İlçemizin Saygıdeğer sakinlerini, Taşova Gazetesinin değerli mensuplarını, güzide okurlarını ve görevini bihakkın ifa etme gayretinde olan tüm kamu çalışanlarını saygıyla selamlıyorum.
Yazının uzun olması itici gelebilir. Ancak mevcut konuyla ilgili gerçeklerin anlaşılması için metanet gösterip sonuna kadar okumanızı özellikle istirham ediyorum.
Malumunuz olmak üzere, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okul ve kurum müdürlerinin görevlendirilmelerine ilişkin yönetmeliğe bağlı olarak yayımlanan kılavuz gereği; 21 Ağustos 2014 günü değerlendirmeler neticelendirilmiş ve “Başarılı / Başarısız Okul Müdürleri” başlığı altında listeler yazılı ve görsel basın ile sosyal medyada neşredilerek kamuoyuna duyurulmuştur.
Bendeniz, 2009 yılında Milli Eğitim Bakanlığınca yapılan Eğitim Kurumları Müdürlük sınavında Ortaöğretim Kurumları içinde 85 puan alarak il birincisi oldum. İl içinde birçok okula gidebilme imkânım ve niyetim olmasına rağmen, çalışma arkadaşlarımın yoğun ısrarı üzerine Taşova Sağlık Meslek Lisesini tek tercihle seçerek okul müdürü olarak atandım.
Bizler A’dan Z’ye tüm çalışanlarımız ve öğrencilerimizle birlikte hatta velilerimiz de dâhil olmak üzere, herkesin kendini mutlu, saygın, huzurlu ve değerli hissettiği bir kurum kültürü inşa etmeye çalıştık. İyi bir okul iklimi içinde herkes görevinin bilinciyle azami derecede gayret sarf etti. Öğrencilerimizi öz çocuklarımızdan ayırmadan ekip ruhuyla, şevkle, aşkla, iştiyakla onların geleceklerini tesis etmeye çaba gösterdik. Bu anlamda okulumuzda yapılan bütün güzel işleri ve başarıları kendime mal etmekten Allah’a sığınırım. Çünkü:
Yaklaşık 30 kamyon malzemeyi son üç yılda iki ayrı binaya, gece saat ikilere-üçlere kadar sırtında taşıyarak nelere düçar kaldıklarını bildiğim hizmetli arkadaşlarımızın hakkını nasıl inkâr edebilirim. Hem hafta içi hem hafta sonları sınavlara hazırlık için planladığımız kurslara ve etütlere evini ve çocuklarını ihmal ederek ücret dahi talep etmeden katkı veren öğretmen arkadaşlarımın emeklerini nasıl unuturum. Okul Aile Birliği Yönetim Kurulu üyelerinin ve velilerimizin bizlere duydukları sonsuz güven duygularını ve esirgemedikleri desteklerini yâd etmeden nasıl rahat edebilirim. Biz öğretmenlerini her ortamda duruşuyla, konuşmasıyla, saygısıyla, özgüveniyle onurlandıran, gururlandıran sevginin en özeline lâyık öğrencilerimizden bahsetmeden nasıl huzura erebilirim. Başta öğrencilerimiz olmak üzere oluşturduğumuz bir ekibin hazırladığı “Psikyatrik Hastaların Fotoğraflarla Tedavisi” adlı 97.000 EURO’LUK (doksan yedi bin avro) Avrupa Birliği projemiz ulusal ajanstan onaylanmış ve geçmiştir. Önümüzdeki eğitim öğretim yılı içinde 39 öğrencimiz Letonya ve Çek Cumhuriyetine gidip bu konuda tam bir ay eğitim alacaklardır. Bu konuya emek veren öğrencilerimizden ve öğretmen arkadaşlarımızdan söz etmemek, bu başarıyı sadece kendime mal etmek vicdanlara sığar mı?
Dolayısıyla varsa bir başarı hepimizindir. Bir okul müdürü de başarıya paydaş aramalı ancak başarısızlığı gerekirse yalnız başına sahiplenmelidir. Bir başarısızlık varsa elbette okul müdürünündür. Çünkü sorumluluk onundur, okulu harekete geçirmek de asli görevidir. Eğer okula bir hantallık, bir atalet bulaşmışsa müsebbibi elbette müdürüdür.
Bu nedenle burada kendi kendime methiyeler dizmekten, övgü dolu sözler telaffuz etmekten, kibir kokan söylemlerde bulunmaktan ar eder, hicap duyarım. Taşova küçük ölçekli bir ilçedir. Kimin ne olduğu nasıl çalıştığı hemen hemen herkes tarafından bilinmektedir. Dolayısıyla başarılarımızı buraya taşımayı uygun bulmuyor, siz değerli okurlarımızın takdirine bırakıyorum.
Sadece, bazı arkadaşlarımızın ve okurlarımızın olaya tam vakıf olmadan, yönetmeliğin inceliklerini idrak etmeden, kendini veya yakınındakini kayırır söylemlerle bilgi kirliliği oluşturduklarına dikkat çekmek ve olayın özünü ve hakikati sizlerle paylaşmak adına böyle bir açıklama ihtiyacı hissettim.
Peki, Fesih AKTAŞ hangi başarısızlıklarından dolayı 60.94 puanlık müdür olarak takdir edilmiştir?
BİRNCİSİ:
Asla ve asla ne makam ne koltuk derdindeyim. Ben bu konuyu kafamda sildim, temizledim ve bitirdim. Başarılı görülen arkadaşlarımı hedef tahtasına oturtmak, onları rencide etmek niyetinde de değilim. Ancak, yapılan değerlendirmeler neticesinde 60,94 puanlık müdür olarak neşredilmiş olmak onurumu incitmiştir. Sadece örnek teşkil etmesi amacıyla değerlendirmelerin hangi hassasiyet ve kıstaslarla yapıldığını izah etmek için İlçe Milli Eğitim Müdürümüzün değerlendirdiği şu kritik maddeye dikkatinizi çekmek istiyorum:
“Eğitim yönetimi ve denetimi alanında bilimsel çalışmaları ve yayınları vardır.”
Bu maddeye değerlendirici “evet” derse 1 puan vermiş oluyor. “Hayır” derse puan vermemiş oluyor. Şimdi, 100 tam puan alan bir okul müdürü arkadaşımın, bu maddeden puan aldığı gün gibi ortadadır. Ben hem değerlendirmeyi yapan yöneticilerimizden hem de değerlendirilen arkadaşlarımızdan: bu değerli bilimsel çalışmalardan veya yayınlardan nasiplenmek istediğimi bilmelerini istiyorum. Sanırım camiamızın içinden çıkan bir cevherin bilimsel çalışmalarından mahrum kalmamızı kendileri de arzu etmeyeceklerdir. Ben bütün samimiyetimle varsa böyle eser, onur ve gurur duyarak, tebrik ve takdir ederek okuyup aydınlanmak isterim. Ancak düşünüyorum da böyle bir yayın olsaydı mutlaka haberdar olurdum.
İşte verdiğim bu örnek, değerlendirmelerin nasıl ve ne şekilde yapıldığının kanıtıdır. Sanki form hiç okunmamış, sadece kişi isimlerine bakılmış “evet” ya da “hayır” olarak doldurulmuştur. Şayet arkadaşlarımın bu minvalde eserleri varsa, bütün sözlerimi geri alacağımı, kendilerinden özür dileyeceğimi de buradan beyan ediyorum.
Yaklaşık dört ay önce görevine başlayan ilçe milli eğitim müdürümüzün hakkımda yanlış bir kanaate sahip olduğunu asla düşünmüyorum. Ancak, bir kez dahi okulumuzu ziyaret etmeden, hiç bir çalışanımızın, velimizin, öğrencimizin fikrini almadan, bizleri sorup soruşturmadan masa başında şahsımı bu şekilde değerlendirmiş olması şık düşmemiştir. Sayın müdürümüz her ne kadar pozisyonunu etkilemese de ilk icraatıyla birçok eğitimci ve eğitime gönül vermişlerin nazarında üzülerek belirtmeliyim ki iyi bir intiba bırakmamış hatta puan kaybetmiştir.
İKİNCİSİ:
Efendim, yanlış hatırlamıyorsam Nisan ayı içinde malum sendikanın ilçe temsilcisi ve yönetimlerinde görevli arkadaşıyla birlikte okulumuzu ziyarete gelmiş ve bana şu teklifte bulunmuştur:
“Fesih Hocam, sen bu ilçede bu işe lâyık tek kişisin. Senin görevine devam etmeni herkesten çok biz istiyoruz. Bizim sendikamıza geçmeni de istemiyoruz senden. Ancak, öğrencilerin, okulun, öğretmen arkadaşların ve Taşova’mız için; senin de üyesi olduğun sendikadan ayrılma fedakârlığında bulunman gerekiyor. Aksi taktirde seni izah etmekte zorlanırız.”
Ben de kendisine şu cevabı vermiştim:
“Hocam, ben koltuk veya makam meraklısı değilim. Şu kadim arkadaşlığımızın arasına ne siyaset ne sendika girsin istiyorum. Benim kendime özgü bir duruşum var. Bugüne kadar hiç bozmadım, bundan böyle de bozmayı düşünmüyorum. Böyle bir davranışı kendime yakıştıramam. Her şeyin hayırlısı olsun. Nasipse olur, nasip değilse olmaz. Ayrıca iltifatlarına da teşekkür ediyorum.”
Sözlerimde asla yalan, iftira yoktur. Arkadaşımız medeni cesaret gösterip “doğrulama” veya “yalanlama” anlamında elbette cevap hakkı kullanabilir.
ÜÇÜNCÜSÜ:
Ben, haziran ayının üçüncü haftasında Rize/Çayeli’inde hizmetiçi eğitim seminerindeyken: Okulumuzdan bir öğretmenin “ Bu okula başka biri müdür olarak gelemez, gelse dahi çalışamaz, çalıştırmayız” sözünü sarf ederek meydan okuduğu ve bu söylem üzerine; biz de Fesih AKTAŞ’ın görevine devam etmesini engelledik denildiğini bir kaç yerde duydum ve gerçekten çok üzüldüm. İnşallah doğru değildir. Şayet aslı varsa, özür kabahatten büyük olmuştur.
Bir başka konu da şube müdürlerinden birinin değerlendirme yapmadığı yönündedir. Yönetmeliğin Açıklamalar kısmında: “…değerlendiricilerden birinin değerlendirme yapmaması durumunda, yapılmış bulunan değerlendirmeler 100’lük sisteme göre hesaplanır” denilmektedir. Bu açıklamanın anlamı şudur: Sözü edilen şube müdürünün toplamda vereceği puan 20 dir. Değerlendirme yapmadığı için 100’den 20 çıkarılır. Kalan 80 puan 100 kabul edilerek hesaplama yapılır. Örnek vermek gerekirse; 20 puan vermesi gereken şube müdürünün bir okul müdürünü değerlendirmediğini farz edelim. Bu okul müdürü diğer değerlendiricilerce toplamda 60 puan almışsa barajı geçmiş demektir. Yani puanlama 80 üzerinden hesaplandığı için 60 puan 75 puana tekabül edecektir. Bir şube müdürünün değerlendirme yapmayı unutması veya herhangi bir sebeple yapamamış olması da gaflettir, ciddiyetsizliktir elbette. Bunun da izah edilir tarafı yoktur. Ancak, görülüyor ki yayılmaya çalışılan bu durum çok da geçerli bir mazeret değildir.
Sonuç olarak, sebep ne olursa olsun başarısız görüldüm. Şayet başarısızlığım öğrencilerim, öğretmen arkadaşlarım ve saygıdeğer velilerimizin puanlarıyla tescillenmiş olsaydı gerçekten çok üzülecektim. Bu sonuca, onların benden daha çok içerlendiklerine kanaatim tamdır.
Başarılı olduklarına inandığım okul müdürlerinin düştüğü durumu düşünüyorum da; görevlerine devam edecek arkadaşlarıma başarılar dileyip dilememekte tereddüt yaşıyorum doğrusu. “Allah herkese hayırlı olanı nasip eylesin” demek sanırım en isabetli ve yerinde bir temenni olacaktır.
Geldiği günden bu güne kadar, her türlü sorunumuzu rahatlıkla kendisine taşıma imkânı bulduğumuz, yüzünü ekşitmeden, kaşlarını çatmadan bizleri dinleme-anlama lütfunda bulunan, tutarlı ve yapıcı kararlarıyla ve yüzünde hiç eksiltmediği tebessümüyle gönlümde çok özel bir yer edinen, kendisini hep saygıyla yâd edeceğim ve ilerde daha iyi makamlarda görmeyi arzuladığım ilçemiz kaymakamı Sayın Engin UYSAL beyefendiye özel teşekkürlerimi arz ediyor, saygılarımı sunuyorum.
Aynı yönetmelikte, görevine devam etmeyecek okul müdürlerine il içinde başka bir okula tayin isteme hakkı verilmiştir. Bu hakkımı kullanarak, öğretim yılı başında Taşova’dan ayrılmayı düşünüyorum. Bu vesileyle herkesten helallik diliyorum. Yaradan rıza gösterir mi göstermez mi o kadarını bilemiyorum ancak, evvelden beri herkese varsa hakkımı helal etmiş biriyim. Hepinize saygılar sunarken, Mevlana Hazretlerinin şu güzel sözüyle noktayı koymak istiyorum.
“Bizi bilen bilir. Bilmeyen de kendi gibi bilir.”
OKULUNA HİÇ GİDİLMEYEN OKUL MÜDÜRLERİNİ NASIL TAKDİR ETTİKLERİ MERAK EDİLMEKTE