Sevgili dostlar,
Bu makalemizde ülkemizin güzel köşelerinden, coğrafi olarak bizim bölgemize uzak beldelerden, ülkemizin güzel coğrafi yörelerinden bahsedeceğiz. Gerçi güzel yurdumuzun her karış bölgesi birbirinden farklı, tabiat şartları ayrı, kültürü ayrı, lehçeleri farklı olsa da, bu bizim bir mozaiğin farklı renk veren ayrı tonlarıdır, yani farklı güzelliklerimizdir.
Bir söz vardır, derler ki; “hem ticaret, hem ziyaret”. Biz de bu köşede ziyaretin yanında kültür ticaretini kast ettik. Ziyaret sebebimiz ise yıllardır görmediğimiz yeğenim Nurhan ve Bayram Aras çiftini ziyaretimiz idi. Ayrıca ülkemizde allerji ve cilt hastalıkları dalında deri testinden sonra insan üzerinde biyoenerji testine tâbi olunma sistemini ilk uygulayan uzmanların İzmir ilinde olduğunu duymuştuk ve bu uygulamayı yerinde görüp, fikir oluşturmak istedik. Bu vesileyle elli dört yaşında olmama rağmen uçağa ilk binme heyecanını bu seyahatte yaşamış oldum.
Şuna değinmeden geçemeyeceğim. Bizi genelde takip eden okurlarımız şu hususlara azami gayret gösterdiğimizi bilirler:
1-Araştırmak
2- Eleştirmek
3- Yapılanı taktir etmek
4- Yaptığım yanlıştan özür dilemek.
Bu saydıklarım benim vazgeçilmezlerimdendir diyorum.
Yıllarca ülkemizde uçakla seyahat etmek bir lükstü. Yakın zamana kadar bile bölgemizde uçak yolculuğu ya-pacak kişi sayısı iki elin on parmağını geçmezdi. Şu an ülkemizde uçakla yolculuk otobüs parasına denk . Samsun-İzmir arasında ancak on beş ytl fark var. Havayoluna özel sektör girmeseydi, bugün uçak yine sizlerin ve bizlerin erişemeyeceği bir sektör olurdu. Şimdi, bu hizmeti, bu imkânı sunanlara teşekkür etmeyelim mi? Toplum olarak bu sektörden faydalanabilecek duruma getiren devlet idarecilerimize bir teşekkürü tabii ki çok görmeyeceğiz.
Sevgili okurlar, bu ziyarette bölgemizdeki farklılıkları da görme şansına sahip olduk. Ege bölgesinde olmayıp, bizlerde olan imkânları nasıl da değerlendirebileceğimize şahit olduk. Şunu belirteyim ki, Samsun-İzmir hattında havanın açık ve berrak olması, bizim baştan şanslı olmamızı sağladı. Ülkemizde ormanların yok olup gittiğini zannederdik. Halbuki gittiğimiz koridorda küçümseyemeyeceğimiz kadar orman potansiyelimizi havadan görerek mutlu olduk. Yeterli mi? Hayır. Şu bahar aylarında ağaç dikme mevsimindeyiz. Ülkemizde bir karış alanın dahi boş kalmasına gönlümüz razı gelmez. Meyve dikilecek alanları meyve, meyveciliğe uygun olmayan arazi alanlarını orman bitkileri ve değişik sanayi ağaçları ile doldurmalıyız ki; hem biz kazanalım, hem toprak ana, hem bütün canlılar kazansın.
Şunu belirtmeliyim ki; ülkemizi gökyüzünden izlemek gerçekten bir başka duygu, bir başka heyecan. Bu heyecanı yaşamamıza sebep olan devlet ve hükümetlerimize müteşekkiriz.
Sevgili dostlar, coğrafi bakımdan hiç de fena bir bölgede yaşamıyoruz. Karadeniz iklimini sahil babında değil de, yeterli rutubet, yeterli yağış, yeterli miktarda yeşil bitki örtüsüne sahip olarak yaşıyor, bu durumu değişik yerleri görünce daha iyi anlıyoruz.
Yaptığımız ziyaret sonucunda İzmir ve çevresinin sanayisini büyük ölçüde tamamlamış, yeterince tarım potansiyeline sahip, turizmden yeterince pay alan, turizme dayalı ekonomiyi çok iyi kullanan, Amasya’mız kadar tarihî eseri olmamasına rağmen turisti getirecek sebepleri iyi kullanıp uygulayan bir bölge olduğunu müşahade ettik.
Gelecek sayımızda bölgemizle karşılaştırıp, noksanlarımıza değineceğiz.