Bundan 142 yıl önce 93 Harbi diye bilinen Rus savaşı sonrası Giresun’a bağlı Alucra ilçesi civarından ilçemiz köylerine yerleşen Alucralılarla ilgili hazırlanan kitap ekseninde çalışmalar sürdürülüyor.
Koca İbrahim Hoca Alucra’da bulunan Zihar Tekkesi’nde yetişmiştir. 1877-1878 Rus Savaşında (93 Harbi) tekkeden ayrılarak Amasya Taşova’ya gelmiş ve Durucasu Köyü‘ne yerleşmiş, burada medfun olmuştur. Koca lakabı hem ailenin büyük çocuğu olmasından hem de ilminden kaynaklanmaktadır.
İlçemiz ve köylerinde yerleşik bulunan Alucra’nın özellikle Çakrak ve diğer köylerinden olanların Avni Aydın: 0 532 787 58 69 nolu telefon ile irtibata geçmesi gerekiyor.
Alucra Haber sitesinde Murat Dursun Topal’ın Durucasu mevkiinde medfun bulunan Koca İbrahim Hoca ile ilgili yazısı ile sizleri başbaşa bırakıyoruz:
”Yaklaşık 6-7 yıl önce arabamla Alucra’dan İstanbul’a gelirken bir tabela gözüme çarptı. Bu tabela’da Alucralı bir zaatın türbesi olduğu yazılıydı.
Ancak araba seyir halinde olduğundan yazıyı net olarak okuyabilmek, dolayısıyla durup ziyaret etmek de zordu. Ertesi yıl bir kez daha aynı şekilde tabelanın yanından geçtiğimi hatırlıyorum. Ancak sonraki yıllarda takip etmeme rağmen bu tabelayı görmem mümkün olmamıştı. Mevkiyi de tam olarak hatırtamıyor olmam bunda önemli bir etkendi hiç şüphesiz.
Aklımda kaldığı kadarıyla Erbaa civarında olabilir düşüncesiyle Kaymakamlığa dilekçe yazarak bilgi de istedimse de netice alamadım. Günün birinde Tokatlı bir arkadaşımla biraraya geldiğimde onunla bu zata ilişkin bir konuşmanın aramızda geçtiğini hatırladım ve ona sorduğumda Taşova’da olması gerektiğini öğrendim. Bu yıl yine Alucra dönüşünde Taşova’ya doğru ve Taşova’yı çıktıktan sonra daha yavaş araba kullanarak yolu takip etmeye başladım. Taşova’yı çıkmama ve bir hayli geçmeme rağmen bu tabelayı göremeyince zaman içinde yol güzergahının değişmiş olabileceği bu nedenle artık oradan geçmediğimi düşünmeye başlamıştım ki birden o tabelaya tekrar gözüm ilişti. Yolu kontrol ederek durduktan sonra sağa yanaştım ve geriye doğru 100-150 metre yürüyerek geldim ve bu resmi çektim. Ve hemen zatın türbesini aramak için okun gösterdiği yere doğru tarlalar arasında yukarıya doğru çıktımsa da yakın civarda mezarlık ve türbe falan yoktu. Biraz daha civarı keşfe çalışırken arka tarafta traktör yolunu andıran bir yol olduğunu gördümse de arazi çalılık olduğu için daha fazla ileri gidemedim ve geriye dönmek zorunda kaldım.
Tekrar yola çıktığımda yaklaşık bir km ileride Durucasu Köyünün olduğunu ve hafif virajla girilen köyün sağındandan giden bir yolun olduğunu farkettim. Ancak yine geçmiştim. İstanbul’a doğru yolumuz uzun olduğundan tekrar geriye dönmedim ve yola devam ettim. Yine bu zatın türbesini ziyaret edip bir fatiha okuyamamıştım.
İstanbul’a döndüğümde orada heyecandan tam olarak okuyamadığım, çekmiş olduğum fotoğrafta görülen tabelaların üzerindeki yazıları okudum. Koca İbrahim Hoca’nın Zıhar Tekkesinde yetiştiğini yani bir yönüyle Seyyid Çağırgan Baba’nın müritlerinden olduğunu 1878-1879’da Rus Harbi nedeniyle yöreden göç ederek Amasya’nın Taşova İlçesinin Durucasu Köyüne yerleştiğini ve burada vefat ettiğini kabrinin de eski mezarlıkta olduğunu öğrendim. Durucasu Köyü sakinleri Koca İbrahim Hocanın kıymetini bildiklerinden bu zatın kabrinin ziyaret edilebilmesi için tabela koymuşlar. Ancak buradan sözü edilen eski mezarlıktaki ziyaret yerine ulaşmak zor olduğundan muhtemelen köyün içinden bir başka yolla buraya ulaşmak mümkün bulunmaktadır.
Merhum hoca efendi hakkında daha fazla bilgi edinebilmek gayesiyle Taşova Kaymakamlığı’na müracaat ederek kendisi hakkında bilgi talep ettim. Bu arada Çakmak (Zıhar) köyünden olan Yazar Erdem Ekşi’den öğrendiğime göre; İbrahim Hoca efendi köyde Zülfikâr oğullarından yani Darama sülalesindenmiş.
Bu arada Taşova Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürlüğüyle yaptığım görüşmelerde netice verdi Amasya evliyalarının anlatıldığı bir kitaptan Koca İbrahim Hoca’yla ilgili kısmın fofokopilerini temin ettim. Burada anlatımı yapan yazar-araştırmacının hikâyesi de benimkine benzer şekilde gelişmiş. Bir gün o da kendini Durucasu’da bulmuş. Köyde Koca İbrahim Hoca kimdir diye sorunca da İbrahim DOĞAN bilir demişler. Sora, sora İbrahim DOĞAN’ın evini bulmuş, selam sohbetten sonra kendisine Koca İbrahim Hoca’yı anlatmasını istemiş.
Bu anlatıma göre;
1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında (93 harbi) Ruslar doğu bölgelerimizi işgal ederek Erzincan-Çardaklı’ya kadar gelirler. Bu işgal nedeniyle Rusların zulmüne maruz kalmamak için Erzincan-Erzurum-Artvin-
Bir gün Durucasu halkı camileri için imama ihtiyaç duyunca bunun için en ideal adayın Koca İbrahim Hoca olduğunu bildiklerinden ona öneri götürürler, Hoca da memnuniyetle kabul eder. Akabinde de Yenidere köyündeki evini Durucasu’ya taşır, ve görevine başlar.
Hoca vakit namazlarındaki imam-hatiplik görevi yanı sıra çocuklara da ders verir, birçok talebe yetiştirir. Hoca bu süre içinde Alucra ile olan bağlantısını da kesmez, buradaki akrabalarını da ziyaret ederek sılayı-rahim yapar.
Kabrinde hocanın doğum ve ölüm tarihlerine yer verilmemiştir. Eski mezarlıkta bulunan türbesi küçük bir yapıyla örtülmüştür. Türbe girişindeki tabelada “Koca İbrahim Hoca Alucra’da Zıhar Tekkesi’nde yetişmiş, Rus işgali sırasında (1877-1878) Amasya-Durucasu’ya göç etmiş ve yerleşmiştir. Halen eski mezarlıkta medfundur. Allah rahmet etsin yazılıdır”.
Alucralı Koca İbrahim Hoca’nın kabir binası (türbesi) ve bina önündeki levha oğlu Hacı Mehmed’den olma torunu Adem Bey (DARAMA) tarafından yaptırılmıştır. Durucasu’lu 1931 doğumlu Şükrü Oğlu İbrahim DOĞAN 2006 yılında Alucra’nın Çakmak köyüne gelerek o tarihte 100 yaşında olan Hoca’nın kızı Emine hanımı ziyaret etmiştir. 2007 yılında tekrar ziyaret etmeye niyetlenmişse de vefat ettiğini öğrendiğinden bu ziyareti gerçekleştirememiştir.
Adem Beyin (Darama) her yıl gelerek dedesini ziyaret ettiği de belirtilmektedir. Allah herkese böyle hayırlı torunlar nasip etsin.
Diğer taraftan İbrahim Hoca’ya atfedilen Koca lakabı büyük kardeş olmasından ve sahip olduğu ilmin büyüklüğünden ileri gelmektedir. Hoca Amasya’ya 4 kardeş olarak göçmüş her biri farklı yerlerde imamlık yapmıştır. Hatta bunların çocuklarından da imam olanlar bulunmaktadır. Bunların biri de Ilıcasu’da görev almıştır. Ailenin bir kısmı kurtuluş savaşı yıllarında tekrar geri dönmüş ise de orada kalanlar ve günümüze kadar orada ikâmet edenler bulunmaktadır. Ailenin diğer fertleri İstanbul, Giresun ve Alucra’dadır.
Koca İbrahim Hoca’yla ilgili olarak Durucasu köylüleri tarafından tevatüren rivayet edilenlere göre (yalan ihtimali olmayan kuvvetli haber) Hoca özellikle baş ve diş ağrısına müptela olanları dua ederek rahatlatırmış. Günümüzde ise bu tür rahatsızlığı olanlar Hocanın kabrini ziyaret edip, Allah’tan şifa dilediklerinde dilekleri kabul olurmuş. Köylülerden bazıları sabah tarlaya giderken derenin orada bulunan gözenin başında Hocayı abdest alırken görmekteymiş. Ayrıca köylüler zaman zaman sabah namazı öncesi sela duyarlarmış, bir zaman sonra anlamışlar ki Hocanın yakınlarından birisi vefat ettiğinde bu sela sesi duyuluyor. Son olarak Kemal DARAMA’nın cenazesi için Alucra’ya gidenlerden bazıları dönüşte Hocanın türbesini de ziyaret ettikleri sırada Durucasu köylüleri ziyaretçilere başınız sağolsun sizden vefat eden oldu galiba önceki sabah Koca İbrahim Hoca yine sela okudu derler.
Netice olarak buradan şunu anlıyoruz ki Rus harbi ülkeye olduğu kadar yöreye de yarar vermiş Zıhar Köyünde yüzyıllarca devam eden vakıf (Zaviye Vakfı) geleneği belki de bu nedenle dağılmalar yaşanmış, zayıflamış ve günümüze intikal edememiştir. Ancak orada yetişenler o halkada yer alanlar halen anılmaktadır. Cümlesine Allah rahmet etsin.
Taşova Kaymakamlığı yetkililerine ve yazı İşleri Müdürü Bünyamin ŞAHİN Beye teşekkürler.”
Kaynak Kitap: Ünsal, Mustafa, Taşabâd Erenleri (3)
Saygılarımla,
Murat Dursun TOSUN
Umarız ki aynı kaderi paylaşan Taşova ve Alucra arasında bir dostluk köprüsü oluşur.
—