Dutluk, Yolaçan çıkışı HES yapan şirketin adı Bağkal Enerji Üretim ve Tic.Ltd. Şti.dir. Faaliyetin adı Karayel (24.794MW) gücündedir. Amasya ili Taşova ilçesi Yeşilırmak nehri üzerinde. Karar tarihi 16.03.2009. karar ÇED gerekli değildir. Özellikle ÇED gerekli değildir raporu veren Amasya Çevre İl Müdürlüğü, Devlet Su İşleri İl Müdürlüğü vb. Çevre İl Müdürü de Taşovalı’dır. İşte görüyorsunuz ihanetin halkaları bir bir ortaya çıkıyor.
ÇED gerekli değildir raporu verilirken bu vadi değerlendirildi mi? Bitki örtüsü tarımsal faaliyetlerin boyutu nedir? Bu yörede yaşayan insanların yaşamlarını belirleyen ürünlerin üretimi ve ürün çeşitliliği nedir? Sucul canlıların yaşamlarını sürdürecek bir biçimde suyun bırakılmadığı aşikâr. Çünkü Amasya’dan Umutlu’ya kadar su kanaldan kanala geçecek. O türbinden o türbine gidecek ve suyu da topraktan koparacaksınız. Topraktan kopan su sudan başka her şeye benzer. Canlı yaşar mı o suyun içinde?
Değirmenli’deki panelde bilim adamı şu örneği verdi: Bir insanı düşünün. Yemek borusunu ta çıkışa kadar plastikten yapalım. Böyle bir biçimde insan yaşar mı? Aldığı gıdaların bünyeye hiç faydası olmadan dışarı çıkacak. Vücut gıdasını alamayınca o insan ölür. HES’leri de böyle düşünün. Topraktan suyu kopardığınız zaman toprak ölür, çünkü toprağa can veren sudur. Gıdasını sudan- suda gıdasını topraktan alır. Toprağın nemini korur. Tüm canlıların yaşamını belirleyen su ve topraktır. Bunların birini diğerinden ayırdığınızda canlı yaşamı olmaz.
Taşova’nın ortasından ırmak geçmeyecek diyoruz. Bırakacakları can suyu ki bunun adı can suyu, o suda da canlının yaşayıp yaşamayacağı kuşkuludur. Sermaye büyüttüğü ağacın gölgesini satamaz ise o ağacı keser. Böyle değerlendirdiğimizde elektrik ihtiyacımızı karşılanacak elektrikte bağımlı olmayacağız gibi söylevler öne çıkıyor. Durucasu’yun oraya yapılan HES kimin biliyor musunuz? %90nı ABD’li bir şirketindir. HES’lerle bağımlılıktan kurtuluyoruz diyenler bunu sorgulasın. Hasan Uğurlu barajı % kaç kapasiteyle çalışıyor bunu biliyor musunuz? %40 kapasiteyle çalışıyor. Bu oranı yükseltmek HES’lerin yapılmaması için daha iyi değil midir?
Ayrıca Taşova da bir takım seçilmişlere bakıyorum da umarsız, ne için seçildiklerini bilmeyen, seçim sloganlarında Taşova sevdalısından al ki tekelin özelleştirilme dönemlerinde başına Tek- Gıda- İş şapkasını takıp özelleştirmeye karşıyım mesajı vermek isteyenleri de bugün görüyoruz. Şimdi belediye başkanı… O zaman özelleştirmeye karşıydın, peki bugün suyun özelleştirilmesine karşı gelebiliyor musun? Tabi ki yürek ister. O yürekte sizde yok başkan… Hele de üç tane seçilmiş üç genel meclis üyesi var. Acaba bunlar meclis toplantılarında HES’lerle ilgili alınacak kararlarda karşı oyu kullanabilecek yürekleri var mı? Amasya’dan Taşova’ya kadar olan HES’lerin o vadiyi ne hale getirdiklerini Amasya’ya toplantıya giderken o beton yığınlarını, suyun kanala alınmasını gördüklerinde içleri yanmıyor mu? Dutluk’un oraya yapılacak HES yapılırsa kanalizasyonu – arıtmaya dönüştürebilecek bir projeniz var mı? Balıkları bıraktık, suda ki tüm canlıların ve sudan yararlananların sizin için hiç önemi yok mu? Bunlar yapılırsa hastalıkların yaygınlaşacağını hep beraber ileride göreceğiz. Sivil toplum örgütü olarak var olanlar HES’lerden kaynaklı vadideki insansızlaştırma ve Taşova’nın Kaymakamlı köy olması sizi ilgilendirmiyor mu?
Gökyüzü ağlamazsa, yeryüzü gülmez. İklim koşullarının değiştiği şu günlerde suya erişimde zorluklar yaşanacak. Bu değişim sürecine birde HES’leri ekleyin. Ne olur biliyor musunuz? Küresel iklim değişikliklerinden en az etkilenen bölgemiz bu sefer HES’lerden kaynaklı suyun 49 yıllığına kullanım hakkıyla birlikte yani bu bölgeyi, bu vadiyi yaşanılmayacak bir biçime dönüştüren bu projelere HAYIR demek gerekmez mi?
Doğanın katline yaşam alanlarımıza suyumuza, toprağımıza kapitalizmin neoliberal politikalarına karşı güzel bir dünya için… HES’lere HAYIR…
