ÖLÜM ve ÖTESİ (1)
Hasan APAYDIN
İlahiyatçı-Osmanlıca Uzmanı
”Ölüm güzel Şey odur perde ardından haber
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber”
Necip Fazıl Kısakürek
Türkçe ölüm kelimesinin karşılığı olarak Kur’an-ı Kerim mevt ve vefat kelimelerini kullanır. Mevt kelimesi bedene vefat kelimesi ise ruha nisbet edilir. Ankebut suresi 57. ayette ”külli nefsin zaikatul nefs” yani her nefis ölümü tadacaktır yazılıdır. Ölüm kelimesi diğer canlılar için de kullanılırken, vefat kelimesi sadece insanlar için kullanılır. Çünkü bu kelime içinde uhrevi anlam barındırıyor. Vefat kelimesinin kökeni vefa kelimesidir. Beden ölür, ruh ise vefat eder. Yani ruh gelmiş olduğu ruhlar alemine geri dönmekle vefasını gösterir. ”İnna lillahi ve inna ileyhi raciun” ayeti ise bunun bir başka delilidir.
Zümer suresi 42. ayette: Allah insanların canlarını ölümleri sırasında alır henüz ölmemiş olanları uykusunda alır derken ölümüne hükmettiklerini katında geri tutar geri kalanları ise sonu yasayla belirlenmiş olan bir süre doluncaya kadar geriye salar.” Ayette teveffa kelimesi ruha mevt kelimesi ise bedene içkin tarafını ifade eder. Secde suresi 11. ayette ölüm meleğine yani Azrail’e, enam suresi 61. ayette elçilere nisbet edilir. Bunu şöyle telif edebiliriz. Allah’ın yasalarına göre insanı hayata bağlayan bağların kopması mevt anlamında ölümdür, işte bu an geldiğinde Allah emaneti olan ruhu teveffi ettirmektedir. Ayetteki uykuda tutar zımnen canı bedende tutar ruhu ise serbest bırakır anlamına gelebilir. Hazreti Ali’ye göre bazı rüyalar uykuda serbest bırakılan ruhun seyahati sonunda gördükleridir. Beden ruhun evidir. Uykuda evinde çıkar, uyanma esnasında tekrar gelir. Ölüm ise evin yıkılmasıdır, yeniden yaratılış gerçekleşinceye kadar ruh artık evine dönemez. Allah meleklere görev taksimatı yaptığı zaman Azrail Allah’a Ya Rabbi verdiğin görev baş üstüne ama insanlar beni sevmezler deyince, Allah sen hiç merak etme ben öyle çeşitli sebepler yaratırım ki insanlar seni akıllarına bile getiremezler der ve öyle olur.
Bilirsiniz hikayeler bir varmış bir yokmuş diye başlarlar. Aynen insan hayatı da böyledir. O zaman sorulması gereken soru şudur: bu kısa hayatın amacı nedir? Verebilecek en güzel cevap ise, Allah’ın yüce kudretine itaat etmek ve eşsiz sanat eserlerine şahitlik yapmaktır. böylece Allah bizim şahitliğimizle bize değer verip, şeref bahşettiğini açıklıyor. Kelimeyi şahadet getirip şahit olanlara ne mutlu. Yunus Emre:
Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü oy bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Mısralarındaki söylemezler durumuna düşmeden önce aşk ile eşhedü enla ilahe illallah diyelim ve rabbimizin rızasına erelim. Çünkü dün seninle beraber olan binlerce insanın bugün hayatta olmadığının farkına var ve bunun için Rabbine şükret ve secde et..