Amasya İtimat

YALNIZ TAŞOVAM…

        Bu günlerde, özellikle Taşova ile ilgili sitelerde;  yaklaşan yerel seçimler dolayısıyla yazılan yorumlar sanırım, herkesin ilgisini çekmektedir..

        Aday adayı olarak lanse edilen kardeşlerimize; yapılan yorumlarda bazı yorumcuların çizgiyi aştıkları ve kırıcı tarzda yorumlar yaptıklarına da şahit oluyoruz.

        Bunun yanında,  çok güzel fikirler öne sürüp,  Taşova’nın geleceğiyle ilgili projeler sunan, Taşova’nın yalnızlığını haykıran Taşova sevdalısı gençlerimizin yazdıklarını ise; çok olumlu buluyor ve saygıyla karşılıyorum…

        Taşova’nın geleceği açısından  birbirimize  karşı daha hoşgörülü ve kırıcı olmayan bir davranış içinde olmamız gerektiğine de  inanıyorum…

        Taşova’lılık  da  bunu gerektirmez mi?  70  li yıllarda,  Amasya’nın en popüler ilçesi Taşova;  bu imajını yıllar öncesi ne yazıkki  kaybetmiştir.. Taşova; Yalnız bırakılmıştır. Kaderine terk edilmiştir. Yapılacak-edilecek  diyerek, yıllarca seçmen ve Taşovalılar;  yatırım gelecek diye beklemiş. Ne yazık ki, bu yalnızlık;  sonu hep hüsranla biten bir öykü olarak hafızalarda kalmıştır..

        70’lerin yıldızı Taşova’da;  o yıllarda kurulan pazara,   bırakın bizim köylerden gelenleri,  Çarşamba ve Ladik’ten, Erbaa’dan alışveriş için gelenlerin bile  haddi hesabı yoktu….

       Çevrede  kurulan pazarların içinde en popüler ve gözde olan pazar ise;  yine  TAŞOVA PAZARI  idi..

       Hatta  dışardan gelenler ;  Taşova yerine;  bizim gibi,   DAŞOVA  yada DAŞUVA  demeyi bile   öğrenmişlerdi..

        Şimdi,  Taşova yerine,  Daşuva’yı  facebook taki üyeler ve Koyuncuoğlu’nun  Kadir’in den başka kimse ağzına bile almıyor..

        Taşova’lı olabilmek;  fedakârlık gerektirir. Taşova için birşeyler yapabilmeyi gerektirir.. Bizler ; iş adamı arkadaşlarımıza her defasında söylüyoruz.  Taşova için birşeyler yapalım..  Taşova’ya vefa borcumuzu ödeyelim..  diyoruz….

        Bazı arkadaşlarımın yatırım yapacağını ise ; internetteki sitelerimizden   duydum. Sevindim.. Kriz ortamında vaz mı geçtiler diye de ,  kara kara düşünmeye başladım…

         Amasya-Taşova dernek başkanımız İbrahim Kurt kardeşime de, bu vesile ile  sesleniyorum..:

         2008-2009  da eğitim ve öğretime açılacak olan  yüksekokul projesi ne oldu ?  Sivil toplum kuruluşları bu konuda hangi çalışma içerisinde…  Yöneticilerimiz ve halkımızın da, bu hususta  baskı unsuru oluşturacak şekilde kamuoyu yaratmaları  gerekmiyor mu ? 

        İmza kampanyası düzenleyeceğim diyen, Sebahaddin Günaydın arkadaşımın  bu konudaki yazdıklarını  ve girişimlerini ise; takdirle karşılıyorum..Taşova için, hayati önem arzeden bu hususta  bile Taşova ve Sebahaddin arkadaşım  yine her zamanki gibi yalnız bırakılmıştır..

         Özellikle,  1957-1962  doğumlu  olanların;  Taşova’ya, vefa borçları vardır..  Çünkü; Taşova’da en güzel günleri onlar yaşamış ve Taşova’nın güzellikleriyle dolu ortamında çocukluklarının hatıraları bile halâ Taşova’dadır.. Geriye doğru şöyle baktıklarında; TAŞOVALI OLABİLMEK  adına,  Taşova’ya ne bırakabildik? diye  bizim dönem arkadaşların ve dostlarımızın;   böyle bir   soruyu kendilerine  sorması  gerekmez mi?

         Taşova’da olsun, gurbette olsun.,  kendini çok iyi yetiştirmiş,  birikimli  arkadaşlarımızın varlığı hiç bir zaman inkar edilemez..

        Lâkin..Bu arkadaşlarımızın;  Taşova’lı  idareci, esnaf ve halkı ile bütünleşip,  YALNIZ ve üvey evlat muamelesi gören  TAŞOVAM İÇİN.. birikimlerini aktarmaları ve Taşova’ya yatırım için kolları sıvamaları da  gerekmez mi? 

        Bamyamız, soğanımız ve turizm açısından önem arzeden Boraboy gölümüz neden? Bugün hakkettiği yerde değil……
        Aslında bu işi yapmak için çok geç kalındığını da biliyoruz.. Niksar’a 15 km  uzaklığındaki bir köy kadarda mı  olamıyoruz.. OLCA salçası şu anda bir numara salça olarak raflarda yer alıyorsa,  TAŞOVA BAMYASI  neden   geri planda kalıyor?..

       Türkiye’de;    soğan denince, bamya denilince.. ilk akla gelen  TAŞOVA olmalıydı… Soğanımızı tanıtımda, Karadeniz’den ötelere gidemedik..  Ne yazık ki, yalnız ve öksüz Taşova’m  bu ürünlerinin tanıtımında bile  bir arpa boyu mesafe alamadı…..

       KONYA’LI-Bursa’ lı  kardeşim; bas bas   bağırıyor… Taşova Bamyası olmazsa, ben bamya almam diye….   Karadeniz’in tamamında isee;  Taşova soğanı    bir numara…. 

       Mahalle arasında  kamyonetin üstünde satıcı bağırıyor….  “TAŞOVA SOĞANI  GELDİ ”  diye… İnanın… Büyükşehirdeki  satıcı bile farkında değil ama,  bizim soğanın reklamını yapıyor…. Millet kapış kapış soğan alıyor..

       Ben de, çok mutlu oluyordum.. Memleketimin adının büyükşehirlerde anılmasından….

       Kısaca,  Taşova’nın geleceği;  TARIMDA.. hemde organik tarımda…..

       Salça, turşu ve bamya üzerine kurulu bir kompleksin yapılması ve ihracata yönelik bir üretim içinde bulunulması,  belki de TAŞOVAM İÇİN  bir ışık ve çıkış   olabilecek,  böylece TAŞOVAM’DA  yalnızlıktan bir nebze olsun kurtulabilecektir… ..
 
      KURBAN BAYRAMINDA GÖRÜŞMEK VE BULUŞMAK DİLEĞİYLE…..

   

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.