Ömer GÜRER
Sene 1993 yılında bir grup futbol aşığı gurbetçi Almanya Wechta-Lohne’de bir araya gelerek bir futbol takımı kurdu. Bu yıllarda kahve kültürünün yoğun olduğu belki de tek sosyal faaliyetleriydi. Amasyalıilar bu kültürden sıyrılıp artık biraz hareket etme ve spor adına bir şeyler yapma olan amacı ile bir kulüp kurmaya karar verdi. İşte ben size bu hikayeyi kısaca anlatmaya çalışacağım.
İlk yıllarda sadece bir mahalle takımı (1993’den önce) edasında ufak tefek maçlar yapılıyordu. Varlıklarının daha fazla bilinmesini, fark edilmesini sadece Almanya’da gurbetçi olmadıklarını, burada yaşadıklarının bu iç içe yasadıkları topluma bir şekilde anlatılması gerekiyordu.
Almanya‘da yaşayan Türklerin de artık bu toplumun bir parçası olduğunu Alman toplumuna kabul ettirilmesi gerekiyordu. 1994 yılında Sv LOHNE AMASYA SPOR resmi olarak kurulmuş oldu. Ben kendimden örnek verecek olursam. Bu kulübün ilk kuruluşunda ilk futbol oynayanlardan biri olarak yani 1994’ten sonra bizi sahada nasıl aşağılayıp hor görmelerini, durumu kıyasladiğımızda gerçekten bu 27 yıl içerisinde çok yol aldık ve artık öyle bir takım görüntüsündeyiz ki takımın yarısı Almanlardan oluşuyor ve ayni zamanda diğer yabancı kökenlilerin de futbol oynadığı bir kulüp haline geldik. Neyse hikayeye devam edelim; 1989 yıllarda Dostspor adıyla, dediğimiz gibi bir mahalle takımı edasında kendi aralarında ve ara sıra Almanların kahve takımlarına karşı verilen kurumsal olmayan futbol mücadeleleri ile başlanmış bu ise, Tabii ki, 1990’li yıllarda insanların genel eğlence kapısı futbol üzerinden gerçekleşiyordu. Her toplumda olduğu gibi bizim Vechta’daki Türk toplumu içinde aynı şeyler geçerliydi. O zamanki futbol sevdalısı arkadaşlar hala çoğu aramızda ve aramızda olmayanlar da var (Allah rahmet eylesin) bu işi kurumsallastırmaya karar vermişler. Yani bunun anlamı buradaki liglerde haftalık puanlı futbol mücadelelerine katılmak genelde o zamanlarda Almanlara nazaran az planlı ve az disiplinli yasayan aynı zamanda zor işlerde çalışan gençler için kolay bir olay değildi. Çünkü bu işin devamlığının olması zor geliyordu. Ayni zamanda yağmur, kar, kış ve soğuk demeden mücadelelere çıkmak kolay değildi.
Ama içimizdeki futbol sevdası ve bizi birbirimize kaynaştıran arkadaşlık sevgisi ile uzun fikir alış-verişlerinden sonra, forma renginden tutun, takımın adının ne olacağına kadar olan fikir konuşmalardan sonra, Sv Amasyaspor Lohne e.V sarı-siyahlı forma rengiyle kurulmaya karar verildi. 1994 yılında en alt kümeden liglere başladı. İlk üç yılında durmadan şampiyon olarak bölgenin en üst ligi olan Kreisliga (il ligi)ya çıktı. Tabi ki burada mücadele etmek kolay değildi. Her yönden teferruatlı Alman takımlarına karşı ilk yıllarda duş kabini ve soyunma odası olmayan bir sahada bize antreman izni verildi. Kış günleri anteremandan sonra terli bir şekilde eve gittiğimiz için üşüyor, hasta oluyorduk. Ben ve arkadaşlarımın çoğu inanıyorum ki çok kez hasta bir şekilde işe gitmişizdir. Ancak bu değildi tabii ki. Sadece bir kulübümüz vardı ama bu arada artık yavaş yavaş bizi tanıyan Alman toplumunda da önyargıları tek tek kırııyorduk. İlk etapta gelirlerimiz sadece kulüpte satılan yiyecek ve içeceklerin direkt olarak takıma aktarılması bizi ayakta tutuyordu, ama zaman geçiyordu ve yeni yetişen nesli bu kulüpte tutmak artık sadece Türklük ve Amasyalılılk ruhuyla olmuyordu.
Uzun süren belediye mücadeleleri sonucu kendimize ait saha sözünü aldık ve arkasından tabii ki sadece bir futbol sahasının varlığı tek başına çok şey ifade etmiyordu. Bu gecen yıllarda 1997’den sonra bir kaç kez bir alt lige düştük geri çıktık, maddi zorluklar yaşadık, özellikle provakatif söylemlere karşı şiddetle (saha içinde) cevap veren gençlerimize ceza üstüne ceza yağıyordu. Para cezası ve oyunlardan men cezası, tabii ki bu da bizi her yönden zayıflatıyordu. Her alanda verilen iyi niyetli mücadeleler meyvesini veriyordu. 2000 li yılların başında sahaya kulüp binası ve soyunma odaları, duş yapılma sözünü de Lohne Belediyesinden almış bulunuyorduk. Bu binanın buraya yapılması demek her alanda rekabet gücümüzü artıracaktı ve her şey daha kolay olacaktı. 2002 yılında binamıza kavuşmuştuk. Ama hiç bir şeyin bedava olmayacağı gibi bunun da ödenmesi gereken maddi bir bedeli vardı Olsun çekilen kredi yıllar içinde ödenirdi. Ama bu zor şartlara daha fazla dayanamazdık. Bu bizim için milattı. Yeniden başlama, yeni heyecan , yeni bina derken hedef belirlenmişti. Artık bu lig yetmiyordu, yetmemeliydi. Yapılan bu güzel işler güzel sonuçlara gebe oluyordu, takım Bezirksliga (bölge ligi)’ne çıkıyor bazen de düşüyordu ama yüz yıllık il takımlarının başaramadığını Amasyaspor başarmıştı. 1993’den bu zamana kadar baktığımız başarı öyküsünde 4 kez il ligi şampiyonluğu, 5 kez il kupasını almış hali hazırda da bölge liginde mücadele eden bir Amasyaspor vardı. Fakat dediğimiz mücadeleyi güçlü vermek için güçlü olman gerekiyor.
Bölge liginde mücadele etmek için Amasyaspor’un tesis altyapısı yeterli haldeydi ama maddi olarak güçlü olmak gerekiyordu ve 2017 yılında bu il tarihinde bir ilke imza atarak, 5 yıllığına ismini Syntec Amasyaspor olarak ana sponsora verildi. Ayakta kalmanın devamlılığı için bu şarttı, tabii ki ana sponsorumuz Türklerin sahip olduğu firma, spor faaliyetleri dışında son 10 yıldaki kültürel faaliyetlerde çok büyük önem arz ediyor, bunlardan başlıca sayabileceğimiz futbol sahasına giden sokağa Amasya Sokağı isminin alınması, büyük bir tiyatro grubuna Lohne Türklerin hikayesini anlatan oyunu sergiletilmesi, Lohne’ye ilk gelenlerin anısına Alman Devlet televizyonunda belgesel yaptırılıp yayınlatılması, Almanya’da bulunan Türk Sanat müziği söyleyen grubun Lohne müzesinde konser alması, bu olayları takip eden sadece Türk- Alman toplumu da karışık, en son yapıt ise Lohne’ye ilk gelen Türk isçilerinin heykelinin Lohne parkında yer aldırılması. Tabii ki bu kadar işi burada yapmak kolay değil zaman, emek, fedakarlık, mücadele ve toplumu sevmekle oluyor. Gelinen noktaya kadar Amasyaspor‘a yaklaşık olarak kırka yakın kişi yöneticilik yapmış, 28 yıl ayakta durmasına yardımcı olmuştur. Tabii ki biz Çocuğumuz gibi baktık Amasyaspor’umuza. O da bize fazlası ile bunun karşılığını verdi. Nasıl diye soracaksınız simdi; o da şöyle oluyor. Yıllarca sporla yaşamamız , gençlerimizi kötü alışkanlıklardan uzak durmamıza sebep oldu. Bu da bize fazlasıyla yetiyordu. Sağlıklı yaşam da işin cabasıydı. Sağlıklı spor yapan bir nesil için, Türklerin Lohne‘de gideceği bir mekan, anlatacağı bir hikaye, bizim diyeceğimiz bir yer oldu. Gurbette yasayıp ta bu gibi etkinlikleri meydana getirmek çok kolay değil. Kendini kabul ettirip orada kimliğini korumak, ispat etmek, kendini anlatmak, yazmak kadar kolay değil. Bir gurbetçinin yasadığı hayat sanki su günlerde yaşanan karantina hayatı gibiydi. Yani kısaca 11 ay çalışan gurbetçi bir ay sevdiklerine kavuşup hasret gideriyor ve ona ana vatanında Almancı diye bakılıyor. Bugünkü şartlarda 4 kişilik bir aile en az 2000€ bilet parası, bir o kadar da cep harçlığı aldığı zaman, sadece sevdiklerine kavuşmak, özlem gidermek için senede bir ay hasret olduğu şeyleri dahi parayla satın alır gurbette olan.
İste Amasyaspor sayesinde biz adeta bu yarı hapis hayatını kırdık. Kendimize nefes alacak bir yer meydana getirdik. İşte yirmi yedi yıllık bu süre zarfında Sv Amasyaspor bugüne kadar bünyesinde beş yüze yakın amatör lisanslı futbolcu bulundurmuş. 2000’li yılların başında alt yapıda yaklaşık olarak seksen tane çocuk bulunuyordu. Zamanla futbola olan ilginin toplumda azalması durumunda bugün iki tane genç takım 2 yıl önce kapatıldı ama bu yıl bir genç takım kurma çalışmalarımız hızla devam ediyor. Bünyemizde su anda iki takımımız var ikisi de A takım ve B takım olmak üzere ikisi de yetişkinlere hizmet veriyor. A takımımız bölge liginde oynuyor, B takımımız da il liginin 1. kümesinde oynuyor. Şu anda iki takımın bahis forum futbolcu sayısı 55’e yakın. İnsanların başka şeylere olan ilgisi (internet vs….) futbola olan ilgiyi biraz daha azalttı. Fakat her şeye rağmen ayaktayız. Kurumsal kendi ayakları üzerinde durabilen bir kulüp durumundayız. Bu arada destek veren halkımıza, üyelerimize ve sponsorlarımıza çok teşekkür ediyoruz.
( DEVAM EDECEK)