10 Kasım 1983 günü hayatını kaybeden merhum Osman Yüksel Serdengeçti’yi vefatının 36. yıldönümünde yıllar önce yazdığı yazısı ile rahmet ve özlem ile anıyoruz.
ASLAN MEHMETÇİK
Sen benim baş yazım, alın yazım, baş tacımsın!… Bu sefer seni daha yakından tanıdım, seninle yattım, seninle kalktım…Mektuplarını okudum; gözlerinin içine baktım! Senin tasan benim tasam, senin kederin benim kederim, senin kaderin benim kaderim oldu!..
Seni bir türlü değil, bin türlü sevdim…
Anam gibi, kardeşim gibi vatanım toprağım gibi sevdim.
Ne çare sana doyamadan ayrıldım.
Sana hiç doyulur mu ?
Benim sessiz, sedasız, sabırlı Mehmedim,
Varlığımızın esası sensin,
Dirliğimiz birliğimiz sensin,
Şerefimiz, şanımız sensin.
Sen olmasaydın, sen olmasaydın biz olur muyduk ?
Sen ölmeseydin biz kalır mıydık ?
Şu alev alev yanan ocaklar, şu dalga dalga sancaklar, şu insanlar, şu köyler, şu kentler bucaklar seni anar, seni tanır, seni söylerler…
Fakat sen hep susarsın.. ölürsün, gülmezsin.. gidersin, gelmezsin…
Sual sormazsın…
Senin kahramanlığını, senin türkünü bile başkaları söyler…
” Bura yemendir,
Yolu çemendir
Giden gelmiyor
Acap nedendir ? ”
Nedendir bilinmez, gidilir gelinmez, verilir alınmaz. Bu hal böyledir Mehmedim.
Sen göklerin direği, sen gönlümüzün, cümlemizin dileği, sen Türkün bükülmez bileğisin.
Dün Yemen’de idin bugün Kore’de
Sen tarihini meydanlarda yazan, sen göklerde, gönüllerde gezen, talihini meydanlarda deneyen ersin…
Allah için, vatan için her zaman, her daim seferbersin..
Çanakkale’de 7 iklime, 70 millete, 700 yıllık korkunç bir medeniyetin bütün imkanlarına karşı koyan sensin…
Sen, tepelerinden ahiret ve mahşerlerin göründüğü Allahu ekber dağlarından kendi mukadderatını gördün.
Peygamberlerin Tanrılarından nida bekledikleri uçsuz bucaksız çöllerde, Sina çöllerinde savaşlar verdin.
Tarih sana hayran, cihan sana hayran, cümlemiz sana hayran. Sen cengi düğün, ölümü bayram bilirsin..
Düğün mü var ? Bayram mı var ? Vatanın mı dar ? Nereye gidiyorsun nereye ?
– Kore’ye…
Bir bahar günü, hayatının baharında, çok çok uzaklara gidiyorsun.
Sarı yüzlü, çekik gözlü insanlar diyarına..
Doymadan baharına.. Gidiyorsun..
Benim garip, benim dertli, benim mahzun Mehmedim..
Gittin.. Kore’yi de bizim için bir vatan ettin. Tıpkı anavatan gibi, Anadolu gibi.
Çünkü orada sen varsın.
Çünkü Kore topraklarında senin kanın var.
Senin bastığın her yer vatandır bize, Mehmedim.
Düşmanı sen getirdin dize, Mehmedim.
Bu bahar Kore dağlarında, akan sularda damla damla sen varsın.
Esen rüzgarlarında dalga dalga sen varsın.
Açan çiçeklerinde renk renk, al al, yeşil yapraklarında yol yol sen varsın Mehmedim, sen varsın..