tekabül ediyor.

Yorum Ekle