Amasya İtimat

ŞENLİKLER ÜZERİNE

Şenlikler başlıklı makaleme bazı dernek başkanlarından eleştiriler aldım, aldım derken Tasovalıyız.biz  sitesinde yayınlanmıştı. Bekledim ki daha eleştirilsin, tartışılsın. Ancak iki arkadaş tarafından yazı sorgulanmış. Halbuki daha fazla tartışılması ve eleştirilmesi iyi olmakla birlikte daha programlı ve detaylı bir biçimde çözüm önerileri ortaklığı ortaya çıkar  diye düşünüyorum.Eleştiri, eleştirileni yüceltir, iyi ve güzele doğru bir hedefi de ortaya çıkarır.

Bahsettiğim arkadaşlar, Salih Turgut’la Uluköylüler Dernek Başkanı Cafer arkadaşa da teşekkür ederim. Ancak benim esas beklentim Taşovalı derneklerin federasyonlaşıp temsilde eşit bir yapının ortaya çıkması  ve de il bazında derneklerin konfederasyonlaşmasıyla birlikte temsilde yer alıp sorunların daha geniş bir alanda tartışılabilir hale gelmesidir. Bu vesileyle köylerimizin sosyal ekonomik ve üretim bazındaki küçülmenin ve de yeni bir çıkışı ve kalıcı yaşamı kılabilmenin daha geniş bir alanda ses bulması sorunların ortaklaşmasını getirir.Yerel köy derneklerimizin ilçe bazında federasyonlaşması elbetteki tartışılır. Güçlerin birleştirilmesi sorunların genel anlamda tartışılabilir hale girmesi daha iyi olmaz mı? Hem metropolde çevre ilişkilerine sahiplenme hem de dayanışma ruhunun daha geniş bir alana yayılması sağlanır.Elbetteki bunlar bir öneri ama bu halleriyle yerel dernekler yeni açılım sunması gerekir. Değilse statik haldeki duruşları yöre insanları nezrinde ruh halleri ilgisizliği ve de tükenişi getirir diye düşünüyorum. Kalıcılıktan kastım yöre insanlarının sosyal kültürel işsizlik hele de küresel krizin en çok bizim gibi yoksul insanları vuracağı bir süreçte ayakta kalmak dernekler açısında n çok iyi düşünülmesi gerekir. 

Şenlikler yazımın öz itibariyle geleneksel tarım üretiminin bilimsel sentezlerle örülerek, organik tarım üretimine dönüştürebilmeyi ve kalıcı yaşamı kılabilmenin gerekçelerini anlattım. Şenlikler  elbete ki  bir yığın zorluklarla örülür. Sadece hasret giderme, duygusal anlar yaşama yoğun geç veren köylerimizi kurtarmaz. Bir yığın zorluklarla yaptığınız şenliklerin, tasfiyesi anlamında merkezi senliğe dönüştürülmesini istemedim. Ancak içeriği ve biçimi hakkında tartışılabilir önerisini yaptım. Daha doğrusu makalede bahsedilen esas konuya kısmi oranda Salih Turgut değinmiş. Tabi ki özellikle Destek ve yaylarında yetişen organik ve de genetiği değiştirilmemiş meyve çeşitlerini, yani senin damak tadında kalan armutlardan (tengirşek sapı uzun, fırın üstü, taş armutu, güvercintopuğu, küpdüştü) vb.. Elma çeşitlerindense (erencik, Samsun elması, kabak elma, misket elması, sınap elma) bunlar bizim çok önemli yöre meyvelerimiz. Hem organik, hem de genetiği değiştirilmemiş çeşitlerimizdir. Bunları yaşatmak, neslini uzun yıllara yayabilecek bir aşılama ve ya çoğaltabilmeyi hedeflememiz şenliklerin asli görevleri değil mi?

          Orman bölge şefliklerinin meyve vermez raporlarıyla bu tür meyveler katlediliyor. Bunlar yöre derneklerinin sorunu olmakla birlikte, bu meyve çeşitliliğinin tarihselliğine girmiyorum. Ancak, 100 veya 150 yıllık belki de daha fazla. Özellikle tüm derneklerin (HES) hidroelektrik santraller konusunda Ilıca, Karabük, Çambükü’ne yapılan beton yığınlarını engelleyemedik ama hiç olmazsa ilçemizde sebze üretiminin Karadeniz’e, doğuya ve bir çok yöreye sebze üreten Umutlu köyüne (Andıran) yapılacak santrale bari karşı çıkarak tepki vererek, köyün göçmesine engel olalım. HES’ler  suda tuzlanma yaparak canlı organizmayı öldürüyor, Hava da oksitlenme yaparak, bitki örüsüne zarar veriyor. Yap-işlet-devret mantığından hareket eden iktidar mikroklima iklime sahip tarım alanlarını tahrip ediyor. İhale edilen bu yöreler şirketin ürettiği elektriği on yıl alma garantisi 49 yıllığına suyun kullanım hakkı veriyor. Uluköy Dernek Başkanı Cafer arkadaş ‘komşu köyün göç etmesine göz mü yumacağız’

       Şenlikler adlı makalemin içeriği bu niyettendi. Bunu bilesiniz…

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.