“Allah yolunda öldürülenlere
‘ölüler’ demeyin. Aksine onlar diridirler ancak siz fark edemiyorsunuz.”
(Bakara, 2/154)
“Eger Allah yolunda öldürülürseniz
veya ölürseniz, Allah’in size lütfedecegi magfiret ve rahmet onlarin
biriktirdiklerinden daha hayirlidir. Andolsun, ölseniz de öldürülseniz de
muhakkak ki Allah’in huzurunda toplanacaksiniz.”
(Ali Imran, 3/157-158)
“Allah, Allah yolunda çarpisip
öldüren ve öldürülen mü’minlerden, karsiligi cennet olmak üzere, mallarini ve
canlarini satin almistir. Bu O’nun üzerine, Tevrat, Incil ve Kur’an’da
vadedilmis olan bir haktir. Allah’tan daha çok ahdine vefa gösterebilen kim
vardir? Su halde yapmis oldugunuz bu alisverisinizden dolayi sevinin. Iste
büyük kurtulus budur.”
(Tevbe, 9/111)
Geçtiğimiz günlerde Amasya’da karşılaştığım bir şehit
babası,sevdiğim bir insan muhterem Mustafa Özen ağabeyin ağlamaklı hali beni
derinden etkiledi.Taşova’da tanımayan pek azdır,Mustafa ağabeyi.
Kalp ameliyatı geçirdikten sonra ,kutsal hacc farizasını ifa ettiğini
öğrendim ve çok sevindim.Eşi değerli hanımefendi yengem de bir şehid anası
vakarıyla gerçekten muhterem bir Türk anasıdır.
Kendilerini Taşova Lisesi’nde göreve başladığı ilk günden beri tanır ve
severim.Aynı sokakta mütevazi bir komşumuzdu.Kamudaki görevini şerefiyle
tamamlayıp emekli oldu. Bir
sıkıntısı olduğu yüzünden okunan H.Mustafa ağabey,söylemekte bile zorlandığı
bir konuyu benimle paylaşmak istediğini söyleyince “Hayırdır,ağabeyim nedir,mes’ele
?” diye sorduğumda biraz rahatladı.
“Hocam,geçen köye(Özbaraklı) gitmiştim.Biliyorsun bizim köy Aşağı
ve Yukarı Baraklı diye iki parça.Her iki
taraftada okul vardı.Şimdi ikisinin ortasına bir okul yaptı,devlet.”
“Ağabey bunun neresi kötü deyiverdim”
devamını dinlemeden…
Ah yeğenim ah bir dinle ki göresin… dedi, derinden iç çekerek.Mahcup ve merakla karışık dinlemeye
devam ettim.
Okulun adı bizim oğlanın adıydı.Şehit Özcan Özen İlköğretim Okulu’ydu. Değiştirmişler.
Özbaraklı İlköğretim Okulu yapmışlar.
İnanamadım.Allah’ım nasıl olur,böyle bir hamlık ?
Dudaklarımı ısırmaya başladım,bu haber karşısında.Mustafa ağabey ,sanki
o anı , oğlunun ,ilk evladının,aslan parçası yavrusunun şehitlik haberini
aldığı ilk günü yaşıyordu, sanki.
Belki de daha kötüsünü.
Bundan sonrasını dinleyebilir miydim,bilmiyordum…
Dinliyormuş gibi
yapmaktan öteye gidemedim.O,anlatıyordu ama ben artık duymuyordum.Şehit Mehmetçiğimizin
küçük bir çocukken ki hali gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti. Muhterem
anasını düşündüm.Kolay mıydı,evladını kaybetmek ? Velev ki vatan uğruna bile
olsa …
Kendimi onların yerine koyamadım bile…
“Yeter ki vatan sağolsun” diye gözü
gibi bakıp yetiştirdikleri, ne yokluklar ve sıkıntılarla büyütüp
besledikleri,gelecek için hayaller kurdukları ilk göz ağrıları Özcan’ı uğrunda
can verdiği toprağa vermek… Ve adının “silinmesi” köyünün okulundan…
Bunun mazereti olabilir mi ?
Neymiş de efendim “yeni yapılan
okullara şehit isimleri verilmeyecekmiş, Aşağı Baraklı ile Yukarı Baraklı
arasında asabiyet derecesinde bir rekabet varmışmış,miş,mış”
Evet,şehit şimdi öldü.
Şehit Özcan
Özen öldü.Onu öldürdüler.
Ona hayatının baharında kendini feda ettiği
vatanının bir okuluna verilen adını çok görenler,onu öldürdüler.
Ben iyi değilim,Allah size güzellikler nasip etsin.
Taşova’ya ve Taşovalılar’a baki
selamlar ve sevgilerimle…