Sımsıcak bir mahalle, sevgi dolu sokaklar, huzurlu bahçeli evler ve çocukluğun tadı, mutlu günlerin özlemle anılışı;
Nerdesin
Benim
Kardan beyaz
Pamuktan ak
Sudan berrak çocukluğum.
Kent sokakları binaları ve tarihiyle gerçek bir kenttir. Burada yaşayanların en büyük korkusu kaybedilen mekanlarla birlikte anılarını da kaybetmek olmuştur. Adına kentsel dönüşüm dedik sadece ağaçları değil, tüm anıları da betona gömdük. Sokaklarda çocuk sesine hasret kaldık. Artık sokaklarımız çocuk sesleriyle yankılanmıyor. Şimdilerde yapılan kimliksiz ve hafızasız kentler oluşturmak…
Şairlere sokaklarımızı gezdiren saik eskiye özlemi yansıtan, mahallemizin sokağımızın kentimizin özgünlüğünün yitirilişinden duyulan kaygı değil de nedir? Mekansal dönüşümün yıkıcılığının somut boyutlarını hatırlatan, uyarı mahiyetinde tarihe düşülen bir nottur şairlerin sokak şiirleri ve de sokak gezmeleri…
Sosyal hayatımızda meydana gelen değişimle yaşadığımız şehrin gündelik yaşamından çok şeylerin eksildiğinin farkındayız. Bu sebeple şairler, yazarlar sokak gezen şiirler yazıyorlar, sokaklardan söz eden incelemeler ve gözlemlerde bulunuyorlar.
Kimi şairler kendi yalnızlıklarını, iç sıkıntılarını sosyal yaşamın merkezi olan eski yerleşim yerlerinde avarelik ederek gidermeye çalışıyorlar.
Atilla İlhan’ın sokakların avutmadığı yalnızlıklar konusunda çok şiiri vardır. Necip Fazıl ‘Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında’ derken yalnızlığı işaret eder. Bazı şairler için hüzün kaynağı olan sokaklar bazıları için de yaşama sevincini ifade eder. Orhan Veli kendini deli eden ‘O güzel havalarda evkaftaki memuriyetinden istifa edip’ kendini sokaklara salmıştır. Cahit Külebi ‘Karanlık bir kış günü akşam üstü /Bırak kendini sokaklara’ diyerek sıkıntısının şifasını sokaklarda aramıştır. Sosyal yaşamın paylaşıldığı sokaklar, yalnızlıkta kurtulmanın mekanı olmuştur hep şairlerimiz için…
İstanbul Ankara ve daha nice tarihi kentlerimizin şiirlere adını vermiş sokak adlarından yola çıkılarak o kentin bir haritasını çıkarmak, o eski sokak adları sadece sokaklar da değil yokuşlar, çıkmazların da birbirinden güzel isimlerinin eklenmesi ile kentlerin ve edebiyatın hafızasına ne güzellikler eklenmiş olur çıkmazlar, yokuşlar, sokaklar sadece bir adresi tarif etmezler, o kentin ruhunu da yansıtırlar.
Ne hazindir ki yıllar boyu aynı isimle anılan nice sokağımızın eski adı bir çırpıda silinip yerine Prof. Dr. Feşmekan sokağı olarak değiştirilmiş. Elbette unvan almış ilim adamları unutulmamalı, unutturulmamalıdır. Uygar ülkeler bu gibi değerlerini doğup büyüdüğü evlerin yaşadığı binanın cephesine bir plaket yerleştirerek bir anma ve yaşatma görevini yerine getiriyorlar. Bir kentin sokaklarının hafızası bu kadar kolay silinmemelidir.
İstanbul’un sokak adları konusunda duyarlılık gösteren, kentin hafızasındaki işaret ve şiir kayıplarına hayıflanan Cevat Çapan’ın bir şiirini burada anmalıyız;
‘Biz Mücadele Çıkmazı’nda otururken/Ne güzel sokak adları vardı Cihangir’de/Tavuk uçmaz, Sorma gir, Pürtelaş, Arslan yatağı’
Evet isimleriyle müsemma sokaklarımız nice adı konulmamış hikayenin sahipleridirler. Her değişen belediye yönetiminin kurbanı olmuş, tabelasından öz adları silinmiş sokaklarımıza şimdi şairlerimiz sahip çıkıyorlar.
İşte değerli eğitimci şair yazar, Taşova’da 10 yılı aşkın bir süre İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yapan, yurdun değişik yörelerinden gelen şairlerin katıldığı, ilçemize şiiri sevdiren etkinlikler tertip ederek ilçemizin tanıtımına katkıda bulunan sevgili Ali Rıza Atasoy Hocam son bir yıldır eski Ankara semtlerinde sürmekte olduğu sokak gezileriyle eski şehri hissederek geziyor ve eski şehrin söylediklerini bize anlatıyor.
Ali Rıza Atasoy Hocam, ‘SAKLI SOKAKLARDA ANKARA’ başlığıyla eski Ankara semtlerinde yapmış olduğu gezilerde sokakları ilgiyle izlemiş, fotoğraflar çekmiş, eski şehrin sokaklarında azadeler gibi dolaşmayı rutin bir yaşam biçimine dönüştürmüş, gözlemlerini anlatmış. Dönüşüm çalışmaları devam eden semtlerde insanların nice hatıralarının saklı olduğu evlerinin her gün gelip geçtikleri sokaklarının birbir gözlerinin önünden kaybolup gitmesinin hüznünü acısını anlatmış satırlarında…
Sokaktaki gözlemleri sırasında sokak sakinleriyle yapılan sıcak sohbetler, sokak aralarında sokak çocuklarıyla bir eğitimci gözü ve gönlüyle yapılan içten konuşmalar gezi notlarına tat vermiş.
Eski okullar, Eski Hastaneler, Ulucanlar Cezaevi ve orada yatan ünlüler, idam edilenlerin acı hatıraları, Camiiler, Türbeler, Mezarlıklar, Çeşmeler ve eski konaklar gibi ilginç sokak isimlerinin araştırıldığı isimlerin nereden geldiği niçin bu ad verildiği gibi eskiye özlemi yansıtan yazanın, yazılanın içinde dolaştığı edebiyatın güzellikler sokağında kayıt altına alınmış, hayata ve zamana kazandırılmış inceleme ve gözlemlerini anlatan bu tatlı uğraşın kitaplaştırılması tarihe bırakılan değerli bir belge olacaktır.
Sokak gezilerinin fitilini ateşleyen yazı olarak değerlendirdiği ‘ESKİYE BAĞLIYIZ’ yazıma yaptığı övgüler için Ali Rıza Hocama Teşekkürlerimi sunuyor ‘SAKLI SOKAKLARDA ANKARA’ notlarının bir an önce kitaplaştırılmasını diliyorum…
NOT:
Siyah akar Zonguldak’ın deresi/Yüz karası değil, kömür karası/Böyle kazanılır ekmek parası. Orhan Veli Kanık
‘Güneşi görmek için karanlığı kazıyoruz’ Satırları madencinin yazgısını anlatıyor.
14 Ekim 2022 günü Bartın’daki kömür ocağında 41 maden işçisi vatandaşımızı grizu patlaması nedeniyle yitirdik. Mekanları cennet olsun. Milletimizin başı sağ olsun…