Amasya İtimat

ÖYLE BİR GEÇER Kİ ZAMAN…

0
1614

1985-1993 yılları arası matbaamızda mürettip olarak çalışan ve yaklaşık 20 yıl boyunca da gazetemizin Sorumlu Müdürlüğünü yapan biz de çok büyük emeği olan Fatih Mehmet Külekçioğlu, evladı Tayyar Külekçioğlu ile birlikte 25 Temmuz 2024 Perşembe günü ikamet ettiği Tokat’tan gelerek ilçemizi ziyaret etti.

Taşova’mızın kuruluşunda aslen Tokat-Artovalı Nüfus Baş Memuru olarak görev yapan merhum Tayyar Külekçioğlu’nun oğlu Fatih kardeşimiz doğup büyüdüğü ilçemizi bir türlü unutamıyor.

Ziyaretinde eski komşularını, arkadaşlarını babasının medfun olduğu Yemişen mezarlığını  da ziyaret  eden Külekçioğlu, Atatürk Bulvarı Jandarma Karakolu karşısındaki eski evlerinin önü, babasının görev yaptığı akıbeti meçhul Hükümet Konağı, yine akıbeti meçhul eğitim gördüğü eski Taşova Lisesi binası ve ilkokulu bitirdiği Yeşilırmak ilkokulu binası önünde fotoğraf çektirerek anılarını tazeledi.

Şimdi sözü Fatih Külekçioğlu’na bırakıyoruz:

Bugün itibâri ile (25 Temmuz 2024 Perşembe) oğlum Tayyar ile günü birlik Taşova ziyâretimiz oldu. Önce pazar yerini gezdik, bir iki katkımız olsun birşeyler alalım dedik baktık ki fiyatlar pahalı almaktan vazgeçtik. Önceden Şeref, sonradan babaları Enver âbi, matbaadan arkadaşlığımız olan Mustafa Selçuk’u evinde ziyaret ettik. Muhterem anneleri ile sohbet edip, mezarlık ziyareti sonrası Ayşe Yılmaz (balıkçıoğlu) teyzenin sağlığından dolayı görüşemesek de evinin önünde bir hâtıra fotoğrafı çekindik. Matbaacı, iş arkadaşı, bana kapılarını açıp iş imkânı sunan Ahmet Günaydın’la buluşup yemek sonrası paramız Taşova’ya nâsip olmayacak derken berber Metin Yüksel aklımıza geldi, uğrayıp hasret giderip traşımızı olduk.

”Babamın bulunduğu fotoğrafta târih yazmıyor ama 1960 sonları veya 70’li yılların başı olsa gerek. Emekli olduktan sonra evin köşesine bu dükkânı yaptırıyor, Elektrik direkleri yeni gelmiş yerine dikilecek, sâde bir dükkân. O zamanlar şimdiki gibi çeşit çeşit ürünler yok. Bu dükkân bile dolmuyor, teneke kutularda satılan bisküvilerden, kent sakızından, gofret, fişekte çekirdek, paket kutuda çay, tuz, sigara vs. Şimdiki gibi servis Arabaları yoktu. Çuvalı kapar Tekel binasına gider beşer onar paket öyle koli kolide değildi alırdık,. Diğer malzemeleri de Minibüsle gider Amasya’da toptancıdan temin ederdik. Şimdi bolluk içerisindeyiz ama gözümüz doymuyor, şükür nedir bilmiyoruz. İşler fazla gitmedi. Ara sıra da olsa dükkânı kiraya verdik. Rahmetli Nazım Tokdil, rahmetli Fikri Çetin (Mucar) ve Hanefi Yılmaz Özen akılda kalanı. Ve sonrasında çoğu insan gibi bizlerde doğduğumuz yerleri terk etmek zorunda kaldık. Eskiye özlem bitmiyor. İyi ki o yılları yaşamışım.”

52 YIL SONRA AYNI YERDE
”Evet 52 yıl sonra Yeşilırmak İlkokulunun önünde aynı yerindeyim. Fotoğraftaki bâzı arkadaşlarımı hatırlamakta tereddütte kaldığım için Adnan Yıldırım arkadaşımdan yardım istedim. Bazı arkadaşların soyadları hatırlanamadı onlardan özür dileriz. Sınıfımız; Yüksel, Neşe Nuhoğlu, Hanife Bozkurt, Hayriye Dinçel, Fatoş, Medine Korkmaz, Kadriye Kara, Seyhan Akın, Sâmi Serçe, Sâlih Bozkurt (merhum), Aysun Bayrak, Nevin Armağan, Fahrettin, Ahmet Tokdil, hizmetli merhum Ali Özübek âbi, Hasan Uysal, Sinan, Hasan Çengel, Özcan Kaya, Şeref Selçuk, Zeki Güngör, İsmail, Kısmet-Zeki Serçe, Ahmet Torun, Sadullah Birinci (merhum), Beytullah Sağıral, Kadir, Mustafa Gürel, Hasan, Adnan Yıldırım ve ben, Bahattin Kara resimde var mı onu çıkaramadım. Müdürümüz Ahmet Akça, Fehmi Uzun, Celal Karakaya.
İnşaallah çok arkadaşla görüştüğünü söyleyen Adnan Yıldırım ile tekrardan aynı yerde 1971 yılı 5. sınıfı buluşuyor adı altında tekrardan bir arada olmak en büyük temennim.”ŞEHİR MÜZESİNE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR
Yıllara meydan okuyan hükümet konağı, babamın da nüfus memuru olarak görev yaptığı yer. Zamanında yanlarında şap dökülmüş kaymaya elverişli korkuluk vardı arkadaşlarda kaymaya gelirdik. Sonradan tâdilatla kaldırılıp yerine profil eklendi. Boşaltıldıktan sonra binanın alt kısımlarında sıvalarda dökülmeler başlamış, bahçe mükemmel. Lisemiz zamanında yapıldığında eskisinden buraya sıraların taşınmasında katkımız olmuştu. O da onarımdan geçmesine rağmen çürük raporu verilerek yıkılmak için gün sayıyor. Bahçesi betona dönmüş, araba parkına dönüşmüş. Bu iki binanın şehir müzesine dönüştürülmesi benim nâcizâne fikrim. Bir çoğumuzun hâtırası var burada. Ve evimizden kalan tek hâtıra demir kapı. Kaç kere girip çıktık âilece. Konu komşuyu, hısımı, akrabayı bu kapıdan buyur ettik. O da tek başına yıllara meydan okuyor. Taşova’da doğup büyüdüysen sık sık ziyâret edeceksin. Sokağını, mahalleni, komşunu, arkadaşlarını, mezarlığı. Şayet yapmıyorsan kusura bakma arkadaş sen o zaman Taşovalı değilsin.

Yorum Ekle