Gönül dostlarımız. Festival havasında bir yaz mevsimi geçiriyoruz. Yaylalarımız şenlendi, köy ve kasabalarımız şenlendi. Yaz aylarının bu sıcak günlerinde içimiz şenlik için büyük şehirlerimiz ve yurt dışından gelen eş-dost ve akrabalarımızla içimiz daha da ısındı. Belki yıllardır göremediğimiz dostlarımızı bu vesile ile görüp, hasret gideriyoruz. Onun için bir yıl sonra buluşmayı iple çekiyoruz.
İlçemizde sosyal faaliyetler bir iki dal haricinde pek olmaz. Bu insanımızın sosyal faaliyetten uzak yaşama isteğinden kaynaklanmıyor. Sosyal etkinlik yapılamadığı içindir. Zaman zaman göçlerden şikayet ederiz. Festivalleri genelde il dışındaki derneklerimiz organize etmeye çalışıyorlar. Bu da ayrı bir gurur kaynağımız oluyor. Bu gün gurbetten sılaya ayrı bir köprü kurulabiliyorsa sebebi yine gurbetteki derneklerimiz sayesinde oluyor. Taşova ve Amasya’da ayrıca İstanbul ağırlıklı dernek ve yönetici arkadaşlara sınırsız teşekkürlerimizi sunuyoruz. Toplum olarak sosyal faaliyetleri seven, onu destekleyen bir bölgede yaşıyoruz. Mesela devlet tiyatroları örgütlense, Taşova’da sahnesi olsa tiyatroya gitmememiz, tiyatroyu sevmememiz mümkün mü? Taşova’yı bırakın daha illerimizin tümünde bile sahnesi yok. Yanımızdaki potansiyele bakalım. Taşova Belediyemizin ekonomik durumu fena değil. Bir halk tiyatrosu kurulabilir. Bırakın dışarıdan aramayı, kendi personelinden bile en güzel tiyatro gurubunu çıkaracağını biliyorum, veya konservatuar kurulabilir, Türk Müziği fasıl gurubu oluşturabilir. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Hiç olmazsa akşamları sosyal aktivitesi olan bir ilçe oluruz. Yoksa kimse akşam yediden sonra evine kapanıp miskin miskin uyuklamayı istemez. Hiç olmazsa bu isteğimizi şimdilik derneklerimizin yaptığı etkinliklerle gidermeye çalışıyoruz. İnsanlara lazım olan, alması gereken gıdalar kadar sosyal yaşamda gerekli diyoruz.
Geçen hafta Taşova’mızın bir mahallesinde Mahalleli Buluşuyor diye bir etkinlik yapıldı. O mahallede çocukluğu geçen arkadaşlarımızın geçmişteki yaşamlarının bir kesitini tekrar yaşama şansını buldular. Hepimizin çocukluk hayatının geçtiği yerlerde bir sürü hatıramız vardır. Ama yapamıyor, bir araya gelemiyoruz. Bu etkinlikleri yapmak öyle kolay değil, emek ister, mücadele ister. Zaman harcamak gerekir. Ayrıca maddi yönden ayrı bir sıkıntıdır. Şair şöyle der; “Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül muhabbet ister kahve bahane” Neden yapılıyor bu etkinlikler dendiğinde cevabını bu iki satır anlatıyor olsa gerek. Gaye dostları görmek, gaye uzaklardaki değişimleri dostlardan öğrenip, dinleyip uygulamaya koymak. En önemlisi değişimlerle beraber değişmek, yaşam standartlarımızın yükseltilmesine yardımcı olmak. Yoksa yiyip içip yan gelip yatmak değil. Bu gün Mahalleli Buluşur, yarın Taşovalı buluşur. Önemli olan bu etkinliği büyüterek genişlemesine yardımcı olmaktır. Ben Zuday’da ikamet eden birisi olarak Taşova aşığı kardeşiniz sizlerin bu etkinliğini yürekten destekliyor, ozanın; “Gelmesek de gitmesek de o köy bizim köyümüzdür” dediği gibi, o gün orada olmasak bile gönlümüz daima sizinle birlikte olacaktır. Toplumda şöyle bir anlayış var; bir etkinlik yapılacağı zaman kişi karşıdan seyreder, katkısı olmadığı halde en fazla eleştiriyi yapar. Bu bizim azim ve kararlılığımızı kırmamalı. Mahalleli Buluşuyor şenliğini aynı yerde Taşovalı Buluşuyor olarak daha geniş katılımla devam etmesini yürekten arzu ediyor, emeği geçen tüm dostları, tüm Taşova, köy ve kasabalarımızı festival havasına bürünmesine vesile olanları ayakta alkışlıyoruz.
Piknik yerlerimizde semaver dumanlarının yükseldiğini görünce ahenk ve mutluluğumuz bir başka oluyor. Umarım bu faaliyetler genişleyerek, hiç olmazsa yılın içinde bir kaç defa yapılır, dostları daha sık ve yakından görürüz. Bizler sosyal faaliyetleri her zaman destekleyen fert olarak aşırı savurganlık, aşırı harcama ve külfetten mümkün olduğunca kaçınmaya gayret gösteren dernek başkanlarımız ve yardımcılarına yürekten teşekkürlerimizi bir borç biliyoruz.
Sloganımız şu olmalı: İsraf ve savurganlığa hayır, festivallere devam.