Erkenden bir İlkbahar sabahına uyandım. Güneş, nihayet o güzelim yüzünü göstermiş ve bizi bağrına basmıştı. Zemherinin kışını terk etmenin sevinci vardı yorgun yüreğimde. Bu ruh haliyle hem yazımı yazıyorum hem de ceketi ve kabanımı da keydirip atıyordum.
Herkeste Pazartesi sendromu olur ya, biz de o yok işte. Çünkü yaptığımız işten zevk alıyorduk. Yorgunluğumu üzerimden atmama vesile olan öğrencilerim ve ben burada çok mutluyduk. Kışın karlı yolları teperek gelen çocuklar, havanın ısınmasıyla artık daha erken gelebiliyorlardı. Onlar da olmasa ormanlar içinde akan sessiz bir dereydim sanki.….
İstiklâl Marşı ve Andımız sonrası ver elini 5’İ bir yerdeler ile derse.. 5 sınıf bir arada öğrenci okutmanın zorluğundan bahseder herkes…. Ben ise bu işten zevk almayı başarıyordum.. 4’ lere sorduğum soruyu, mini mini birlerden biri cevapladığın da ise hiç değmeyin keyfime..
Bu arada dışarıdan bir araba sesi geliyor. İçinden çantalılar çıkınca “Teftiş için geliyorlar “ dedim kendi kendime…
Her şey tamamdı. Çocuklarımın sorulan sorulara biraz çekinerek cevap vermeleri azıcık canımı sıksa da, müfettişlerin, “Gayet iyiler ” şeklindeki yorumlarındaki motive edici sözlerle de teselli buluyordum.
Dikte çalışmalarında “Emine hemşire oldu.” Dediğimde, kolej öğrencisi ile aynı seviyede bulduğum Emine cesur bir hareketle ayağa kalkarak, “ Ben doktor olmak istiyorum.” öğretmenim diye bana sert bir söylemde bulununca bu hareketini alkışla ödüllendirdim. Öğrencilerime dönerek: “Kendinize bir hedef belirlemeniz ve bu hedefe doğru cesur adımlarla ilerlemeniz gerekir. “ Bu tür sözlerle de onlara öğrenim hayatında geçirecekleri zamanı çok iyi değerlendirmeleri konusunda gerekli uyarıları yaparak vicdanımı rahatlatıyordum.
Artık sessiz bir gemi misali demir almak zamanı geliyor. Yakında köye ve öğrencilerime veda edeceğim. Seneye burada olmasam da yüreğim hep onların minik kalplerinde rehin olarak kalacak.
Eğitim sevdalısı Sayın Kaymakamımız İbrahim Halil Şıvgan’a, Belediye Başkanı Özgür Özdemir’e, Milli Eğitim Müdürü Ali Rıza Atasoy ve yardımcıları Mehmet Uysal, Hamit Akkoyunlu, Kadir Aydoğan ve tüm personele, AR-GE çalışanlarına, Ömer Faruk Gültekin’e, Okul Müdürlerine, çocukluk arkadaşım kardeşim Hayati Ulukaya ve Mehmet Sarı’ya, Adnan Yıldırım ve Cesarettin Tuzla hocama, Naci Konyar ağabeyime, Hüseyin Aytaç’a, Kadir Torun kardeşime, Necdet Özaslan’a, Dene pazarı terzisi Mehmet Balcı’ya, Taşova Mobilya Hüseyin Taşova’ya, Muzaffer Saykal’a, Duran Yeter’e, , Sezai Güntav’a, Mürsel Yüksel’e, Ahmet Günaydın ve Aslan Berber’e, Tevfik Öztürk’e, Apaydın Kırtasiyeye bana verdikleri maddi manevi desteklerinden dolayı teşekkür etmeyi de bir borç olarak görüyorum….. İyiki varsınız…
ŞİMDİDEN TÜM EĞİTİM CAMİASINA ve özellikle öğrencilerimize İYİ TATİLLER DİLİYORUM….