Değerli okuyucular;
Makalenin başlığı size belki ilginç gelebilir. Neden kelimeyi ayırdığımı merak ediyor olabilirsiniz. Yazımın bütününde bunu size açıklamaya çalışacağım.
Bu sütunlarda çoğu zaman yazılarımı okudunuz. Kiminiz olumlu, kiminiz ise olumsuz tepkiler verdiniz. Tepkiler bir yana çevre sorununa kilitlenmem çevreyle ilgili detaylı araştırmalarım uzun bir zaman aldı. Çoğu zaman Türkiye de yapılan çevre sorunlarıyla ilgili toplantılara katıldım. Ankara da TMMOB düzenlediği çevre ile ilgili panele katıldım. Birçok insanla birlikte çevre sorunları ile ilgili bilgiler aldım ve yerel’in sorunlarıyla ilgili düşüncelerimi de onlarla paylaştım. Ardından İstanbul YTÜ( İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi ) de suyun ticarileştirilmesi paneline katılıp, yerlin sorunlarıyla suyun metalaşması, alınıp satılmasını hem anlattık hem dinledik. Bu bilgilerden sonra, umutlu da ardından Erbaa değirmenli beldesinde geniş kapsamlı paneller düzenledik. Panellerimizde HES lerin zararları, bu verimli topraklarda Hes’ler den kaynaklı tarım üretiminin yapılamayacağı, doğaya bitki örtüsüne, tüm canlılara zararlarının olacağı bilim adamlarınca anlatılmıştır.
Türkiye de ilk defa bir belgesel kitabın hazırlanması ile ilgili konuda vadimiz gezdirilmiş insanlarla röportaj yapılması sağlanmıştı. Türkiye deki tüm Hes lerle ilgili bir kirap hazırlanmıştır. Kitabın ismi “ Dereler ve İsyanlar “ dır. Başka bir çalışma olarak Türkiye de ki çevre sorunlarını HES leri yerinde çekim yaparak bir belgesel daha hazırlandı. CD ler olarak “ Sudaki Suretler” Yeşilırmak vadisine yapılan HES lerle ilgili vadiye vereceği zararları bilim adamları tüm verileri sunarak açıklama yaptılar. Bu CD leri ulaştırabildiğimiz her yere kitaplarla birlikte ulaştırdık. Tabiî ki okudularsa. Yukarı dağlara Yaprak 1 olarak yapılan Şeyhli – Alçak bel – Kaval oluğu köyleri kullanılmıştır. Yaprak 2 Sofu alan – Yeşil tepe – Karlık köyleri kullanılmıştır. Burada yapılan HES leri hiç gördünüz mü?. Görseniz içiniz yanar. O küçük çay üzerine yapılan 2 adet HES in o dereleri ve o ormanları kırdıklarını yaban hayatı öldürdüklerini hiç düşündünüz mü? Oradaki çaydaki yaşayan o güzelim balık türlerini ( Göğdere ) öldürüp yok edildiğini duydunuz mu? Belki sizin için önemli olmayabilir, ama her canlı türünün yok olması demek sana yaklaşan ölümün habercisidir.
HES lerin ortaya çıkışına neden olan küresel koşulların nedenlerini, iktidarın buna yönelmesindeki amaçlar ne olur araştırın. Elektrik üretimi yapılamayacak derecede su akmayan derelere HES ler yapılıyor. Doğanın insanlığa sunduğu bu dereleri, ırmakları sermayenin hizmetine sunmak için tüm kurumlar yarış halinde. Suyun olduğu vadinin doğaya orada yaşayan canlılara faydalarını hiç düşünmeden Ankara dan satılıyor. Ormanları yarış halinde kırıyorlar sizlerin canı yanmıyor mu? Bilimsel bir vurgu vardır. Toprak, su, Canlılar bu üçü arasında organik bir bağ vardır. Bunlardan biri diğerlerinden koparsa kıyamet kopar. Örneğin suyu topraktan koparırsanız toprak ölür insanlığa hizmet sunamaz. Çünkü toprak kendi nemini koruyamaz, koruyamayınca tüm canlılar ölür. Bir dekar sürülebilir toprakta 2 ton canlı vardır. Irmaklarla derelerin yeraltı sularıyla sirkülâsyonu vardır. Bu yeraltı sularının ırmaklarla temasını suyu beton içine alınmasıyla keserseniz işte o zaman kuraklık ve toprakta tuzlanma başlar. O toprakta da yaşam olmaz. Şimdi yeni ortaya çıktı bizler defalarca söyleyip anlatmamıza rağmen bu yeni ortaya çıkan HES in nereye yapılacağını gizlediler. Karabük ve ılıca dan sonra suyun beton içine alınarak Dutluk köyünün ordan alınarak Güvendik köyünün Herizdağı delinerek ırmak tünele alınıp yol açan köyünün oradan çıkarılacak. Taşovanın ortasından ırmak artık geçmeyecek. Onun için Taşova kelimesinin ova hecesini atalım. Taş olsun adı.
Can suyu bırakacaklarını söylüyorlar? Bunun adı can suyu. Balıkları bile öldürecekler sizlere soruyorum? Bu can suyunun içinde balıklar yaşarmı ? Suyun topraktan aldığı mikroorganizmalar komple ölüyor. Beton içine alınan suda da balıklar yaşam sürdüremeyeceği için balık nesli de ölüme terk edilmiş olacak.
DEVAM EDECEK