Amasya İtimat

MAHANA ARAMA, ÇÖÇELENME, SAĞLIĞINI MESİYOSAN EVDE KAL!

Topraktan öğrenip  kitapsız bilendir.
Hoca Nasreddin gibi ağlayan
Bayburtlu Zihni gibi gülendir.
Ferhad’dır , Kerem’dir ve Keloğlan’dır.

………………………

(Nazım Hikmet)

Demürgırat Hasan Emmi; pilli radyosundan ülke gündemini takip eden, haberler başlayınca yanındakilerin anında muhabbeti kestiği, yaşadığı çevrede sevilen, sayılan, genellikle çevresinde  meydana gelen meselelerin çözülmesinde öncülük eden, fakir fukaraya ve gençlere sahip çıkan,  1942 Erbaa depremini, 1960 ihtilalini yaşamış,  bir koca çınar. Gençlik yıllarında tutku ile bağlı olduğu partinin amblemi “kırat;” kendisi de bulunduğu yörede bu partinin ileri gelenlerinden olduğu için, “Demürgırat Hasan Emmi” namıyla anılır, bilinir olmuş. Günümüze kadar da bu namını sürdürmüş, gerçek bir vatansever, tertemiz bir Anadolu köylüsü.

Demürgırat Hasan Emmi  perşembe günleri Taşova’ya geldiği zaman bir araya gelir, çeşitli konularda sohbet ederdik. Son günlerin salgın hastalığı nedeniyle Taşova’ya gelememişti. Demürgırat Hasan Emmi’ye moral vermek, halını hatırını sormak, bir ihtiyacı olup olmadığını öğrenmek için telefon açtık.  Karşılıklı hâl hatır sormakla başlayan konuşmaların ardından, ülkemizin gündeminde olan salgın hastalık konusuna geçtik.

-Hasan Emmi ne olacak bu virüs meselesi?

Demürgırat Hasan Emmi kendine has üslubu ile başladı konuşmaya…

-Bağa bak Muallim, biz bu şeylere eskiden “gıran” derüdük gıran” heee. Ağnadın mı?

Demürgırat Hasan Emmi’yi, biraz rahatlatmak, moral vermek maksadıyla gelişigüzel soru sorup konuşturmaya devam ettik.

-Peki Hasan Emmi bu hastalığı kolay atlatabilecek miyiz? Ne yapalım? Nasıl yapalım? Sizin zamanınızda “gıran” dediğiniz bunun gibi hastalıklar geldiği zaman ne yapardınız?

-Muallim Efendi,  bizim zamanımızda yosulluk varıdı, fakırlık varıdı. Biz bek bir şey bilmiyoduk. Şimdik öyle devül. Her şey var. Ben sürekli “acas” dinerim. Orada hepsini annatıyı yavv. Aha bunnarı bunnarı yapma diyi..

 

– Kimseye ilişme, değme…

– Elini, yüzünü  yu, yayka…

-Adamın suratına garşu oğsürme.

– Iraatça evinde otu dışarııı, mışarı çıkma, diyi daha ne desin yavv..

-Hasan Emmi sen dışarı çıkıyor musun?

-Çıkmıyorum, gardaşcuvazım çıkmıyorum! Devletimiz bizden bir şey istemiyor. Dışarı çıkman diyi yavvv. Ben her ne isteğiniz varısa “tederük” ederim diyi yavvv! Daha ne desin?

Dışarı çıkarsan dedüklerimi yapmazsan bu “gıran” denilen soykayı, konu komşuya da ekleşdürüsün herkesi gırdırusun hasta sokel edersin. Denileni yap, kimseye  hastalık mastalık ekleşdüme diyi.

-Muallim, ben 92 yaşındayım. Erbaa depremini yaşadım. Devletimiz bize o zaman içeri girmeyin dedi, girmedük. Şimdi de dışarı çıkmayın diyi, çıkmıyok. Denileni yaptuk aha bu yaşa geldük. Arkadaş talimatnamelere uyacaksın.

-Evde kaldığın zamanda boğazına eyi bakacan. Öyle gavurun enükleri gibi her şeyi yemiycen. Onnar, yarasada yiyolar,yaramasa da yiyolar. Zıkımın bekini yesinler. Aha bak ben bunnarı; delüvanlululara, gocağarulara, benim gibi gır gişilere gonuya gomşuya hep diyom. Çalkama yapıp iç. Gatuklu çorba ye. Heee. keyfinizi gıcır tutun. Hemen aha bana ”gıran” girdi deyip de afallama. Tokturları, hemşireleri neyin boşu boşuna avara etme, diyom. Duysuzdan öteğeçeyi boylarsınız. Kimsenin habarı da olmaz diyom. Ağnadın mı? Sonacığıma fırında ekmek büşü, gilik yap, bişi yap.

– Hasan Emmi bulunduğun çevrede kurallara uymayanlar var mıydı?

–  Delüvanlular varıdı.

-Delüvanlular, gobeller hep dışarıdaydı. Onnara da seslendiler çıkmayın diye. Onnarda çıkmıyolar şimdi.  Pencereden edirafı annaklıyom, edirafta ça, çoluk kimse yok. Böyle eyi oldu. Yosamki dışarı çıkıp ciberüklük ediyolardı, sağda solda siftinip duruyolardı.

-Hasan Emmi, bizde virüs olup olmadığımızı nasıl anlayacağız?

-Anaaamm heriiii..! Sorduğu suale bak!

Öncecüğü de ağnıyamazsan boşa mekdep- medirese çığnamışın hay muallim!!!!!

-Ağnadıyom bak,  eyi eşit, eyi dinne..!

-Yağnın arıyosa, oğsürüğün varısa, eteşin yuğseğise, yörümüye bile mecelin yoğusa,başın fenikti ise,  “sende gıran var”  demektü.

-Bunlar var ise ne yapmamız lazım?

-Çöçelenip durmıycan oğlum. Bütün tederüklüğünü alacaksın. Sağda solda çöçelenip , siftinip de hastalığını kimseye ekleşdümeden  toktura gideceksin.

Demürgırat Hasan Emmi, yıllarca pilli radyosundan, şimdi ise televziyondan kendi tabiriyle “acas”  yani haber dinlediği   için koronavirüs, kendi ifadesiyle “gıran” konusunda  az  veya çok bilgisi vardı. Ve bildiklerini çevresine de anlatıyordu. Bu da bizi sevindiriyordu.

Kendisini bir hayli konuşturduk. Rahatladığını hissettik.

-Hasan Emmi epeyi konuştuk. Taşova’ya söyleyeceğin bir şey varmı?

– Tüm “Daşova şeerine”, alayınıza sesleniyom, beni eyi eşidin eyi diğneyin:

 

“MAHANA ARAMA,  ÇÖÇELENME,  SAĞLIĞINI MESİYOSAN  EVDE  KAL.”

 

Yorum Ekle