Amasya İtimat

Yeni Taşova Gazetesi Tarih:13 Haziran 2003 Cuma Sayı:1886

0
127

Yeni Taşova Gazetesi Tarih:13 Haziran 2003 Cuma Sayı:1886

Kaymakamlık Kupası Sağlıkspor’un

İlçemizde düzenlenen Kaymakamlık Futbol Turnuvasının finali Salı günü saat 17.00’de ilçe şehir stadında yapıldı.

Alpaslan Belediye ile Sağlıkspor arasında yapılan final maçını uzatma dakikalarında gelen golle 2-1 Sağlıkspor kazandı.

Sağlıkspor’a birincilik kupasını Kaymakam Mustafa Çit verdi.

19 takımın katıldığı turnuvada Hacıbey, Alpaslan, Kızgüldüren, Gençlerbirliği, Reis Kırtasiye, Sağlık, Özgür Market ve Kuş Cenneti takımları çeyrek finale kalmıştı. Yarı finalde ise Sağlıkspor Özgür Market’i, Alpaslan Bld. ise Reis Kırtasiye’yi yenerek finale gelmişlerdi.

Turnuvada üçüncülük maçına ise Reis Kırtasiye ile Özgür Market çıkmadılar.

En centilmen takım ise Sanayispor oldu. Turnuvanın şampiyonu Sağlıkspor’u tebrik ederiz.

4. Geleneksel Özkan Ağış Eğitim Yarışması Yapıldı

2000 yılından bu yana her yıl geleneksel olarak yapılan 4. ÖZKAN AĞIŞ EĞİTİM YARIŞMASI’nda ödül alan öğrenciler belli oldu.

“Cumhuriyetin 100. Yılında Taşova ve Türkiye” konulu yarışmada ön elemeyi kazanan 7 eser arasında jüri tarafından yapılan değerlendirmede birinciliği Özkan Ağış İlköğretim Okulu 6. Sınıf öğrencisi Zeliha Kara alırken, ikinciliği Ballıdere İlköğretim Okulundan Ayşegül Öner aldı. Yarışmanın üçüncüsü ise Atatürk İlköğretim Okulundan Şeydanur Tecimer oldu.

Yarışmada ödül kazanan öğrencilere 9 Haziran günü Özkan Ağış İlköğretim Okulunda yapılan törenle ödülleri verildi.

Özkan Ağış’in da hazır bulunduğu törende birinciye 300 milyon TL ödülü Kaymakam Muztafa Çit, ikincilik ödülünü Askerlik Şubesi Başkanı Per. Yzb. Yalçın İper, üçüncülük ödülünü ise Belediye Başkanı Özgür Özdemir verdi.

KISA HABERLER

– Ballıdere kasabası Ballıca İlköğretim Okulunun hazırladığı yıl sonu gecesi ilgi ile izlendi.
– İlçemiz Tekel sokakta Pazaristan şubesi hizmete girdi.
– Lise öğrencilerinin hazırladığı CENGİZ HAN’IN BİSİKLETİ isimli piyes Halk Eğitim Salonunda sahnelendi.
– Erbaa Organize Sanayii Bölgesinde faaliyet gösteren CANİCAS Tekstil ilçemizden ilanla işçi arıyor.
– Cumhuriyet İlköğretim Okulu öğrencilerinin hazırladığı BİLİM ŞENLİĞİ ve yıl sonu eğlence programı beğenildi.
– Yeşilırmak İlköğretim Okulu öğrencilerince hazırlanan geleneksel yıl sonu gecesi izleyenlere neşeli anlar yaşattı.
– Alpaslan İlköğretim Okulu öğrencileri tarafından hazırlanan yıl sonu gecesi beğeni ile izlendi.

SSK’lı hastalara Müjde

Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında yapılan protokol gereğince artık SSK’lı hastalar da SSK Dispanserinin kapalı olduğu saatlerde akşam 17.00 sonrası ve Cumartesi-Pazar günleri Devlet Hastanesi’nde muayene olabilecekler.

Ayrıca mesai saatleri içerisinde de SSK İstasyonundan sevk almak suretiyle laboratuvar ve röntgen imkânlarından faydalanabilecekler.

İlimiz Teakwondocuları Y.I.B.O’da kampa girdi

19-22 Haziran 2003 tarihleri arasında Denizli’ de yapılacak olan minikler Teakwando Türkiye Şampiyonası’na hazırlık amacıyla 9-16 Haziran 2003 tarihleri arasında kamp yapmak için Yatılı Bölge İlköğretim Okulu’na geldiler.

21 Teakvvondocunun katıldığı bu kampın sorumlusu Amasya Teakwondo il temsilcisi Abdurrahman Gültekin 12 Haziran 2003 tarihinde Belediye Halı Futbol Sahasında saat 18.30’da bir gösteri ve müsabaka şöleni vermiş olup, Teakwondocu miniklere başarılar dileriz..

Kasım Alper Özdemir’den şiir kitabı

İlçemiz gençlerinden gazetemizde de şiir ve yazıları yayınlanan Kasım Alper Özdemir’in “Gözlerim düşer aklıma” ismini taşıyan bir şiir kitabı çıktı. 1500 adet basılan kitap, TEKVA Vakfının katkılarıyla, Alper Yasin Günaydın’ın editörlüğünde hazırlandı. 120 sayfalık şiir kitabından elde edilecek olan gelirin yarısı Taşova Eğitim ve Sosyal Kalkındırma Vakfı’na bağışlanacak.

Belediye Meclisi toplandı

Belediye Meclisi Haziran ayı toplantısı 6 Haziran Cuma günü yapıldı.

Saat 15.00’de başlayan toplantıda daimi encümenliği seçimleri de yapıldı. Daimi encümen üyeliğine Ahmet Usta ve Mustafa Konyar seçildi.

Toplantıda; Belediyeye ait işyerlerine kira borcu ve su abonelerinin olan borçlarına bir defaya mahsus ödeme kolaylığı getirildi.

Makaleler:

Tekel Özelleştirilemez
Yazan:Ömer Alpat

Tek Gıda İş Sendikasının Ülkemiz genelinde Tekel’in Özelleştirilmesine karşı başlattığı etkin eylemler, ülkemizin genelinde etkisini artırarak devam etmektedir. Bu eylemlerin en anlamlısı Taşovamız’da yapılan çalışmalarda ortaya çıkmış oldu.

Özelleştirmeye karşı ve özellikle Taşova Tekel iç içeliğindc esnafın ve sivil toplum kuruluşlarının ortaya koyduğu tepk Özelleştirmeye Hayır İmza Kampanyasında üreticimizin tepkisi ile oluşan dayanışma bir çok yöremize örnek bir çalışma teşkil etmiştir.

Bu çalışmalardaki başarı görevli arkadaşlarımızın öz verisi kadar Taşova m izin konumundan kaynaklanmaktadır Taşovamızda Tekel’in nüfusun tamamına yakınına hita] etmesi abartı değil gerçeğin ta kendisi değil midir?

Bir yıl öncesine kadar 450’ye yakın çalışanı 200’ün üzerindeki kamyoncu esnafının 4000’e yakın ekici ve bunların ekmek kapısı konumundaki Tekel köylerimizdeki ve merkezdeki esnafın tümüne ekmek kapısı konumunda iken 2000’li yılların başında Tekel’in yeniden yapılandırılması ad altındaki çalışmalar çalışan işçinin tamamına yakınının kadrosuz olmasından dolayı 250’nin üzerindek arkadaşımızın çıkış korkusu yüzünden değişik illerimizde bulunan Tekel birimlerine tayin olarak gitmek zorunda kalmıştı. Bunun öncesinde on beş günde on beş yasa sloganı ile meclisimizden geçen Tütün Yasası çalışmaları öncesi Tek Gıda İş Sendikası, Ziraat Odaları Birliği değişik bir kaç kuruluşla berabe; organize ettiği TÜTÜN PLATFORMU ülkemizin genelinde değişik, il ve ilçelerimizde üreticilerimizi ve kamuoyunu bilgilendirme çalışmaları yapmış değişik etkinliklerle konuyu gündeme getirmişti. Bu çalışmalar neticesinde Ankara’da Türk-İş Genel Merkezinde ülkemiz tütün yetiştiren yöre muhtarlarını 17 Mart 2001tarihinde çok geniş katılımlı bir toplantı organize edilmişti.

Bu toplantıya Amasya’mızdan da ve özellikle Taşova’mızdan muhtarlarımızla beraber katılmış Tekel ve Tütün üzerine yoğunlaşan gündem zirveye taşınmıştı. İktidar partilerinden olmak üzere 20’nin üzerinde milletvekilinin katıldığı toplantının en fazla milletvekili ile katılan Sn. Akil Gülle’nin mensup olduğu Fazilet Partisi idi. Meclis başkanımız toplantının en güzel konuşmasını yapmış. Tütün üreticisi bir bölgenin milletvekili olarak başlayan konuşmasını o günkü iktidara yüklenerek sürdürmüş, Tütün yasasını çıkartanlar eleştirmişti. Amasya’dan toplantıya sadece Sn. Akif Gülle katılmış, o gün muhtarlarımızla bizzat ilgilenmiş, bizlere sahip çıkacaklarını ifade çtmişlerdi, ötoplantının” akabinde Taşovamızda 7 NisanZOOl’de Tek Gıda İş Sendikası Ziraat Odası ve Taşova Eğitim ve Kalkındırma Vakfı Taşovamızın Ekonomik ve Sosyal konumunu içeren bir toplantı düzenlemişti.

Toplantı hazırlıklarında iktidar kesimlerinden toplantıyı engellemek, vazgeçirmek istemelerine rağmen çok güzel bir toplantı organize edilmiş, o günün iktidarlarından milletvekillerimiz katılmamış, muhalif partilerimizin milletvekilleri toplantıya katılarak birer konuşma yapmışlar, tütün ve TekePle ilgili çok güzel sözler sarf etmişlerdi. 3 Kasım seçimlerinde ülkemiz genelinde meclisimizde temsil edilen siyasi partilerimiz oy patlaması yaparak “Tek başına” iktidar olmuşlar, bizleri de umutlandırmalardı. ÇUnkü geçen dönem içerisinde halkın içerisinde olan, halkın sesine kulak verenler meclisimize gönderilmiş, hükümet olunmuştu.

Ancak görülüyor ki umutlarımız hiçte beklediğimiz sürede tükenmeye başladı. Geçmiş hükümet döneminde nerede kalmıştık anlayışı ile devam eden anlayışı anlamak zor.

Tütün yasasını, şeker yasasını kaldıracağız diyenler, veya üretici lehine iyileştireceklerini vaad edenler; ne yapalım kanunlaşmış, yapacak bir şey yok diyemez. Çünkü Tekel’in özelleştirilmesini bırakın, yeniden yapılanması bileTasovamızı ne hale getirdi. Taşova’yı örnek vermekteki amacımız ülkemiz genelinin sosyal ve ekonomik anlamda ufak bir maketi konumunda olmasından dolayıdır.

MUHANETE MUHTAÇLIK VE SONRASI

Kadir Ünal’ın 30 Mayıs 2003 günü Sollngen Şehidlerini Anma Töreni Konuşması:
1970’de Almanya’ya giderken Durmuş Genç elbette başına gelecekleri bilmiyordu. Soğan ekmeğe razı olur, kesinlikle gitmezdi. Bilseydi yıllarca yanan kızının, torunlarının, yeğeninin bedenlerinin kokusu burnundan silinmeyecek, elbette gitmezdi. Ne çare ki Almanya II. Dünya Savaşında yerle bir olmuş, memleket yıkıntılar, harabelerden ibaret bir hale gelmişti. Üstelik bu enkazı kaldıracak yetişmiş iş gücü de yoktu. Ekonomik anlamda gerçekleştirilen, kaynakların doğru planlanması ve yasal düzenlemelerle, adeta beli kırılan Almanya, doğrulma sancısı çekiyordu.

II. Dünya savaşına girmediği halde Türkiye ise maalesef bir atılım gerçekleştiremiyordu. İşsiz insan sayısı oldukça fazlaydı. Teknolojiden faydalanma ise yıldızlar kadar uzaktı. Ortada ekmeği ağzında taşıyan aslan da yoktu.

Türkiye ve Almanya arasında imzalanan anlaşma gereği ilk işçi kafilesi 1960’larda Almanya’ya yolcu edilmiş, bunun üzerinden 10 yıl geçmişti ki, askerde iken iş ve işçi bulma kurumuna müracaat eden Durmuş Genç için de ağzında ekmek taşıyan aslan bulunmuştu, bir çok işsiz Tu rk için olduğu gibi.

Önce enkaz kaldırılır, sonra yerin binlerce metre derinliğinden kömür ve diğer madenler çıkartr. En ağır işler, en pis işler Türklere yaptırılır. Almanya için ve Almanlar için üretilir. Alman toprağına Türk teri dökülür. Hatta bu uğurda can verilir. Ölmeyenler, (ilemeyenlerin posası çıkartılır. Karşılığında da sadece karınları doyurulur. Tasarruflarının bir kısmını Türkiye’ye aktaran ilk nesil gurbetçiler, geri kalan tasarruflarını reklamlarla kandırılıp iyi bir tüketici durumuna getirilir. Bir kısmı gelişken, bir kısmı dönüş yolunda trafik kazasında can verir. Ya da yollarda soyulu rlar. Mânevi çöküş ise akıllara ziyan verecek kadar derin ve acıdır.

Almanya’daki ekonomik iyileşme sürmektedir. Artık kapitalizmin çizgileri parlamaktadır. Bu arada faşist eğilimler eski nazi artıklarının körüklemesiyle artmaktadır.

Türkler için Almanya bir acı vatan olmuştur. Acıları daha da artmasın diye kendilerini koruma altına almayı düşünürler. Milli ve dini değerlerini korumak için dernekler, vakıflar, birlikler kurarlar. Artık her türlü merasimler buralarda icra edilmektedir. Müdavimi kalmayan kiliseler satın alınıp camiye çevrilmektedir. Cuma ve bayram namazlarında cemaat sokaklara kadar taşmakta, Almanlar bundan tedirgin olmaktadır. Dün terleri, kanları, canları pahasına Almanya’yı ihya edenler, tehlike gibi görünmeye başlamışlardır. Öyleyse onları yıldırmalı, tehdit etmeli, sindirmeli, korkutmalı hatta öldiirnıeli ve Almanya’yı terk etmeleri sağlanmalıdır. Çünkü Almanya Almalılarındır. Tabi bunu söyleyenlerin onca Haçlı Seferini ne diye düzenledikleri .akıllarına gelmemektedir. Çünkü batılı anlayışta hakkaniyete dayalı bir anlayışa yer yoktur. Çünkü onların zenginliklerinin temelinde sömürü vardır. Onların kalkınmışlıkları, insanlarına sağladıkları sosyal refah düzeyi bizde daima hayranlık uyandırmıştır. Meselenin gerçek yönü batı gibi hep karanlıkta kalmıştır. J.P. Sartre’in dediği gibi batı “elini her uzattığı yere canavarlığını”da götürmüştür. Geçmişinde insana, canlıya ateşle muamele etme geleneği olan batılı anlayış, en son bunu Solingen’de 5 kişiyi yakarak, 5 çiçeği ateşle yakarak geleneğine bağlı olduğunu göstermiştir.

Aylarca yıllarca teskin edici ilaçlarla ayakta kalabilen kız kardeşimden o meş’um geceyi dinlediğimde kendimden geçmiştim. Bu satırları yazabilmek, elime kalemi alabilmem inanamayacağınız kadar zor oldu.

Cezai ehliyeti olmayan genç çocukları kandırıp onları maşa olarak kullanan”neo naziler olayı şöyle planlamışlardı. Gündüz yakacakları evin sokağında oyun oynuyacaklar, bu yüzden kimse onlardan şüphelenmeyecek. Gündüz (Cuma günü) kız kardeşim yaptığı saç yağlısından verir, birer bardakta ayran. Saç yağlısını yiyip, ayranla serinleyen nazizmin piçleri, o kadar duygusuzdurlar ki geceleyin dış kapıyı açıp ahşap olan evin merdivenlerine üç litre benzin dökerler ve bir kipritle “işi” bitirirler. Vakit gece yarısını geçmiştir. Ancak Hatice uyumamıştır. Çocukları uyutmuş, çamaşır yıkamaktadır. Onun uyanık olması 3 katlı ahşap evde kalmakta olan 20 kişiden 15’inin hayatta kalması demekti.

O sırada ben Sivas’ta idim. Ertesi sabah kalktığımda gördüğüm rüyayı anlatmadım. Televizyonda olayla ilgili olarak tek cümle duyabilin iştim. İçime ateş düştü. Gazetelere baktığımda gördüğüm dehşet manzarası karşısında öylece kalakalmışım.

Olayla ilgili olarak Alman vatandaşlarının ve makamlarının tutumları da manidardır.! İtfaiye geç gelmiştir. İtfaiye eri ise ev yanarken camı kırmak yerine kesmeye çalışarak belki de bir canın daha telef olmasını sağlamıştır. Üçüncü kattan çocuğu ile atlamak zorunda kalan Gülsün’ü kurtarmak mümkünken bir Alman kadını pardesüsünü bile esirgemiştir. Alman adli makamları ise verdikleri komik hapis cezası ile soykırımı onaylamışlardır. Batı barbarlığı tüm dünya tarafından tescil edilmiştir.

Almanların köyümüze yaptıkları bir kaç hizmet, yüreğimizdeki yangını söndürmeye yetmeyecektir.
Bizim dostların tesellisi ve sabırdan başka sığınağımız yoktur.
‘Allah Bakara Suresi 155. Ayette: “Sizi biraz korku, açlık, mal ve canlarınızdan eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdeler olsun”
On yıldır anma toplantısına iştirak eden devlet erkânına, uzaktan ve yakından teşrif ederek acımızı paylaşan tüm dostlara şahsım ve köyüm adına en içten teşekkürü bir borç biliyor, Allah’tan kimseyi ateşle imtihan etmemesini niyaz ediyorum.

 

Bu sayfadaki tüm haberler Yeni Taşova Gazetesi‘nden aynen alınmıştır.

 

Yorum Ekle

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz