2007 yazında emekli olmuş ve Eğitim ordusuna da sessiz bir şekilde veda etmiştim. Bu arada benimle göreve başlayıp, halâ çalışan bir kısım arkadaşlarımın da alay konusu bile olmuştum..
Özellikle, çocukluk arkadaşım, can dostum Adnan Yıldırım : “TAKAUTE (EMEKLİ) AYRILDIN SENİN İŞİN BİTTİ” diyerek beni irdelemesi ise çok gücüme gitmişti.
Adnan’ın benden uzun oluşu, benden önce havalı okul çantasına sahip oluşu,Fenerli oluşu, benden önce potin ayakkabı giyişi çocukluğumdan beri beni hep rahatsız etmişti ya. Bende bu yüzden ondan evvel davranıp emekli olmaya karar verdim. Hiç değilse çocuklukta hep benden önce hareket etmesinin rövanşını almalıydım…
Çocukluğumun hayalini gerçekleştirmiş, emekli olma konusunda acele edip onu bu kez geç-miştim.. şimdi çok mutlu olmuştum.. Ne de olsa rövanşı almıştım… Bu tatlı yarış için; beni tanımayanlar “ne kadar da fesat” diye düşünebilirler… Aslında bunun ben olmadığımı can dostlarımda gayet iyi bilirler..
Geçen gün, bir telefon çaldı. Telefonun ucundaki ses Adnan’dı.. ” Sorma başıma gelenleri ” dedi.
“Hayırdır ! ne oldu?” diye sordum..
“Gülme komşuna gelir başına” demişler . “Ben sana emekli oldun diye gülerken, bende kayınpeder oldum. Benim büyük oğlana (ASIM’a) yüzük taktık” diyor ve bana büyük bir koz daha veriyordu…
Bu koca müdür-koca adamın artık bana söyleyecek sözü kalmamıştı. İkimizde halimize gülmekten konuşamıyorduk….
“Evet , şimdi anladın mı? Adnancığım.. Biz yaşlandık dostum.. Biz yaşlandık artık” diyordum.. bu sözlerim karşılığında o da yaşlandığını kabul-lenmek zorundaydı.
İlk olarak bu duygusunu benle paylaşıyor ve zamanın ne denli hızlı bir şekilde bizi tükettiğinin de farkına varıyorduk… Evet, hayat bizi hem fiziken hem de ruhen çok yıpranmış, saçının telinde beyazı olmayan arkadaşım kalmamıştı…
Bu durumu nasıl değerlendireceğimi düşünürken, bir taraftan da kıs kıs gülüyordum.. “ALLAH TAMAMINA ERDİRİR İNŞALLAH” diyerek, telefonu kapattım..
Hemen bazı dostlarımı arayarak, bu durumu onlara da bildirdim.. Bu durum beni hem sevindirmiş hem de üzüntüye boğmuştu.. Kayınpeder olması ve yaşlandığını kabullenmesi tamam da, diğer taraftan adam bizi yine yarı yolda bıraktı… Yani can dostumuz bu alanda da birinciliği yakalamış oldu.
Benle emekli olduktan sonra dalga geçen ve arabanın arkasına ne vakit “O ŞİMDİ EMEKLİ” yazını yazdıracaksın diyen dostların bazıları; bana ADNAN YILDIRIM’ı sorduklarında ise bende: “O ŞİMDİ KAYINPEDER” diyerek, kendimce teselli buluyordum….
Mutluluk ve sağlık sizlerle olsun….