Amasya İtimat

ZAVİYELER, PAŞALAR, MÜLKLER

0
572
Enver Seyhan
Geriye doğru beliştiklerimi kontrol edemedim. Yazıyı ikinci defa paylaşmak niçin sorun olsun dedim ve paylaştım. Burdur yöresine ait “belişme” kelimesinin “paylaşmak” manasında kullanıldığını öğrenince düşünmeden cümle kurdum.
2. Bayezıd (1481 – 1512) AMASYA Sancak Valisi olduğu dönemde yaz mevsimlerinde Ladik’te ikamet ediyordu. (Doğum yeri ve yılı: Dimetoka – 1447)
2. Bayezıd Amasya’da 27 sene valilik makamını deruhte etti. Bölgeyi ve bölgenin ileri gelenlerini seçkinlerini kadılarını subaşılarını paşalarını alimlerini yakinen biliyordu, tanıyordu. Babasının ölümüyle birlikte 1481 yılında Amasya’dan erkânıyla beraber ayrıldı.
Cem Sultan da gelir aklıma takılır bu gibi durumlarda ama o da zaten biliyordu kendisinin padişah olamayacağını. Bayezıd Amasya’da doğu seferlerinin siyasetini belirleyen bir şehzade konumundaydı.
2. Bayezıd Sonisa Kazası havalisinde bazı karyeleri önemli şahıslara, paşalara, beylere yani ileri gelen zatlara mülk olarak verdi:
01- Kapu Ağası Hüseyin Ağa:
Karye-i Sepetlü, Karye-i Kümnari ve Karye-i Tonbak.
Bugünkü Gemibükü köyü Tonbakbükü köyü ile yer olarak aynı civarda kurulmuştur; hatta ırmağın kıyısında yerleşiktir; ancak nüfus yerleşimi bakımından eski yerleşiklerle bugünkü yerleşiklerin herhangi bir bağı yoktur.
Böyle bir bağ varsa da bir iki hanede ancak olabilir. Son asırlarda Tonbakbükü karyesi bir çiftlik olarak kayıtlarda geçiyor. Şu hâlde, köylünün ektiği diktiği tarlalar ve araziler çiftlik sahibine aittir.
1777 yılında kuraklık dolayısıyla, belki bahane edilerek başka nedenlerle, bölgeden Amasya
ve Niksar yörelerine göçler oldu ve göç edenler geriye dönmedi. Zaten arazinin bir kısmı mülk sahiplerinin uhdesinde ve köylünün mülkü değil. Oysa koşum, ekim, dikim, üretim, harman, çeç, tınaz ve tekâlif hepsi ama hepsi köylünün omzunda. Arazinin kalan kısmı da miri arazi yani devlete ait. Köylü nereye gitse, orada maraba. İşin bu tarafı da var.
Kapu Ağası Hüseyin Ağa aslen Nefs-i Sonisa halkındandır. Nette, hayatına dair bilgiye erişmek mümkün.
02- Mehmet Paşa:
Mülk -Mülkbükü köyü.
Mehmet Paşa, hem lala hem de mimar olup Yörgüç Paşa’nın kardeşi Hızır Paşa’nın oğludur. Amasya’da, Niksar’da, Tokat’ta ve çevrede vakıfları mevcuttur.
03- Abdullah Paşa:
Tekelöze köyü.
El-hac Sinan Beyzade -Beylerbeyi Abdullah Paşa da bölgede yetişmiş bir zattır. (Ö: 1490 -1491)
04- Rumeli Beylerbeyi Yakup Paşa:
Haddadi köyü.
Yakup Paşa, ihtimal ki Fatih Sultan Mehmed’in 2. Bayezıd’ın yanına temsilci namıyla yolladığı kişidir.
05- Sonusa Kazası 1574 sayımında – tahririnde 7 mahalleden kurulu bir şehirdir. Evliya Çelebi’ye göre, üç yüz hanelik bir yerleşim yeridir.
Kadılık ve Subaşılık yanında kentte Menzilhane de mevcuttur. “Ulu Yol” güzergahında bir yerleşim yeri olduğundan dolayı önemlidir.
Sonusa şehri, Osmanlı Devleti döneminde önceki devirlerdeki o büyük ihtişamını yitimiş ve üçüncü seviye bir kent olarak kalmıştır.
Nedenlerden birisi ve belki de en önemlisi gelirlerinin Sonusa’da kalmayarak Amasya, Niksar ve Kudüs gibi şehirlerde kurulu bulunan vakıflara tahsis edilmesidir. Sonusa şehri demekle, bütün bölgeyi kastediyorum. Niksar hududundan beriye bütün bölge. Erek, Taşabad, Felenbel ve Panbuközü nahiyelerinin içinde kalan, yer alan coğrafi bölge.
Şehzadeliğinde bölgede yarı ömrünü tüketen İkinci Bayezıd, babasıyla birlikte doğuya yapılan seferlere iştirak etmiştir. Yukarıda değindiğim gibi, Osmanlı Devleti’nde toprak devletindir ve Miri Arazi düzeni caridir.
Bayezıd, bu sebeptendir ki bazı karyelerde yerleşik bulunan zaviyelerin bozulan yapısına el atmış ve yeniden düzene koymuştur. Ayrıca, zaviyeler, vakfiyelerde belirtilen hudutlar -kurallar çerçevesinde faaliyetlerini serbestçe ifa etmekteydiler.
Bölgedeki bazı Zaviyeler şunlardır:
01- Zuday köyü:
Şeyh Seyyid Nureddin Alpaslan Zaviyesi.
Vakfiye tarihi: M. 1257
02- Revak -Iravak köyü:
Seyyid İbrahim Zaviyesi.
03- İncük köyü:
Tekye Bağı:
Tekke köyü:
Şeyh Seydi Vakkas Zaviyesi.
Enver Seyhan
31.12.2021
* * *
Kaynak: Devlet Osmanlı Arşivi
Bu hususta yazılmış makale ve kitaplar.
* * *
Not:
Bazı hususlara temas eden elimdeki notları takip ediyorum. İmkan bulursam notlardaki bilgileri de kayda almak bakımından yazıya dökmek istiyorum.
Bölgenin 1850 yılına kadar kazası ve idare yeri Sonusa’dır. 1850 yılından sonra yavaş yavaş Erbaa ön plana çıkmıştır. 1872 yılında ilçe tayin edilmiştir. İhtiyaç hasıl olduğu için 1944 yılında Taşova ilçesi kurulmuştur.
Bölgelerde olup bitenlere ilişkin bilgiler kaleme alındıktan sonra kaza merkezlerinde muhafaza edilmektedir. Elbette Vilayet merkezinde, Sancak merkezinde ve Payitaht İstanbul’da ayrıca nüshaları mevcuttur. Büyük devletlerin hepsinin öyle ya da böyle bir arşive sahip oldukları bilinmektedir. Burada şunu demek istiyorum.
Geçen bir videoda İlber Hoca, bazı nüfus dairelerinin yandığından, yakıldığından bahsediyordu. Sebebini de iki cümle ile açıkladı. Doğrusu hayret ettim. Neler gelmiş geçmiş neler olup bitmiş bu yalan dünyada ama kaçış yok. Yolun sonu, yolun başlangıcı ve yolun hikayesinin hesabı var.
Mart 2025

Yorum Ekle