Gökyüzü suratını asmış, bulutlar ise üstüme üstüme gelmekte… Gök gürlüyor, bir taraftan da şimşek her tarafı aydınlatmak için çırpınıp durmakta..
Kardelenlerime oyalanmadan hızlı bir şekilde eve gitmeleri konusunda gerekli uyarıyı yaparak, yalnızlığımla birlikte yağmurun bir an evvel yağmasını beklemeye başladım…
Ömrü hayatımda ilk kez böylesine farklı bir tabiat olayına tanık oluyordum. Bir anda kar yağmışcasına her taraf bembeyaz bir örtüyle kaplanmıştı..
Bu arada Taşova’yı arıyorum. Taşova’da tık yok diyorlar.. Hava, kararmak ve beyaz örtüyü kapatmak için ne kadar da acele ediyordu.
Bu farklı havadan kendimi kurtarmak için bilgisayarın başına geçmiş ve bir videoya dikkat kesilmiştim.
1995 yapımı video, Cesarettin hocam ve Ahmet Özkan tarafından hazırlanıp internete atılmış ve bizim mahalleyi anlatıyor..
Siz de, cadde ya da sokak yerine bizim mahalle sözünde bir sıcaklık hissetmiyor musunuz ?
Eskiler çok iyi bilirler. Bir zamanlar Taşova’da öylesine şiddetli kar ve yağmur yağardı ki, sel seli götürürdü…
Yeşilırmak taşar, Şükriye halamın ve rahmetli Koç Yusuf dayının evine kadar su dolardı. Bizim mahalleyi hiç sormayın. Evlerin bodrumundan suları tahliye etmek için bütün aile fertleri ve mahalleli kova ve kürekler elde hazır kıta bekleşirdik….
Taşova’da felaket anında komşusunun yardımına koşacak ona yardım eli uzatacak nice koca yürekli insanların halâ var olduğunu bilmek bile insanı az da olsa mutlu etmeye yetiyor..
Gönül ister ki, biz yine eski özelliklerimizi özel hayatımıza yansıtıp yine o güzel günleri yaşama fırsatı bulabilmek… Elbette ki yine de her şey bizim elimizde…