Amasya İtimat

MİLLETİMİZİN PEYGAMBER SEVGİSİ-3

0
129

HASAN APAYDIN-ULUKÖY-2023

Milletimiz her alanda olduğu gibi şiirde de peygamber sevgisini en iyi dile getiren millet olmuştur. Hepimizin yakından tanıdığı ve sevdiği Yunus Emre
Canım kurban olsun senin yoluna
Adı güzel kendi güzel Muhammed diye devam eden mısralarla peygamber sevgisini en iyi şekilde anlatmıştır.
Saray kadınlarından Adile sultan ise
Muhabbetten Muhammed oldu hasıl Muhammedsiz muhabbetden ne hasıl demekle bu konuda duygularını en iyi şekilde anlatmıştır.

Yakın tarihimizin peygamber aşıklarından Ali Ulvi Kurucu ise
Ruhum sana aşık sana hayrandır efendim
Bir ben değil alem sana kurbandır efendim
Ecramı felek levhü kalem mesti nigahın
Medh eyleyen ahlakını Kurandır efendim diyerek duygularını ve realiteyi açıklamıştır.

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy ise
On dört asır evvel yine böyle bir geceydi
Kumdan ayın on dördü gibi bir öksüz çıkıverdi
Lakin o ne hüsrandı ki hissetmedi gözler
Kaç bin senedir hâlbuki bekleşmedelerdi
Dünya neye sahipse onun vergisidir hep
Medyun ona cemiyeti medyun ona ferdi
Medyundur o masuma bütün beşeriyet
Ya Rab bizi mahşerde bu ikrar ile haşret
mısralarıyla peygamber sevgisinin zirvesine çıkmıştır.

Yaman dede olarak bilinen, önceleri Hristiyan olup sonradan Müslüman olan zat ise
Gönül hun oldu şevkinden boyandım ya resulallah
Nasıl bilmem bu hicrana dayandım ya resulallah
Ezel bezminde bir dinmez figandım ya resulallah
Cemalinle ferahnak et ki yandım ya resulallah
Yanan kalbe devasın sen bulunmaz bir şifasın sen
Muazzam bir sehasın sen, dilersen runumasın sen
Habibi kibriyasın sen, Muhammed Mustafasın sen
Cemalinle ferahnak et ki yandım ya resulallah mısralarıyla peygamber aşkını cümle aleme ilan etmiştir.
Divan şairi Fuzuli peygamber sevgisini dile getirmek için su kasidesini yazarken Süleyman Çelebi ise bu sevgisini dile getirmek için hepimizin bildiği peygamberin doğumdan ölümüne hayat hikayesini anlatan mevlidini yazmıştır. Mevlana ise yazdığı bir beyitte kendisini Hz. Muhammedin ayağının tozu olarak gösterir. Meşhur divan şairi Nabinin yaşadığı olayı bilirsiniz. Ama tekrar edeyim. Şair Nabi bir sürre alayıyla hacca giderken aylarca süren at ve deve yolculuğu yapmış ve Medine’ye yaklaştıkları zaman kervandakiler yorgun düşmüş ve dinlenmek için konaklamışlar. Bu konaklamada ayağını Medine istikametine doğru uzatan bir paşayı gördüğü zaman onu şu mısraları söyleyerek uyarmıştır.
Sakın terki edepten kuyı mahbubu Hüdadır bu
Nazargahı ilahi makamı Mustafadır bu
Sonunda kafile sabah ezanı okunurken Medine’ye girer. Mescidi Nebinin minarelerinde sabah ezanından sonra müezzinler Nabi’nin paşaya okuduğu şiiri okurlar. Bunu duyan Nabi ve etrafındakiler şaşırmış bir vaziyette Mescidi Nebeviye gidip müezzinleri bulurlar ve bu durumu sorarlar. Müezzinler derler ki bu gece rüyamızda peygamberimiz bize dedi ki sabah ezanıyla beraber beni çok seven benim adıma şiir yazan Nabi isminde bir şair Medine’ye gelecek . Onu kendi şiiriyle karşılayın dedi ,bizde o sebeple o şiiri okuduk derler.Bunu duyan şair Nabi ve yanındakiler ne diyeceklerini bilemez ve sevinç gözyaşı dökerler.
Milletimizdeki Peygamber sevgisini anlatmakla bitmez en iyisi sözümüze Arif Nihat Asyanın natıyla son verelim.
Gel ey Muhammed bahardır Dudaklar ardında saklı Aminlerimiz vardır Hacdan döner gibi gel Miraçtan iner gibi gel Bekliyoruz yıllardır. Gel ey sevgili en sevgili.

Yorum Ekle