Ömer CELEP
Meşhur Gezi eylemleri sırasında Okmeydanı’ndan Taksim’e güya “ekmek almaya giderken” polisin attığı gaz bombası kapsülünden yaralanan ve yaklaşık dokuz aydır yoğun bakımda yatan on dört yaşındaki Berk Elvan’ın hayatını kaybetmesi insan olan herkesi üzmüştür, üzmelidir. Ancak bu ölümün; sistemle, devletle, hükümetle ve bir bakıma millet iradesine karşı bir çeşit savaş yapma eğiliminde olan bazı marjinal ve kimi illegal örgütlerin, istismar duygularını harekete geçirdiğini görüyoruz. Demokratik hak kullanımı söylemini kullanarak, yakıp yıkma, anarşi ortamı hazırlama, kin kusma, nefret pompalama, terörize etme, seçim öncesi şov yapma, güç gösterisi heykelleme, tahrik, tahrip, tatmin ve adı sınırsız kin ve nefret salyası akıtma gayretine girdiğini görüyoruz.
Ülkemizde ve dünyanın hiçbir ülkesinde karşılığı olmayan bu tür eylemler, eylemcileri tatmin etme ve bazı kamu malları ile özel sektöre ait işyerlerini tahrip etme dışında hiçbir işe yaramadığını bilmeyen aklı selim hiç kimse yoktur.
Artık illegal örgütler, marjinal gruplar ve bunlardan medet uman siyasi yapılar şunu çok iyi anlamalılar.
Bu yüce millet, şiddeti, kanı, kini, nefreti ve zilleti sevmiyor. Millet kepazeliği tasvip etmiyor. Millet; istismarı, duygu sömürüsünü, gerçeğe dayanmayan arzuyu, hukuka uymayan tepkiyi, hak çiğnenerek yapılan eylemi, yaptırımı olmayan söylemi, hayata geçmeyen ilkeyi, gerçekle örtüşmeyen hayali, kökü dışarıda olan ideali, kendine rakip paraleli, müstevlilerin işine yarayan hileleri, masum istekler kılıfına sarılan tuzakları, kendisine atılan ve atılmaya çalışılan “kazıkları” görüyor ve kabul etmiyor efendiler, etmiyor!…
Masum demokratik hak kılıfına sararak kustuğunuz kin ve nefret ruhaniyetinizden kurtulun lütfen!…
Ölen çocuk yaştaki gencin ölümünü protesto ediyorsunuz, güvenliğiniz ya da aranızda çıkacak herhangi bir olumsuzluğa karşı tedbiren orada bulundurulan itfaiye sürücüsünü linç etmeye kalkıyorsunuz!…
Bunun adı kepazelişk değil midir? Bunun adı kin ve nefret kusumu değil midir? Bunun adı; kendi milletinin bir evladının ölümüne üzülürken diğer bir evladını öldürme kudurukluğunu değil midir? Bunun adını, “demokratik hak kullanımı, demokratik tepki” olarak ifade eden veya bu söylemin yelpazesiyle kamufle edebilecek iz’an sahibi birini bulabilir miyiz?
Geçelim, geçelim bu kin ve nefreti, husumeti, aduvveti, takiyye yaptığımız soytarılıkları… Geçelim…
Milletle kavga ederek millet sevgisi kazanmayı düşleyen, demode hokkabazlıklar dönemi artık bitmiştir. Yüce milletin ister iktidar olsun, ister muhalif olsun her ferdi artık şunu anlamalı. Millet sevgisini kazanmanın yolu; kafa yormak, fikir üretmek, bilgi sahibi olmak, beceri kazanmak ve alın terletmek emeğinden geçiyor.
Bu kutsal özelliklerin dışında ne kadar eylem varsa hepsi beyhudedir, hepsi birer maceradır, hepsi boştur, hepsi ve hepsi birer “kin kusmuğundan başka hiçbir şey değildir.
Hemen belirtelim; her ne kadar durumu kalın kelimelerle ifade etmiş olsak bile milletimizin her ferdine karşı sevgimiz ve derin muhabbetimiz vardır.
Sözlerin kalınlığı yapılan haksız ve maksadı aşan eylemin dozunu kaçıran ayarsız eylemcilere karşı demokratik tepkidir. Hakaret içermez.