Türkiye Cumhuriyeti devleti, yani bizim yaşam kaynağımız. Şu vatan toprağı senelerce ders kitapları ile öğrenilen yazılı veya görsel basınla takip edilen ve çok değerli olan vatan toprağı. Gün gelip ya sev ya terk et denen; gün gelip uğrunda can verilen vatan toprağı.
Şu vatan üzerinde halklar olarak lanse edilen ve yine gün gelip farklılıklar olarak bahse konu olan insanların aslını farklılaştırmak gibi düşünceler mevcut.
Medya için gün gelir müstemleke basını deriz ama her gün söyleneni doğru olarak hafızaya kayıt yaparak doğruluğuna inanır gerekli mesajları alırız. Çünkü bizler artık ülkemizi medyadan tanır hale geldik ekonomik zorunluluklardan dolayı ve ya güvenlik sorunundan dolayı onları yani diğer bölge insanlarını Tanıma fırsatı bulamayız veya fırsatlar yukarıdaki nedenlerden bize tanınmaz.
Mesela bu fırsatı kendinize tanıdınız mı? şahsen evet dediğim anda Şanlıurfa’daki berberin bundan sonrasın da yapılacak tek kişilik turda yaşayacağım sıkıntılardan dolayı tek olarak yaşadığım Güneydoğu turumun yarıda keserek istikamet değiştirmem gibi bu bağlamda ülkemize gelen her bir yabancı için devlet garantisi sağlamakta ve her yıl ülke tanıtımı için bütçeden fazlası ile rakamlar ayrılmakta peki bu ülke insanının kendi ülkesini tanıması için ayrılan bir payda var mı acaba? Dolayısı ile kendi ülke vatandaşlarının tanışması sağlanamamakta.
Ancak bulunduğumuz dönemde biraz bilgi yüklemesi yapalım İsmet İnönü’nün yaptığı Musul görüşmeleri döneminde İngilizlerin devlet ansiklopedisi ana britanica da yazar ki kurdısh: turabi yani Türk aile soyundan gelen ‘’İngilizler bir yeri karıştırmadan önce detaylı bilgi edinirler.’’ Ve yine prof Erol Manisalı der ki; Kürtler bizim orta Asya’dan beridir birlikte hareket ettiğimiz kardeşlerimiz ama tarih boyunca devlet olamamış, tam bir devlet olacakları dönemde birbirlerine girerler ve yine devlet olamadıklarını bahseder. 70 milyonluk ülke toprağında karşılıklı alış verişler ‘’evlilik’’ malum peki orta Asya’dan veya Osmanlı döneminde hiç mi karışmadık biz. Sorarsanız bir kandırılmışa Kürtlerin başlangıcını Mezopotamya denen coğrafyada var olduğundan bahseder.
Eğer ki toplumu karıştırmak isteseniz farklılıklar uydurursunuz gerekirse en dikkat çekici bir şeyi kullanırsınız. .Ticaret, din ve sosyal ilişkiler üçlemesinde bulunan Arap ve İran gibi dünyanın bizimle beraber en eski medeniyetlerinin yanında bulunan bir halkın etkilenmemesi olanaksız ve Kürtçede kullanılan kelimeler ise bağımsız kelimeler olmadığı böylelikle bu tezi de güçlü olarak destelemekte. Ama dünya üzerindeki güçler ve kullandıkları yayın organları ile bize bir millet hatta yakın gelecekte bir devlet planı ile karşımıza çıkarak bizi bir kez daha ayrıştırmakta,.elbette bu çok derin mevzu ancak bu dönemde yapılacak askeri güçten ziyade halkın bilinçlendirilmesi olsa gerek ve insanların kime veya kimlere hizmet ettiğini bilinçli ders kitapları yazılı ve görsel yayın ile göz önüne koymak gerekmekte.
Yoksa bu vatan için her bir birey hiç düşünmez yaşamsal görevini ama bizden önce kimi ödevlerin yapılması gerekir sanırım.
Bu hiçte kolay değil tabiî ki finanse edilen sözü geçen insanları ekarte etmek ;halkların kardeşliğini bahseden ve şu an TBMM de bulunan ve kendi halkım dediği aşireti altındaki insanları sömüren insanları geçmek zor olsa da en azında tekilde ön yargıyı kırarak diyolog yollarının açılması her bir vatan evladının görevi olmalı aksi kesinlikle bizim isteğimiz değil başka isteklere hizmet olur..