Daha çok küçüktüm. Sanırım , ortaokul 3’e gidiyordum. O gün matematik dersinde önemli konular işleneceğini de biliyordum. Bu, benim okuldan ilk kaçışımdı.Herşeye rağmen Tekel’in bahçesindeki yağlı güreşleri seyretmeliydim. Ve öyle de yaptım. Sonrası hüsran , tabii ki.
Tekel, denince hep o günü ve ertesinde matematik yazılısından aldığım 1’i hatırlarım. O yıllarda yaşayanların Tekel ile ilgili kayda değer bir dolu anısı vardır. Köylüsünden kentlisine herkes Tekel’le biraz alakalıdır. En azından Tekel kibriti yakmıştır. Tekel ürünü Gelincik, Yenice, Bafra, Samsun, Maltepe sigaralarıyla tiryakiliğe (kötü de olsa) başlamıştır. Parasız kalınca Birinci, İkinci ve garip öldüren Üçüncü içmiştir. Akşamcılar Tekel üretimi Yeni Rakı’yla demlenmiştir .Tekel tuzu , ispirtosu kullanmıştır.
Tekel, Taşovamızın aynı zamanda önemli bir geçim kaynağıdır da. Tütün ekicileri olarak , fide yetiştireninden , denkçisine , Tekel’de çalışanından, nakliyecisine Taşova’nın ekonomisinde bir lokomotif görevi yapmıştır. Tekel. Mesela Esençay , Dereli, Çakırsu, Kızgüldüren gibi köylerimiz tütünden,Tekel’den çok para kazanmıştır. Tütün alım piyasası açıldığında “Bu sene başfiyatı kimin aldığı” çok konuşulan bir konuydu , hatırlarsınız. Esnaf veresiyeleri hep tütüne , pancara endeksliydi o zamanlar. Tütününü satanlar, orta halli bir zenginlikle ya traktör alır, ya çocuğunu evlendirir ya da tarla ve ev
gibi gayri menkullere yatırım yaparak geleceğini garanti altına almaya çalışırdı.
Devasa yapısıyla çocukluğumuzdan beri hep ilgimizi çeken Tekel bahçesinde doyumsuz gösterilere sahne olan 19 Mayıs’ları seyrederdik .
Hülasa ; Tekel , Taşova’nın her şeyiydi , aslında. “Herşeyi” çok abartılı bulanlara çok şeyiydi demek de yeterlidir.
Şimdilerde o sarı binalarının kapanın elinde kaldığı, kocaman bahçesinin planlı –plansız yapılarla doldurulduğu üzgün , suskun, küskün ve de boynu bükük bir şekilde Taşova’yı seyrediyor. “Ne idim, ne oldum” dercesine…
Kimbilir, bekli de içinden “Taşovalılar, vefasız değildir. Elbet beni unutmayacaklar…Benimle yaşadıklarının hatırına , beni gelecek kuşaklara anlatacaklar, aktaracaklar…”
Geçenlerde merhum Beratiye teyzemizi ebedi istirahatgâhına uğurladıktan sonra sohbet esnasında Tekel’i konuştuk. Nafız Uçaş, Ahmet Günaydın, Cesarettin hoca , Tekel’le ilgili olarak “ne yapabiliriz”i tartıştık. Ortaya güzel bir fikir çıktı.
“ Tekel Müzesi ”
Evet, anılarla dolu bir “Tekel Müzesi” yapılmalıydı.
Yapabiliriz, dedik. Hem Tekel’e vefa, hem de anılara yolculuk olur.
Konuşulanları yazma görevi de ben acize tevdi edildi.
Nasıl mı ?
Sanırım , bina işi çok zor olmaz.”Sarı” binalardan bir köşe ayrılır. Ondan sonra Taşova’nın ileri gelenlerinden gayret…
Kaymakamlıktan, Belediye başkanlığına kadar…Dahası , elinde , evinde Tekel’le ilgili fotoğrafından , denk odununa, kibritten, sigarasına, kayıttan , koçanına
ne varsa…
Anılarımızla beraber hepsi yok olmadan yapmak kaydıyla…
Buradan başta sevgili Naci Konyar ağabeyime ve Tekel’de çalışan emekli ağabeylerimize, büyüklerimize, arkadaşlarımıza , ailesinden Tekel’e emek vermiş ama şu an aramızda olmayan gurbetteki hemşehrilerime, merhum Tekel çalışanlarının evlatlarına kadar herkese bir çağrı yapıyorum.
Bunu yapabiliriz…
Bol güneşli,bereketli günler dileğiyle…
09.Kasım,2014
İdris SAYAR