Amasya İtimat

KUL HAKKI ÜZERİNE-2

HASAN APAYDIN –İLAHİYATÇI-PALEOĞRAFYA BİLİM UZMANI

Bazı konular vardır ki devamlı yazılsa, devamlı konuşulsa gereklidir. İşte bu konuların başında kul hakkı gelmektedir. Toplumsal hayatın akışı içinde hepimiz bilerek veya bilmeyerek, doğrudan ya da dolaylı olarak kul hakkına giriyoruz. Devamlı olarak başkalarının hakkına giren birileri kendilerinin hakkına azıcık girildiğinde feveran etmeye başlıyor. Bazıları ise bu konularda kendini sorumsuz zannediyor. Cami hocalarının, öğretmenlerin ve kanaat önderlerinin ısrarla her ortamda bu konuyu işlemeleri gerekiyor. Çünkü bazıları milletin önüne geçmeyi, onların haklarını gasp etmeyi uyanıklık, akıllılık zannediyorlar. Bildiğimiz gibi Allah’ın affetmediği günahların başında kul hakkı geliyor. Bu konu hepimizi ilgilendiriyor. Bilinen bir olaydır ama bilmeyenler için tekrarlayayım. Hz. İsa zamanında bir kadın bir günah yapmış ve yakalanmıştır. Bütün millet ellerine taş alıp Hz İsa’dan gelecek olan “taşı at” komutunu beklemektedirler. Hz. İsa ise millete şöyle seslenmiştir “Bizim şeriatımıza göre ilk taşı hiç günahı olmayan birinin atması gerekiyor. Şimdi ilk taşı hiç günahı olmayan bir arkadaşımız atsın” dediği zaman herkes şöyle kendini bir yoklar ve ilk taşı hiç kimse atamaz. Sonuç olarak hiç kimse masum değildir. O zaman iyi insan kimdir sorusunun cevabı şudur: Az günah yapan ve yaptığı günahtan pişmanlık duyup af dileyip bir daha yapmamaya çalışandır. Zaten Allah’ta bizden melek olmamızı beklememektedir.
Konunun daha iyi anlaşılması için hayatın içinden somut örnekler vermek daha iyidir. Mesela bir işe girerken haksız yere torpille yüzlerce, hatta binlerce insanın önüne geçerek işe giren birisi ömür boyu kul hakkına giriyor demektir. Girdiği işte gerekli görevini yapmayan başka biri de yine bütün milletin hakkına giriyor demektir. Apartmanda, sokakta, mahallede insanları çeşitli şekillerde rahatsız edenlerde yine kul hakkına giriyorlar. Trafikte, hastanede, postanede milletin önüne geçenlerde yine kul hakkına giriyor demektir. Kamu arazisini gasp edenler, imara aykırı inşaat yapanlar, elektrik, su parası ödemeyenler de 85 milyonun hakkına giriyor demektir. Çeşitli kuyruklarda en son gelip en öne geçenler, hileli mal satanlar, yerleri ve çevreyi kirletenler, gürültü kirliliğine sebep olanlar, çeşitli sebeplerle insanları aşağılayanlar da kul hakkına girmektedirler. Bilinçsiz bir şekilde çocuk doğurup onunla ilgilenmeyen, maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamayan, ona iyi bir eğitim veremeyen anne-babalarda kul hakkına giriyor demektir. Anne-babasına, büyüklerine gereken saygı ve hürmeti göstermeyen çocuklarda kul hakkına giriyor demektir. Devletin kendisine verdiği görevi düzgün yapmayan, devletin malını korumayan amir ve memurlarda kul hakkına giriyor demektir. Kendilerine emanet edilen yöneticilik görevini devletin ve milletin lehine yapmayarak millete tepeden bakan bürokratlarda hepimizin hakkına giriyor demektir. Bunlar saymakla bitmez. En iyisi herkes kendine bir baksın, özeleştirisini yapsın ve ona göre yaşasın. Eğer daha dikkatli olursak dünya daha iyi yaşanılabilir hale gelir. Yoksa altta kalanın canı çıkar ve o kişi biz de olabiliriz. Daha iyi bir insan olma dileklerimle.

Yorum Ekle