Amasya İtimat

İYİ YÖNETİLMEK

…endişeli bir baba ,’Oğlumun adil bir insan olacağından nasıl emin olabilirim?’diye sordu.Kseno philus yanıtladı:

‘Onu,iyi yönetilen bir devletin yurttaşı yap’

Bir halk ezgisidir’Neyleyim sarayı,neyleyim köşkü,içinde salınan yar olmayınca’

Ülkede yargının düşürüldüğü durumu görünce,görkemli adliye saraylarına bakıp içinde huzurla görev yapamayan hakim ve savcının olduğu adliye sarayını neyleyim diyesimiz geliyor.

1930’lardan kalma,tavanından sürekli yağmur suları damladığı için yağışlı havalarda odalarına kovalar konulan adliye binalarında görev yapmak zorunda kalan hakim ve savcılarımızın bu gün ki gibi adliye sarayları yoktu ama huzurları vardı.

Vatandaşımızın adalete olan güveni tamdı.Adaletin tecellisi konusunda şairin söylediği gibi;

Binaya taş bulmak gecikebilir

Devlete baş bulmak gecikebilir

İnsana aş bulmak gecikebilir

Adalet gecikmez tez verilmeli…   diyordu.

Halide Edip Adıvar’ın bir hikayesini okumuştum.Kurtuluş savaşı sırasında efelerden biri Eğirdir’e gelir.Sinen halk evlerine kapanmıştır.Eğirdir’lilerin kendisini karşılamadığına kızan efe kızanlarına’ilk gördüğünüz adamı şu ağaca asın,geldiğimiz anlaşılsın’buyruğunu verir.On başı Halide Edip’in yalvarmalarına rağmen tarladan eşeğiyle dönen zavallı bir delikanlıyı bir çırpıda asarlar.

Zavallı birini asmak efelik töresiyle bağdaşır mı,sana yakıştı mı bu?diye çıkışan gözleri yaşlı Halide Edip’e efenin verdiği cevap düşündürücüdür:

‘‘İnsanlar ya ilimle,ya zulümle yönetilirler’’

Bizde ilim yok.Ne yapalım  zulümle yönetiyoruz.Evet ülkemiz bugün zulümle yönetilmese de hukukla,bilimle çatışan olayları yaşıyoruz.

Bilim,hukuk demokrasilerde paralel devlet,cemaat denen bir kavramın,yapının olmadığını demokratik bir devlet düzeninde siyasi partiler,iktidar ve muhalefetin olduğunu ve de devlet işleyişinin yasama,yürütme ve yargı gibi üç ana temel yapı üzerine bina edildiğini söylüyor

17 Aralık yolsuzluk,rüşvet ve paralel devlet iddialarından sonra yürütme tarafından yargı üzerinde uygulamaya konulan tasarruflar demokrasinin temel ilkesi olan kuvvetler ayrılığını kuvvetler çatışmasına dönüştürmüştür.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti laiklik ilkesini anayasasına geçirmiş az ve mutlu ülkelerden biridir.Cumhuriyet demokrasiyle,demokrasi de laiklikle tamamlanır,beslenir ve güçlenir.

Bugün ‘’bize özgü laiklik’’anlayışıyla laikliğin özü devlet ve cemaat ikilemiyle örselenmiştir.

Şimdi gelinen noktada ülke olarak anlaşmamız gereken tek şey adaleti tüm kural ve kurumları ile hakim kılmak olmalıdır.Çünkü adalet güvenin ve özgürlüğün teminatıdır.

Özgür olmak,özgürce düşünmek şiarımızdır.Partilerimiz,fikirlerimiz farklı olabilir.Ortak noktamız ülkemizin iyiliği ve dirliği olmalıdır.Hükümet ve cemaat kavgasını kim kazanacak diye el ovuşturanlardan değiliz.Demokratik devlet düzeni ve adil yargıdan yanayız.

Bilimin tarif ettiği üzere;

‘’Siyaset soylu ve özverili bir kamu hizmetidir.Ama bir tutamcık siyaset,yargıya,yargılamaya karıştırılırsa virüse dönüşür.Yargı hastalanır,kirli adalet salgılar’’

Bugün ülkemizde yargı hastadır.Yargımızın tedaviye ihtiyacı vardır.Yüce meclisin hukuk ve yargı hastalığı konusunda virütik ilaçları tez zamanda ülkemize getirmelerini temenni ediyoruz.

Devlet nizam demektir.kanun demektir Hükümetler fanidir.Devlet ebedi ve kalıcıdır. Bize güçlü devlet lazımdır. Dünyada yönetim şekilleri farklı 195 ülke vardır Kanun ve nizamla yönetilen ülkelerde huzur,yönetilmeyenlerde ise kaos ve kargaşa vardır…

 

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.