Amasya İtimat

….ONBİR AYIN SULTANI..

     Onbir ayın sultanı RAMAZAN ayı iyiden iyiye  yaklaşıyor. Bu yazımda ne ekonomik kriz, ne festival ne de kaybolan anahtardan bahsedeceğim. Günümüzle geçmişin Ramazan güzelliklerini karınca kararınca harmanlamaya çalışacağım..

    Evlerde Ramazan hazırlıkları çoktan başladı. Kompostolar hazırlandı. Yufkalar açılıyor. Un; kilo ile değil, çuvalla alınıp yerini çoktan başköşede aldı bile..Gara çorba için hamurlar kesildi. Gara fasülyeler özenle  hazırlandı.

    Davulcu ile zurnacılarımız da, sahur için yeni nağmelerle bizi uyandıracak olmanın  heyecanı içerisindeler…

    Belediye; inşallah bu senede davul-zurna ile sahura kaldırma geleneğini sürdürür. Teknolojinin  geleneklerimizi elimizden almasına müsaade etmeyelim. Bu yılda geçen sene olduğu gibi  belediye iftar çadırı kurulsun.Ayrıca  lokantalarımızdan birisi de sahur vaktinde mutlaka açık bulundurulsun…
    Ramazan Ayında halka hizmetin  HAK’KA hizmet olduğu unutulmamalıdır.        Muhtaç olanlara böyle bir mübarek ayda  kol-kanat gerelim. Onların sıkıntılarına ortak olalım.. Fırıncılar da; Ramazanda mis kokular saçan pideler için susamlarının siparişini çoktan vermişlerdir sanırım. Pide fiyatlarının federasyonca erken açıklanması ise ; pideseverleri  mutlu etti.  300 gr lık pide  1 ytl, 400 gr lık pide ise;  1,5 ytl  den satılacak.  Fırıncılar gibi diğer gıda sektörünün ağababaları da Ramazan ayını fırsat ayı gibi görüp ürünlerine aşırı zam yapmamaları ise tek dileğimiz.
    Ayrıca  Fırınlarda fakirler için bedava pide standı açalım. İhtiyacı olan ordan pidesini para vermeden alabilsin. Bu standın; gözönünde değilde, gizli bir yerde açılmasına da  özen gösterilsin… Mahalle fırınları da son bir kez yeniden gözden geçiriliyor. Mahalle fırınları; mübarek ayda pişirilecek olan çökelikli ve haşhaşlıların yolunu ise şimdiden gözler vaziyetteler…
    Sigara yasağı nedeniyle kahvehanelerde oyunlar azalacağından, kahvehane önünde hem çayımızı yudumlayalım, hem de Ramazan ve dini konularda eksik yönlerimizi tamamlayıcı sohbetlerde bulunalım.. Sigara yasağı; belkide özlem duyduğumuz eski sohbetlerimize bizleri kavuşturmak için vesile olabilir…
 
    Oruç tutma yaşı şimdi kaç?  Bilmiyorum.. Lâkin  Bizim dönem arkadaşlar; genelde ilkokulda başlardık oruç tutmaya. İlkokul 4’e kadar tekne orucu tutardık. Öğleye kadar tutulan oruç TEKNE  orucuydu. Bir bakıma alıştırma orucu da denilebilir tekne orucuna.. İlkokul 4’te ise; artık tamgün yasası gibi oruçlarımız da tam gün olmaya başlamıştı. Bazan oruç olduğumuzu unutuyor bilmeden de yediğimiz oluyordu. Ne de olsa çocuktuk canım. İşte bununla ilgili unutamadığım bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

    Sene l970. İlkokul 4′ deyim. Atatürk İlkokulun’ da o vakitler ikili öğretim yapılıyordu. Oruç olmama rağmen öğleyin tek katlı kerpiç kokulu, gaz lambalı, iki odalı, bir salonlu ve içinde buzdolapı, televizyon, büfesi dahi olmayan evimizde aldım soluğu…..

    Tamgün yasalı oruç kapsamındaydım. Salona daldım birden. Tepsiye üst üste dizilimiş altın sarısı renkte BARAKLI üzümleri gözüme çarptı. Birden saldırdım bol salkımlı üzümlere. Epey bir yemiştim. Anam: ‘Ne yapıyorsun? Oruç değilmisin ? ‘ dediğinde ise; kızarmış bozarmıştım. “Unuttum ana ” diyebilmiştim ağlamaklı bir şekilde.. 

    Anam:. “Bilmeden herhangi birşey yenildiğinde oruç bozulmaz ” dediğinde ise çok rahatlamıştım. Mutlu ve oruçlu olmanın keyfiyle tuttum okulumun yolunu….
    O gün tam gün oruç yasasına harfiyen uyarak akşam orucumu huzur içinde açmıştım.. O olaydan sonra ömür hayatımda oruç olduğumda bilmeden hiç bir şeyi ağzıma atmadım..Oruç zamanı; Faravga, Kızgüldüren, Salihli, Turgutlu hatta ve hatta İzmir’in çekirdeksiz üzümünü bile getirseniz yanlışlıkla ağzıma bir daha atacağımı sanmıyorum..  O üzüm olayı bana çok iyi bir ders olmuştu aslında….

    Bizim çocukluğumuzda Ramazan; genelde yaz aylarına denk geldiği için biraz zorlanırdık.. İşte yine Ramazan ayı ve Ağustos’un sıcak günleri bizimle olacak. Artık çocuk değiliz. Yarım asrı devirdik. Bundan sonra kin ve nefret duygularını bir tarafa bırakıp, topluma yararlı işler içinde bulunmamız  gerektiğine de yürekten inanıyorum..

    Bizleri bu mübarek aylara eriştiren  YÜCE RABBİM’e şükrediyor, şimdiden  RAMAZAN AYININ FEYZ-İ  ÜZERİNİZE OLSUN… diyorum..

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.