Amasya İtimat

Ercan Aydın Merzifon Kitap Fuarında İmza günü düzenleyecek

Merzifon Belediyesinin 31 Mart – 8 Nisan 2018 tarihleri arasında 3. düzenleyecek bölgenin en prestijli kitap fuarı olan “Merzifon Kitap Fuarı“nda Yazar Ercan Aydın kitaplarını imzalayacak.

Merzifon Belediyesi yetkilileri yaptığı açıklamada; ” Her yıl bir öncekinden daha iyisini daha niteliklisini düzenlemeyi amaç edindiğimiz kitap fuarımıza kitapseverlerin gösterdikleri yoğun ilgi bu amacımızda bizlere rehberlik edip, güç veriyor. Hava alanına sahip olan ve coğrafi konum itibariyle de stratejik bir noktada bulunan şehrimizde gerçekleştirdiğimiz kitap fuarımız, çevre il ve ilçelerden gelen ziyaretçileri tarafından da yoğun ilgi görüyor. Kazandığımız deneyim ve kitap dostlarının desteğiyle bu yıl çok daha güzel ve kalabalık bir kitap fuarı olacağına inandığımız “Merzifon 3. Kitap Fuarı“mızda siz değerli yayın evlerimiz ile kitapsever dostlarımızı ağırlamaktan ve yediden yetmişe herkese hitap edecek olan bu saygın, nezih ortamı sizlerle paylaşmaktan büyük mutluluk duyacağız.” ifadesini kullandı.

Üç ayrı eserin yazarı olan Ercan Aydın, 8 Nisan 2018 günü Merzifon kitap fuarı. Belediye standında okurları ile buluşarak kitaplarını imzalayacak.

Kendi dilinden,Taşovalı araştırmacı yazar Ercan Aydın kimdir:

Kişisel gelişimimde Cemil Meriç’in eserleri başucu kitabım oldu. Bunun yanında Doğudan İmam Gazali ve Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri ile batıdan Eflatun ve Montesguieu hayran olduğum mütefekkirler arasında yer aldı. Eğitim sürecimin ilk, orta ve lise kısmı Taşova’da geçti. Lisans eğitimim Atatürk Üniversitesi işletme bölümü. Yüksek lisansımı Türk Hava Kurumu Üniversitesinde yaptım.

Yayımlanmış üç kitabım bulunuyor:
Birincisi; Yönetime Benlik Yaklaşımı (Tevazu Ve Kibir).
İkincisi; Mükemmel Yönetimin Ruhu(Üçüncü Prensibin Kimyası).
Üçüncüsü; Uygulamalı Kaos Teorisi(Altın Oranlı Büyüme Modeli)

Şimdi üzerinde çalıştığım dördüncü kitabın konusu Bilgi Çağında Devlet. Kitap aynı zamanda bu ismi taşıyacak. Yeni kitap çalışmamla ilgili şunları söylemek isterim:

Şimdilerde düşünce adamlarının hatta büyük yatırımcıların bilgi çağının meyvelerini toplamaya başladığı bu dönende, biz devlet sistemi nasıl olacak onu öngörmeye çalışıyoruz. Bilgi çağında yeni mülkiyet alanları gelişiyor. Elbette devlet sistemi de kendine özel gelişim gösterecek. Ama nasıl? Kimsenin öngörmek istemediği bilgi çağında devlet sistemini çok basit ve anlaşılır dille ele aldık. Amacımız buradan hareketle Bilgi Çağının işletmesine ulaşmaktı. Yayına hazırladığım bu kitabı Ceo’lara el kitabı niteliğinde tasarlıyorum. İlginç bilgi ve bulgular kitap yayımlandığında genç ceo adaylarını bekliyor olacak.

Yayımlanmış kitaplarım hakkında çok kısa değerlendirme yapacak olursam kısaca şunları söylemek isterim: Mükemmel yönetimin ruhu(üçüncü prensibin kimyası)Şu ana kadar ulaşılmak istenen ama bir türlü ulaşılamayın işletme yönetimi modellerinden biri canlı organizma refleksi gösteren işletmeler oldu. Ama nasıl? Bu sorunun cevabini usta-çırak ilişkisi olarak düşünmüştük ama yetmedi. Tüm hiyerarşik yapıyı ele almamız gerektiğini gördük. Şöyle ki ortalama bir işletmenin hiyerarşik yapısında 7 skala olduğunu biliyoruz. Bunlar sırasıyla; Çırak adayı, çırak, kalfa, usta, müdür, genel müdür yardımcısı, genel müdür ve patron(ceo) olarak sıraladığımızda, usta-çırak yanında müdür-usta, patron-genel müdür gibi ilişkileri nasıl tanzim edeceğiz? Kitabımızda bütüncül bakış açısı ile tüm hiyerarşik yapıya nasıl canlılık refleksi kazandırıldığı görülecektir. Kitapta işletmelerin canlı organizma gibi davranmasının yolları arandı. Konuyu ciddiye alanlar ilginç bilgi ve bulgulara ulaşılacaktır.

Uygulamalı Kaos Teorisi (Altın Oranlı Büyüme Modeli):İşletme yönetimi Evrimsel seyir izledi. Herkesin bildiği gibi seyir klasik yaklaşımla başladı. İşe yönelikti. Burada etkinliğin, verimliliğin ve karlılığın düşük olduğu gözlendi. Arkasından neoklasik yaklaşım geliştirildi. İşçiye yönelikti. Bu da yetersiz kaldı. Modern yaklaşım geliştirildi. Durumsallık ve sistemlilik esastı. Yetersizliği Toplam Kalite Yönetim yaklaşımını getirdi. Müşteri odaklıydı. Bunun da fiyaskoları gözlendi. İşletmeler modellemeler açısından bundan sonra kısır döngü içine girmiş oldu. Çünkü asıl sorun bir türlü tespit edilemiyordu. Etkinlik ve verimlilikte sorun ne iş, ne işçi, ne müşteri… Sorun; yöneticinin bizzat kendisiydi. Kimse bu soruna cesurca yaklaşmadı. Uygulamalı Kaos Teorisi kitabımızda önce yönetici sorunu değerlendirildi. Sorun kendini mükemmel gören, kendisinde tanrısal güç gören yöneticiler olduğu işlendi. Etkinlik, verimlilik ve karlılık açısından yönetici sorununu ele aldık.. Kitabın asıl çarpıcı tarafı Kaos Kuramına uygulama içermesidir. Teori, dokunduğu her şeyde çığır açarken ekonomi halkası eksik kalmıştı. Günümüz işletmeleri sabit ve statik yapıda. Uygulamalı Kaos Teorisi ile kaotik işletme modelini tasarlamış olduk. Kaotik davranan piyasa koşullarına uygun işletmenin kaotik davranan işletme olması gerektiğini gördük ve kaotik işlemeyi tasarladık. Sayısal yöntemlerle hazırladığımız bu eser Bilgi Çağının öngördüğü işletme modelinin nasıl olacağına dair beklentiye girenlere ilginç fikirler sunacaktır.

Yönetime Benlik Yaklaşımı(Tevazu ve Kibir):Çağımızın öne çıkan değerlerinden biri ölçülebilirliliktir. Peter Drucker’in sözünü önemsemek zorundayız: “Ölçemediğini yönetemezsin”. Peki tevazu ve kibir kavramları ölçülebilir midir? Bakış açımızı değiştirirsek ölçülebilir olduğunu görürüz. Şöyle izah edelim: tevazu; mutlak iyi midir ya da kibir; mutlak köyü müdür? Şöyle diyelim: Yaşı büyük birine tevazu göstermek iyidir. Bu kişi, hakkı ve hukuku çiğniyorsa bu sefer kibir göstermek iyidir. Tevazuyu ve kibri iyi ya da kötü yapan ölçünün hukukilik olduğu anlaşıldığında bu iki kavramın ölçülebilir olduğu kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Çünkü Hukukilik nesnel kriterlere bakar. Yönetime benlik yaklaşımı böyle bir arka planla yazıldı. Yönetimin akıl tarafı olduğu kadar benlik tarafı da var. Belki en önemlisi benliktir. Kitapta bir yöneticinin benliğinin tevazuya ya da kibre dönüştüğünde taşıdığı anlamlar işlendi. Benlik yüksek hayat enerjisi taşır. Yönetici-paydaş, yönetici-işgören, işgören-müşteri gibi ilişkileri en çok benliğin tutum ve davranışları belirler. Bunu bilmeliyiz. Yönetim fonksiyonlarına benlik açısından bakmak zorundaydık.. Kitabımızda benliğin tevazu ve kibirle olan basit ve ilginç denklemi görülecektir.

 

Yorum Ekle