Amasya İtimat

AHLAK SADECE CİNSELLİĞİ Mİ İÇERİR?

HASAN APAYDIN-İLAHİYATÇI-PALEOĞRAFYA BİLİM UZMANI
Toplumun büyük ve vasat çoğunluğuna göre evet ama tabi ki doğru değil. Doğrusu ahlakı dinden ayırmak mümkün değildir. Ahlak, dinin olmazsa olmazıdır. Kur’an-ı Kerim-e baktığımız zaman neredeyse ayetlerin yarısının doğrudan ve ya dolaylı olarak ahlakla ilgili olduğunu görürüz. Yine peygamberimizin hadisleri içinde bu konu çok önemli bir yer tutar. En bilineni ise “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” hadisi şerifidir.
Genel anlamda ahlak deyince aklımıza insan gelir. İnsanın var olduğu her yerde ve her durumda ahlaktan söz edilmelidir. Ticarette, siyasette, evde, okulda, çarşıda, pazarda, trafikte, camide, aile hayatında, toplumsal birlikteliklerde, devlet işlerinde, komşuluklarda, maddi ve manevi her türlü alışveriş ilişkilerinde ve kısaca hayatın her alanında ahlak olmazsa olmazdır.
Bazıları tarafından bilerek ve ya bilmeyerek ahlak kavramının içi boşaltılmış ve alanı daraltılarak sadece cinselliğe indirgenmiştir. Cinsellikte ahlak önemlidir ama diğer alanlarda da onun kadar önemlidir. Cinsellikle ilgili ahlaksızlık yapan iki kişi kendilerine zarar verirken, devlet malını çarçur edenler bütün millete zarar verirler. Adaletli davranmayan bir idareci ise herkese zarar verir. Şurası da bir gerçektir ki toplumumuzun büyük çoğunluğu ahlaka uymaz ama başkalarından bekler. Mesela kendisi trafik kurallarına uymaz ama başkalarının uymasını ister. Kendi yakını işe girecekken bin bir türlü torpil arar ama başkalarına hak ve hukuk dersi verir. Kendisi devlet malını kullanırken dikkat etmez ama başkalarına kızar. Bir konuda hüküm verirken keyfine göre verir ama başkalarından Hz. Ömer gibi olmasını bekler. Kendi ailesine iyi davranmaz ama başkalarına akıl verir. Bazıları herkese kaba davranır ama muhataplarından nezaket bekler. Birileri sokakta ve mahallede keyfince hareket eder ama başkalarından kurallara uymasını bekler. Bazıları her türlü yolsuzluk, hırsızlık ve arsızlık yapar ama konuşurken ahlak abidesi kesilir. Yine bazıları bir şey alırken teraziye çok dikkat eder ama satarken aynı hassasiyeti göstermez. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Çünkü bunları ve benzerlerini hepimiz toplumda bire bir yaşıyoruz. Abarttığımı düşünmeyin. Bunların daha fazlası her gün yaşanıyor. İnanmayan haberlere baksın. İnanmayan mahkemelere baksın, inanmayan icra dairelerindeki dosyalara baksın. Milyonlarca insan birbirinden şikâyetçi durumda. Yine inanmayan ulusal kanallardaki kadın programlarına baksın ve görsün ki kimin eli kimin cebinde belli değil.
Bu yazdıklarım ve yazamadıklarım sır değil. Hepimizin bildiği gerçekler. İstisnalar hariç toplumda ahlaksız dindarlık hüküm sürüyor. Bu durum sürdürülebilir değildir. Çoğumuz bize dokunmadığı sürece her türlü ahlaksızlık ve zulme gözümüzü kapatıyoruz. İnsanların çoğu zulüm ve haksızlık sadece kendine dokununca feryat ediyor. Şunu unutmayalım bir gün bizde mağdur olabiliriz. Çözüm nedir? diye soracak olursanız; peygamberimizin “kendinize yapılmasını istemediğiniz şeyleri başkalarına da yapmayın” ilkesiyle beraber güzel AHLAKLI insanlar olmaya çalışacağız.

Yorum Ekle