Ahmet Günaydın
Her iki Kale’de Taşova’ya 16 kilometre uzaklıkta. İlçemizin doğusunda Tarihi M. Ö. 300 yıllarına dayanan yaklaşık 2060 yıl önce Rum Pontus Kralı 6. Mitridates tarafından yaptırılan Boğazkesen Köprüsü ve Definecilerin rüyalarını süsleyen Boğazkesen Kalesi ise tüm haşmeti ve sırlarıyla ve de Evliya Çelebi’nin mümbit topraklar diye adlandırdığı gerçekten son derece verimli arazilere sahip yöre için Amasyalı Tarihçi Strabon da övgüyle bahsetmiş. Erbaalılar yöreye Kaleboğazı diyor.
İlçe merkezimizin tarihi çok eskiye dayanmıyorsa da çevremizde kadim medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir çok tarihi yörelerimiz var. İşte bunlardan bir diğeri yine ilçemize 16 kilometre uzaklıkta kuzeyimizde Çalkaya köyündeki Hüvelen kalesi olarak bilinen Felenbel Kalesi.
Felenbel Kalesinde ne zaman yapıldığı bilinmeyen kartal figüründe kartalın uzunluğu yaklaşık beş metre. Kaya mezarının pencere kısmının hemen altında yer alan kartal figürü bu kalenin bir komutan mezarı olduğunu simgeliyor olup, Kartal figürünün çoğunlukla Roma döneminde asker mezarlarını simgelediği biliniyor.
Köylülerin anlatımı ile Felenbel (Hüvelen) kalesinin bilgilerini ihtiva eden tablet (kitabe)’nin yaklaşık 60 yıl önce Amerika veya İngiliz turistler tarafından çalındığı iddia ediliyor. Kalenin kenarlarında bulunan oklar halen Amasya Müzesinde sergilenmektedir.
Köye 1 kilometre uzaklıktaki Kalenin tepesinin denizden yüksekliği yaklaşık 950 metre civarında ve büyükçe bir düzlükten oluşuyor. Zamanla aşınmalar ve özellikle 1939-1944 yılları arasında meydana gelen depremlerde büyük hasarlar görmüş. Kalenin yıkılan sütun ve taşları yok. Definecilerin yıllar yılı içinde uhde kalan bu kaleye girmek son derece zor. Güney kesimindeki kapısından girmek dağcılara mahsus bir beceri olsa da, 1960’lı yıllarda 2 ayrı şahısın kalenin zirvesinden halatlarla bu zorlu mücadeleyi başardığı biliniyor. Belki bilmediklerimiz de olabilir. Kalenin üzerinde ve yanlarında bulunan odalar zamanla taş ve molozlarla dolduğu için kullanılmaz durumda. Kale odalarında dönem dönem o zamanki krallık ve beyliklerin kıymetli eşya ve paralarını muhafaza ettikleri biliniyor. Kalenin, 50 askerle, yüzlerce askere karşı günlerce mücadele edecek stratejik bir konumu var. Güney cephedeki kale kapısından girildiğinde bir çok odanın bulunduğu ve bir zamanlar zindan olarak kullanıldığı biliniyor.
Kalenin kuzey kısmında köy fırını tabir edilen ekmek fırınları yıkılmış. Yakın zamana kadar kartallara yuva olan kalenin tepesindeki yuvalarda artık kartallar yok. Bölgedeki kartal nesli bitmiş. Kale ve çevresi yine de şahin, baykuş ve çeşitli kuş türlerine ev sahipliği yapıyor.
Aslında bu köprü M. Ö. yaklaşık 40 yılında Rum Pontus Kralı 6. Mitridates döneminde Amasya ile Niksar’ı birbirine bağlamak amacıyla yaptırılmış ve 1983 yılına kadar kadar geçit vermiştir. Köprü kullanılmaz hale gelince 1984 yılında Amasya Köy Hizmetleri Müdürü Hasan Yeşilova’nın himmetleriyle çelik konstrüksiyon köprü yapılmıştır.
Çok güzel bir coğrafyada bulunan Taşovamız bunu hak etmiyor.