Fidel’in ölümü, Küba’yı ilk sırasına yazdırdı.
Dünyanın en küçük devletlerinden biri, devrimden önce tam bir bataklıktı. Emperyalizmin merkezine en yakın sosyalist ülke, on yıllardır direniyordu. Küba bir efsane değil, gerçeklikti… Nice sıkıntıları göğüsleyip, uygar ülkeler arasına yükseldi…
Özellikle Sovyetlerin dağılmasından sonra, çok zor bir dönem geçirdi… Gezi yazılarından, belgesellerden öğrendik Küba’yı… Tayip Erdoğan’ın gezisi de gazetelerde günlerce anlatıldı… Atatürk heykeli önünde çekilmiş fotoğraflar çok ilgi çekti…
Günümüzde sağlık alanında en ileri ülkelerden biri Küba. Yetiştirdiği doktorlar, dünyanın çeşitli ülkelerinde çalışıyor… Bu doktorların kazançlarının bir bölümü Küba bütçesine gelir olarak aktarılıyor… Bazı hastalarda Küba’da tedavi oluyor… Maradona, dünya futbol tarihine geçmiş bir sporcu. Fakat uyuşturucu bağımlısı olmuştu. Küba’da gördüğü tedavi ile uyuşturucudan kurtulup sağlığına kavuştu. Uzun bir röportajını anımsarım… Fidel’in de dostluğunu kazanmış… Bu yaşanmışlık, Küba’ya olan ilgimi artırmıştır…
Çocuklara yönelik yatırımlarıyla da ilgi çekmektedir. 1970’li yıllarda gençliğin çok ilgisini çekiyordu. Geziler düzenlenildi… Dünya Gençlik Federasyonu Havana’da toplanmıştı. Giden arkadaşların anlattıklarını hala anımsarım… Bizim kuşak Küba’dan çık etkilenmiştir.
1968 kuşağı da çok etkilenmiştir Küba’dan… Kitaplar, şiirler yazılmıştır.
İşte o şiirlerden biri Metin Demirtaş’ın şiiridir. Sizlerle paylaşıyorum.
Hoş ve esen kalınız.
KÜBA BİR UMUTTUR ORADA
Küba!
Koca kürede ışıklı bir nokta.
Teslim olmuyor, direniyor,
İnsanlığın onuru adına.
Öte yakada kudurmuş böğürüyor
Sömürünün devi:
-Ya eğil herkes gibi,
Ya öl!-
Sosyalizmin yiğit oğlu,
Gençliğimizin gür sesiyle
Ve ekmek su gibi yalın sözlerle
Yanıtlıyor bu homurtuyu:
-Ya barbarlık, toptan yıkım,
Ya Sosyalizm! –
Küba!
Antiller’in ışığı,
Kuşatılmış Seher Yıldızı!
Destansı şarkısı Che Guevara’nın.
Şarkının, şiirin sesi,
-Özgürlüğün ve aydınlığın delisi-
Jose Marti’nin, Fidel’in ülkesi!..