Amasya İtimat

“KİRADA OTURUYORDU”

0
323

Naci Konyar –

Cevat Bilgen adlı bir vatandaşımız bir gazete köşesine “Kirada Oturuyordu” başlığıyla 64 yıllık devlet hizmetini geride bırakarak siyasetten çekilen ve 88 yaşında vefat eden Devlet adamı, politikacı İsmet Sezgin için şunları yazmış:

“İsmet Abi’nin en önemli vasfı dürüstlüğü ve tavizsiz, devlet adamlığı ahlakıydı. Kayıp giden, kıymetlerini bilemediğimiz eski siyaset adamlarının en belirgin özellikleri de buydu. İsmet Abi, devlet hazinesi elindeyken ülkeye yıllarca hizmet edip otuz küsur yıl  kirada oturdu. Öldüğünde de yine kiradaydı. Son derece mütevazı, alçakgönüllü ve sahici bir kimlikti. Allah her siyasetçiye arkasında servet değil, itibar ve onur bırakarak ayrılacağı bir hayat ve ölüm nasip etsin. İsmet Ağabey, Cleweland’da değil, başkentte devletin hastanesi GATA’da gözlerini kapadı.”

Ülkesine hizmeti kutsal bir vazife olarak gören politikayı zengin olma aracı olarak kullanmayan siyasilerimiz politika sahnesinden ayrılsalar bile unutulmuyorlar. Aydın Belediye Başkanlığı, Gençlik ve Spor, Maliye, İç İşleri, Savunma Bakanlıklarında ve Meclis Başkanlığı gibi önemli görevlerde bulunan bir siyasetçinin, vatandaşın gözünde 30 yıl kirada oturuşu tarafı övülüyor, zengin olamayışı erdem ve dürüstlük olarak takdir görüyorsa, siyaset yapanların vatandaşımızın bu değerlendirmesinden çıkaracağı dersler var diye düşünüyoruz.

Meşrutiyet devri siyasi edebiyatında çok geçen “Kaht-ı rical” yani devletin dar ve zor günlerinde eksikliği duyulan devlet adamı kıtlığı manasına gelen bu sözün sık sık hatıra gelmesi “Asiyab-ı devleti bir har da olsa döndürür.” diyerek devlet idaresini basite alan zihniyet ve değil memleketi burnunun ucunu göremeyen, tecrübeli, kültürlü, güçlü vizyon sahibi kadroların devlet dümeninde olmamaları yüzünden söylendiği bir realitedir.

Kendini ulusuna hizmet etmeye adayan siyasetçiye Devlet Adamı; ulusun kendisine hizmet etmesi gerektiğini düşünen devlet adamına ise siyasetçi denir. Devlet koltuklarına oturan bazı kısa boylular devleti de kendi boylarına indirdikleri için vatandaşımızın İsmet Sezgin’in vefatından sonra gazeteye yazdığı yazıda vurguladığı 30 yıl siyaset yapıp da servet yapmayışı yönü ve kira oturuşu takdir görüyor, övgü alıyor.

Bedbaht günlerde görkemli ve başarılı geçmişi anmaktan daha kahreden ve kederlendiren olgu nedir diye soran Dante’ye cevabımız “Üzüntü duyuyoruz” olacaktır. Yakın tarihimizin ve hatta Cumhuriyet tarihinin en acı ve zor günlerini geçiyoruz.  “Politika, ciddi bir iştir, çünkü devlet yönetme sanatıdır. O halde politikacının özü ve sözü doğru olmalıdır.” demiştir devlet adamı İsmet İnönü… Bu sanatı layıkıyla yapanlar özü sözü doğru olanlar milletin sinesinde ve siyaset sahnesinde hak ettikleri yeri alıyorlar.

Evet başarılar itibar ile taçlandırıldığında bir anlam ifade ediyor. Kimilerine göre çok para kazanmak ya da iktidar sahibi olmak başarı olarak kabul görebilir. Silah tacirleri çok para kazanıyorlar, Hitler’in güçlü iktidarını biliyoruz. Ancak itibarlarından bahsedilebilir mi.?

Saygıyla anılmak, itibar sahibi olmak para ile iktidar gücüyle elde edilemiyor. İtibarı belirleyen kişilik ve duruştur. Makamlar gittiğinde geriye siz kalırsanız bir anlam ifade ediyor. Yani yaşamda ya iz bırakıyorsunuz ya da is…

İsmet Sezgin siyasi yaşamda iz bırakan devlet adamlarımızdan biridir. Tansu Çiller’le girmiş olduğu genel başkanlık yarışında adaylıktan feragat etmesi karşılığında kendisinin Başbakanlık yardımcılığına getirileceğini söyleyen aracı gazeteciye verdiği cevap onun devlet adamlığı yönünü gösterir.

“Bak oğlum ben talebe federasyonu ile başlayıp 1952’de Demokrat Parti’de siyasete başladım. 1963’ten bu yana Demirel’le DYP’de devam ediyorum. O istedi Genel Başkanlığa aday oldum. Baba’ya makam ve mevki için asla ihanet edemem. Vefa sadece semt adı değildir. Tansu Hanım’a bu siyasi rekabette başarılar dilerim. Ama önerisini de duymamış olayım çünkü ben bu önerinin yapılacağı bir siyasetçi asla olmadım.”

Eski Adalet Bakanlarından M. Esat Bozkurt “Devlet adamları fakir ölmelidirler ki, idare ettikleri milletler zengin ve mesut olsunlar. Devlet adamları ceplerini doldurmaya kalkarsa millet fakir ve bedbaht olur.”

İsmet Sezgin de arkasında servet değil, itibar ve onur bırakmış bir siyaset adamıdır. Semere-i hayat, hayırla anılmaktır derler eskiler. Bizim milletimiz arkasında hoş sada bırakarak gidenler için övgüyü esirgemezken, nahoş bir seda ile gidenler için de yergiyi ihmal etmemiştir.

Ne kendi etti rahat, ne aleme verdi huzur

Yıkıldı gitti cihandan, dayansın ehl-i kubur

Ez cümle “Ne mutlu o kişiye ki kadri yaşarken de bilinen, seng-i musallada da biline.”

Allah her siyasetçiye arkasında servet değil, itibar ve onur bırakarak ayrılacağı bir hayat ve ölüm nasip etsin.

Amin

Not: Mevlana, insanın hayatında yaptığı iyiliklerin dışında hiç bir şeyde vefa yoktur diyor. Her çağda, senin üç yoldaşın vardır; birisi vefalıdır, ikisi gaddar.

Onların biri dostlardır. Öbürü mal mülk. Üçüncüsü vefalı olan yaptığın iyi işlerdir.

Mal mülk seninle gelmez, evden dışarıya bile çıkmaz

Dost gelir ama mezara dek. Sana ecelin gelip çattığı gün, dost, hal diliyle derki:

“Bundan öteye yoldaş olamam sana; bir zamancağız da mezarının başında dururum. Yaptığın iştir vefalı olan, sen ona sarıl; o mezarın dibine dek seninle gelir. ”

13 Aralık 2016 günü toprağa verdiğimiz ilçemizin yokluğu daima hissedilecek güzel insanı avukat Nail Eren dost biriktirmiş, iyi işler yapmıştır. Yaşamda iz bırakanlardandır Nail Abi… Allah’ın rahmeti üzerine olsun. Cenab-ı Hak kabrini cennet eylesin. Nur içinde yat Nail Abi…

Yorum Ekle

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz