Gönül ocağımız muhabbetin ateşi ile kaim, o sönerse buza döner hakikatimiz.
Halimiz elbette teğayyürlüğe uğrar,
Bir günümüz bir günümüzü tutmaz.
Zirveyi görecekken düşebiliriz her an.
Kavuşmak başka bir ayrılığı da getirebilir.
Her şey olabilir şu dünyada.
Rabbimden niyazım samimiyetimizi, sadakatimizi, muhabbetimizi ve bilhassa ayniliğimizi kaybettirmemesi.
Rahmet fanusunda altınvâri imanımızı muhafaza etmesi.
Erdemi bize libas edindirmesi.
Bizi sevdiklerine yâr, men ettiklerine ağyâr etmesi.
Zira biz bize benzeyenlerden ırak olur, gönlümüze gayrı olanlarla bir olursak o vakit halimizin tabîbi kalmaz, devâsı bulunmaz.
Berrak bir suyun içine düşen mürekkebin suyu bulandırması ve onun eski haline rücû etmemesi pek tabidir.
Temsili suyun bulanması böyledir.
Ancak Rabbimizin rahmetidir ki bize her gün yeniden lütfettiği bembeyaz sahifeleri kirli ameller ile karalara bulasakta, leke üstüne leke inşâ etsekte samimi olan tek bir kelamımız, kalbimizin muhabbetle ona yönelişi nârı nûra çevirir, zulmeti aydınlığa evirir, bir damla gözyaşı dahi bize hayırlar getirir.
Yolumu kaybediyorum bir kaç zaman içimin derinliklerinden haber almasam.
Öylesine yaşıyormuşum gibi hissediyorum varlığımı sorgulamadığım gün.
Kendimle baş başa kalmadığım vakitler yaratıcımla da baş başa olamıyorum sanki.
İbadetler adete dönüşüyor, ‘mış’lı ‘miş’li hayatlarla öylesine müslümanlık yaşıyormuşum gibi hissediyorum.
Gökyüzüne ilahi bir nazarla bakamadığım da içim karanlığa doğru gidiyor.
Azığım yapmadığım vakit tefekkürü, ruhum telef oluyor gibi.
Akmadığı vakit gözlerimden yaşlar Allah için, kalbim katılaşıyor adeta.
O’nu hakkıyla anamadığımda, hakkıyla muhabbetimi izhar edemediğim de vicdanımda bir sızı oluşuyor.
Ne oluyor ne bitiyor bilmiyorsun.
Sadece biçilen rollerde mütemadiyen ilerliyorsun.
Gidiyorsun gidiyorsun ucu gözükmüyor yolun, ama yine de gidiyorsun.
Bazen arkana dönüp ‘iyi ki gelmişim’ diyorsun,
bazen onca yolu gerisin geri dönüyorsun.
İmtihanda budur ya işte;
gitsen de dönsen de sabırla karşılamak!
Yolun güzelliklerini görmek
yoksa güzellik, o yola güzellik ekmek!
Varsa ayağına batan çalı çırpı, onları inceden inceye toparlayabilmek.
Taşları silmek ve süpürmek…
Belki de,
yılmadan tekrar ve baştan başka bir yolda ilerlemek,
yolunu çiçekli bir bahçeye çevirmek..
Herkesin yolu kendine,
Herkesin yolu önce kendi içine…
Gönül ocağımız daima onun muhabbet nuruyla tütsün, sevgi, muhabbet, huzur ve takva aşımız olsun…
Ey kalbimin derinliklerini bilen,
Ey şah damarımdan daha da yakın olan ömrümü razı olduğun hâle tebdil eyle.
Bizi Seni hakkıyla sevenlerden, bilenlerden, anlatanlardan eyle.
Amin
Naci Özkan