TAŞOVA’DA PARALEL YAPI FAALİYETLERİNE DEVAM
Ömer CELEP
Şimdiki adı paralel yapı ve eski adı cemaat olarak bilinen yapılanma; 17 Aralık ve 25 Aralık etkinliği ile daha önce desteklediği hükümet ile kavgalı hale geldi. Bu hareket elde ettiği gücü bir bakıma milli irade ile iktidar olan hükümete karşı kullanmaya başlayınca kılıçlar çekildi ve tabiri caizse bir kavgadır başladı. Millet bu kavganın bir tarafı olmadı ama bazı siyasiler malum kesimin desteğini almak amacıyla kavganın tarafı olmasa bile en azından paralel yapının karşısında durmadı. Muhalefet bunda haklıydı çünkü kendisine oy verecek kesime “senin oyunu istemiyorum” diyemezdi. Fakat görüldü ki; paralel yapının gücü ya gösterildiği kader değil ya da muhalefetin kaybettiği oyları bunlardan tamamladı. Yani hükümeti bu illegal yapılanma karşısında desteksiz bıraktı.
Konumuz o değil. Konumuz;
İktidarın paralel yapıya karşı başlattığı amansız mücadeleye rağmen o yapının ilçemizde faaliyet göstermeye devam ettiği söyleniyor. Şöyle; bu yapının, 17 aralıktan önce kendi öğrencilerinin barınma ihtiyacını gidermek amacıyla Sanayi Mahallesinden bir arsa satın aldığı, arsa üzerinde yurt binası kurmak için yaklaşık üç yüz bin TL. harcama yaptığı söyleniyor. Operasyonla ekonomik krize girince binayı satmaya karar verildiği ama henüz satış işleminin gerçekleşemediği söylenmekte.
Yapılanmanın ilçedeki temsilcilerinin yeni bir kararla yapılmış bir bina alınması önerildiği ancak bunun farklı isimle faaliyet göstermesi anlayışı benimsendiği söylentileri yayılmaya başlandı.
Bunun uzantısı olarak paralel yapının bu ve buna benzer faaliyetlerinin devam ettiği yönünde söylentiler dolaşmakta…
İşin en çarpıcı tarafı ise; bu yapıya bazı amirlerin ve bazı devlet memurlarıyla iktidar partisinin ilçe yönetiminde bulunan bazı kişilerin de destek verdiği söylentisi halk arasında dolaşmakta.
İktidar partisi bir taraftan bu yapılanmayla mücadele ederken bir taraftan da kendi ilçe teşkilatı içinde bulunan bazı kişilerin çeşitli isimler altında o yapıya destek olmalarına engel olması gerektiğini düşünüyoruz.
Bilimsel bir gerçek vardır; devletle yapılan mücadelelerin tamamı illegaldir. İllegal örgütlerle mücadelenin ne denli zor olduğunu bilmeyen sanırız yoktur.
O yapı da, bir illegal görüntüsü vermektedir. Faaliyetine hangi isimler altında veya hangi ortamlarda yapacaklarına kendileri karar verecekleri ve bu kararların herhangi bir kayıt işlemi yapılmadığı için faaliyetlerinin devletçe denetimi imkansız denecek kadar zordur.
İfade mazur görülsün; deyim bir benzetme sınırı içinde kalsın ve herhangi bir kişiyi hedef almasın. Bir argo deyimimiz vardır. “Kahpe içerdeyken kapı kilit tutmaz.”
Evet, örgütlenme özellikle iktidar teşkilatı içinde ve bazı amirler desteğinde olursa onunla mücadele etmek imkansız kadar zordur. Yaptırım gücünü elinde bulunduran iktidar bize göre öncelikle elini yıkamalı kirden arınmalıdır. Kir ile yaşamak parazit yaşaması için uygun zemin hazırlamak, ilerisi parazite teslim olmaktır.
Paralel yapı veya çeşitli isimler adı altında bir takım illegal örgütler bir beldede faaliyet gösteriyorsa ve o beldede eli kalem tutan ve dili söyleyen birileri var da görevlerini yapmıyorlarsa onların tutumunu ihanetin başka bir biçimi olarak değerlendiriyoruz.
Efendiler!…
Bilenler bilsin ve bilmeyenler öğrensin. Artık bu ülkede milli irade hakim olacaktır. Açık ifadesi; millet ne derse o olacak.
Millet dediğinin dışında ne varsa onların hiç birinin hükmi geçerliliği yoktur. Hepsi boştur ve hepsi abesle iştigaldir.
“Gönüllülük, meccanilik, Allah rızası” gibi kavramlar adı altında bu ülkeyi jurnallemek, bu milletin iradesine ihanet etmek, adı ne olursa olsun ve söylemi neyi ifade ederse etsin; hiç kimsenin haddine değildir.
Herkes yerini ve etki sınırını bilecek.
Millet, millet, millet!…
Gerisi beyhude etkinlik, beyhude nutuk, beyhude yakarış ve beyhude arayıştır…