M.Ö. (336-254) tarihleri arasında yaşamış olan Kıbrıslı Zenon felsefesinde ilk kez “ödev ve yapılması gereken” kav-ramlarına rastlarız. (1) Bu evrenin Tanrı tarafından konulmuş rasyonel bir düzeni olduğunu, doğada olduğu gibi insanların da düzenli, akılcı, bilgiye, bilime dayalı, erdemli yaşamaya çalışmalarını, kimseye muhtaç olmamak için ödevlerini gerektiği gibi doğru yapmalarını savunmuştur.
Bilgiye, bilgece dostluğa, çalışmaya, erdemliliğe, bireyselliliğe, öğretilerinde çok önem veren Kıbnslı Zenon’ un kurmuş olduğu Stoa felsefe ilkeleri; bin yıldan daha fazla Roma İmparatorluğu döneminde toplum yaşamında ve yönetiminde etkin olmuştur. Bu felsefi düşünce yaklaşık 2050 yıl sonra Alman Filozofu İmmanuel Kant (1724 – 1804 ) ve diğer Alman idealist filozofları tarafından geliştirilmiştir.
Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk’ün dediği gibi ” Tek bir şeye ihtiyacımız vardır, o da çalışkan olmaktır, ” sözü hepimiz için çalışmanın önemini belirten bir öneri belki de uyarıdır.. Aynı şekilde zamanımızda da ülkemizin daha çok kalkınabilmesi, Anayasamızda belirtildiği gibi gerçek anlamda; laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti olabilmemizin temel ilkesi hepimizin; ödevlerini bilen, gerekenleri yapan çalışkan ve varlıklı olmamıza bağlıdır.
Son yıllarda üzerinde çok durulan ve söz edile,n sosyal devlet, başka bir deyişle refah devleti olabilmenin temel koşulu; bireylerin ve toplumun ekonomik zenginliğidir. Yoksul bir ülkenin, sosyal devlet olması mümkün değildir.
Varoluş felsefe akımının kurucularından olan Danimarkalı Filozof Sören Kierkegaard, (1813-1855): İnsan varoluşunun farkında olmalıdır. İnsanlığa çağırışı şudur : “Yaşamını boşuna harcama, günlerini öldürme, uyku içinde geçirme, uyan ve insan ol!” (2 )
Bir toplumda bireyler ne kadar uyanık, çalışkan, varlıklı olursa, insanlar ele muhtaç olmaz, başkalarına da yararlı olurlar. Bireyleri gelişmiş bir ülkede; eğitim, sağlık, ulaştırma, barınma, güvenlik… gibi her türlü hizmetler en iyi şekilde yapılır, refah artar, insanlar arasında sevgi, barış, kardeşlik, yardımlaşma, dayanışma olur ve modern demokrasilerde olması gereken; her bireyin mal ve can güvenliğinin, sosyal güvencesinin olduğu, temel hak ve özgürlüklerinin teminat altına alındığı, olabildiğince çok insanın mutlu yaşadığı toplum düzenine ulaşılabilir.
Her zaman belirttiğim gibi, az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin en büyük sorunu; eğitim ve öğretimdir. Eğitimin de en önemli amacı; her şeyden önce ödev bilincine sahip, sorumluluk duygusu gelişmiş, bilgili, üretken, çalışkan, sağlıklı, adaletli, başkalarının iyiliğini isteyen, başkalarının mutluluğundan huzur duyan, girişimci, birlikte iş yapabilme bilgi, beceri, yetenek ve erdemliliğine sahip, insanlar arasında ayrım yapmayan, hümanist, bireyler yetiştirmek olmalıdır.
1. Batı Felsefe Tarihi, Tuncar Tuğcu, Alesta Yayınları
2. Lise Felsefe Tarihi Emine Yamanlar, Ders Kitapları A.Ş.