Amasya İtimat

KÜÇÜK TAŞOVA

Sevgili Dostlar.

 

Büyüklerimiz Taşova küçük bir ilçe ama derler varlığı büyük. Ne anlam çıkardınız bilmem bu kelimeden. Yüzlerce anlam çıkarabilirim. Mesela bölge olarak küçük ama yaşayan nüfus olarak kalabalık. Bir o kadarda nüfus sayısına sahibiz. Dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin, orada yaşayan, ister çalışma için, ister eğitim için gitmiş veya çeşitli sebeplerden dolayı mutlaka bir Taşovalı’ya rast gelirsiniz. Burada şu eksikliği sizlerin de fark edeceğini zannediyorum. Akrabalık veya oturduğumuz bölge dışından gelen başka Taşovalılar birbirlerine çok ilgi ve alaka duymazlar. Bu da Taşova dışında yaşayan Taşovalı kardeşlerimiz arasında kopukluk meydana getiriyor. Ülkemizde yaşayan tüm insanlar bizim kardeşlerimiz. Tüm ülkemizle barışık yaşayacağız.

 

Şu an ki konumuz Taşova bölgesini inceliyoruz. Birazda Taşova dışında yaşayan Taşovalı dostlarımızın biraz daha koordineli olmasına yardımcı olmaktır. Bu koordinasyonu sağlayabilirsek, onların oralarda daha rahat görebildikleri dünyadaki veya ülkemizdeki teknoloji ve bilim dallarındaki gelişmeleri, sanayinin bölgemize uygun yatırım olacak dallarını Taşovamıza mutlak taşıyacaklardır.

 

Sevgili dostlar misal verelim. İstanbul’da yaşıyoruz. Bizim bölgemizden başka semtte bir Taşovalı yaşıyor. Şunu lütfen yanlış anlamayalım Taşovalı derken, köylerle birlikte anlatmaya çalışıyoruz. Taşova bu işte sadece lokomotif görevi üstleniyor. Başka semtlerdeki Taşovalı kardeşimizi bir telefonla arayıp hal hatır sormak, tanış olmak bir kaç kontöre sebep olur. Ama sağlayacak yayarı çok fazla olacaktır. Köylerimizin dernekleşmedeki başarılı çalışmaları tüm derneklerimizin buluştuğu topluca, iyi başarılı çalışmalara maalesef dökemiyor. Topluca yapılması gereken çalışmaları pratikte uygulamaya geçiremiyoruz. Çevre il ve ilçelere baktığımız zaman mesela Erbaa bu konuda bizden çok ileride, çok mesafe kaydettiğine gıpta ile bakıyoruz. Bizden farkları ne? Misal İstanbul ve diğer illerde kendi insanları ile başlattıkları iş kolunu yaşadığı bölgede uygulamışlar. Bir kolunu mutlaka Erbaa’ya taşımışlar. Erbaa yarışta bugün bizleri geride bırakarak atak yapmışlarsa, beraber hareket etmek, beraber karar vermek, yani bireylerin birbirleriyle haberdar olarak bu işi başarmışlar. Ama bizler gurbette tesadüf  yolda yürürken birbirimize çarpıp, pardon hemşerim demekle birbirimizi ancak tanıyoruz. Bir büyüğümüz ne demiş: “Gelin birlik olalım, işi kolay kılalım.” Şu beş altı kelime bile bize birlik olmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu anlatmaya yetiyor da artıyor bile.

 

Yukarıda saydığımız sebeplerden Taşova küçük ama hacmi çok büyük derler. Yaşanmış bir fıkra anlatayım. Yetmişli yıllarda Alpaslan’daki iki kişi sahile soğan götürmek için Ladik’e kamyon kiralamak için gider. Biri önce bir kamyona müşteri olur. Öbürü aynı köyden olduğu halde birbirini tanıyamaz. Kamyoncu sorar; hemşerim sen Taşova’nın neresindensin? İlk giden Zudaylı’yım, ikincisine de sen nerelisin deyince o da Zudaylı’yım der. Kamyoncu; siz birbirinizi tanımıyor musunu deyince hayır derler.

 

Dostlar ikibin sekizde yaşıyoruz. O yıllar çok gerilerde kaldı. İletişimin bu kadar yaygın olduğu dönemde gurbette yaşayan Taşovalıların birbirini tanımıyoruz kelimesi hem hoş değil, hemde çok çirkin. Haydi bu günden sonra Taşova’nın hangi bölgesinde yaşıyorsak yaşayalım birbirimizden bir telefonu, bir mesajı çok görmeyelim. Şunu unutmayalım ki; nerede yaşıyorsak yaşayalım, bir gün hak vakil olunca mutlaka yan yana yatacağız. O zaman yaşarken neden yan yana olmayalım ki…

 

 

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.