Geleneksel misafirperverliğimizin en güzel kriterlerinden biridir misafire, arkadaşına çay ikram etmek. Yüzlerce güzel söz söylenmiş, şair ve yazarlarımızın hem en yakın dostu olmuş, hem de ilham kaynağı.
İşte bunlardan bazıları:
Yalnızların yarenidir çay.
Geleydin bir çay içimi; sen çay dökerdin, ben de içimi…
Neyse ki çayın demi var, hayatın gamına inat.
Çay benim en iyi halimdir.
Güvenmek istiyorum, bir ömür çay içecek kadar.
Çaya kaç şeker alırsın diye bir ses sormalı ara sıra!
1981 yılı ilçemizin Pasaj ile yeni tanıştığı yıl. Samsun caddesi (Atatürk Bulvarı) ile Oteller caddesi (Cumhuriyet caddesi)’nin kesiştiği kavşak o zamanda Taşova’nın hem kalbi hem beyni idi.O yılların moda tabiri pasaj şimdilerde pek kullanılmıyor. Pasajların yerini artık plazalar, rezidanslar almış. 40 yıl öncesinin ticari anlayışı ve o samimi ortam da yok olmuş.Müteahhitliğini Niksarlı merhum Şahin ustanın yaptığı, 1977’de başlayan ve 1981 sonlarında tamamlanan 540 metrekare 3 katlı devasa iş hanı bir çok resmi ve özel kurumları ağırlamış. Merhum Hüseyin Altun’un adını taşıyan pasajın ikinci katı neredeyse boşalmış.
Birinci katında bir dönem 20 iş yerinin bulunduğu pasajda yapılan tadilat ve birleştirmeler ile dükkan sayısı beşe kadar düşmüş. Değişmeyen tek iş yeri merhum Fikri Yazgan ile başlayan, Mesut Başaran ile devam eden ve halen Nimet Kırım’ın işlettiği çay ocağı.
Pasaj girişinde çay ile ilgili güzel bir söz karşılıyor sizi. Pasajın kurucusu Hüseyin Altun amcamızın resmi bizleri eski günlere döndürüyor.. Taşova’da en kaliteli çayın yapıldığı adreslerden bir tanesi.